Bilimkurgu yazınının benzersiz ismi Douglas Adamsın neredeyse dünyanın tüm dillerine çevrilmiş dizisi Otostopçunun Galaksi Rehberi BBCde radyo oyunu olarak yayınlanışının ardından büyük bir okur kitlesine ulaşarak popülerliğini asla yitirmeyecek bir kült haline geliyordu ... Kahramanımız Arthur Dent muhteşem bir kriket atışıyla galaksiyi kurtardıktan sonra kafasını dinlemeye karar vermişti. Özellikle de hayallerinizdeki kızla aslında olmaması gereken bir yerde karşılaşmışken. Nasıl bir kızla mı? Baktığınızda soluğunuzun kesileceği türden bir kızla; koyu renk saçları soluk ve ciddi bir yüzün etrafına dalgalar halinde dökülen bir kızla; önemli ama pek rağbet görmeyen bir erdemi simgelemek için bir bahçeye yerleştirilmiş heykele benzeyen uzun boylu bir kızla; bakıyor gibi göründüğü şeyden başka bir şeye bakıyormuş hissini veren bir kızla. Bu kız, yani Fenny, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. Bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti. Ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz, edemeden Yerküre yeni bir hiperuzay ketirme yolunun yapılması için beklenmedik bir şekilde yok edildi ve böylece bu fikir yjtip gitti, görünüşe göre sonsuza dek. Bu kitap işte o kızın öyküsüdür.
Bilimkurgu yazınının benzersiz ismi Douglas Adamsın neredeyse dünyanın tüm dillerine çevrilmiş dizisi Otostopçunun Galaksi Rehberi BBCde radyo oyunu olarak yayınlanışının ardından büyük bir okur kitlesine ulaşarak popülerliğini asla yitirmeyecek bir kült haline geliyordu ... Kahramanımız Arthur Dent muhteşem bir kriket atışıyla galaksiyi kurtardıktan sonra kafasını dinlemeye karar vermişti. Özellikle de hayallerinizdeki kızla aslında olmaması gereken bir yerde karşılaşmışken. Nasıl bir kızla mı? Baktığınızda soluğunuzun kesileceği türden bir kızla; koyu renk saçları soluk ve ciddi bir yüzün etrafına dalgalar halinde dökülen bir kızla; önemli ama pek rağbet görmeyen bir erdemi simgelemek için bir bahçeye yerleştirilmiş heykele benzeyen uzun boylu bir kızla; bakıyor gibi göründüğü şeyden başka bir şeye bakıyormuş hissini veren bir kızla. Bu kız, yani Fenny, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. Bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti. Ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz, edemeden Yerküre yeni bir hiperuzay ketirme yolunun yapılması için beklenmedik bir şekilde yok edildi ve böylece bu fikir yjtip gitti, görünüşe göre sonsuza dek. Bu kitap işte o kızın öyküsüdür.
Gizemli bir şekilde anayurduna dönen Arthur çok mutludur. Tüm çılgın yolculuğu hiç yaşanmamış gibidir. Ancak bazı gariplikler onu sorguya iter. Yunuslar kayıp olmuştur, Greenpeace yastadır. Aslında insanları uyarmaya çalışan yunuslar son performanslarındaki akrobatik hareketleriyle bize şunu demişlerdir: "Elveda ve tüm balıklar için teşekkürler." Bu ve bazı başka garipliklerle karşılacak olan Arthur, dünyanın yokedilişini hatırlayan tek insana da aşık olacaktır. Ford'un Dünya'ya dönmesiyle yolculukları tekrar başlayacak yeni maceralara atılacaklardır.
Yazar, bu kitapta romantizme ( absürd bir tarzda elbette ) daha fazla yer vermiş ve hikayenin geri kalanında daha çok kişisel etkileşimler ön planda. Arthur için mutlu oluyoruz ister istemez, kader ( veya tanrı veya kosmos veya adının siz koyun ) espri anlayışını yitirmemiş ancak espri nesnesi bu kez karakterimiz değil. Tauton semalarında beraber uçabileceği! birinin bulmanın mutluluğunu yaşayan karakterimiz, halinden memnun.Göndermeleri ve yergileri ile güldüren yazar, eski ve sevdiğimiz karakterleri de unutmamış, arada onlara da selam veriyoruz. Akıcı ve esprili dili kolaylıkla okunmasını sağlıyor kitabın.
Serinin ilk üç kitabının gölgesinde kalmış. Okurken oldukça zorlandım. Zaten ilk kitapta aldığınız zevk yavaş yavaş diğer kitaplarda sönmeye başlıyor. Gereksiz yere cümle uzatmaları tekrarları çok fazla.
Anlaşılan yazar kitabın yayınlandığı dönemde Arthur’un pek de Dünyalı özellikleri sergilemediği yönünde ciddi eleştiri almış olacak ki karaktere biraz insani vasıflar yüklemiş. Ayrıca ilk kitabın girişinde pas geçilen yere değinmesi de merak uyandırıcı. Fakat mizah ile bilimkurgu nasıl birbirine uymuşsa, romantizm ve bilimkurgu da o kadar uymamış. Seri tüm hızıyla giderken frene basılmış hissi uyandırıyor.
219 sayfa