1994 Los Angeles depremi, henüz küçük bir çocukken Lewis Cranein ailesini yok ederek onu tek basına bırakmış ve hayatını paramparça etmiştir.
Aradan 30 sene geçer; Crane dünyanın en önde gelen sismologu olmuş, depremlere duy-duğu öfkesi ise hiç dinmemiştir. Yasadıklarının bir daha kimsenin basına gelmesini istemeyen Crane, deprem tahmini konusunda eşsiz bir teori geliştirir. Ancak Çinli şirketler tarafından yönetilen bir dünyada; ırk ve din ayrımıyla radikal bir bölünmeye sürüklenmiş Amerikada, onun bu konuda başarılı olmasını istemeyen güçler bulunmaktadır.
Ardından bir felaket yaşanır: Richter ölçeği ile 8,5 büyüklüğünde devasa bir yer sarsıntısı.
1994 Los Angeles depremi, henüz küçük bir çocukken Lewis Cranein ailesini yok ederek onu tek basına bırakmış ve hayatını paramparça etmiştir.
Aradan 30 sene geçer; Crane dünyanın en önde gelen sismologu olmuş, depremlere duy-duğu öfkesi ise hiç dinmemiştir. Yasadıklarının bir daha kimsenin basına gelmesini istemeyen Crane, deprem tahmini konusunda eşsiz bir teori geliştirir. Ancak Çinli şirketler tarafından yönetilen bir dünyada; ırk ve din ayrımıyla radikal bir bölünmeye sürüklenmiş Amerikada, onun bu konuda başarılı olmasını istemeyen güçler bulunmaktadır.
Ardından bir felaket yaşanır: Richter ölçeği ile 8,5 büyüklüğünde devasa bir yer sarsıntısı.
Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen su gibi aktı gitti.Harika bir konu ve harika bir işleyiş ama benim için en kötü özelliği bazı konular arası zaman dilimlerinin uzun olması ve o aranın tam anlatılmaması.O ara en önemli an beklenen büyük gün ama sayfayı çevirince seneler sonraya gitmiş oluyor.Ama buna rağmen o anları yaşatmayı başarmış bir yazar kesinlikle okunmalı
351 sayfa