istanbulun fakir semtlerinden birinde oturan bir ailenin mensupları romanın belli başlı kahramanlarıdır. Orhan Kemal, bu kadar basit bir mevzuu, son derece büyük bir ustalıkla işlemiş. Gayet bol konuşmalar ve hele Arnavut şivesi ile süslenen roman bir solukta okunuyor. Hem de zevkle, merakla.
******
Devlet Kuşu, aşkı ile ailesinin zenginlik özlemi arasında kalan gecekondulu bir gencin hikayesi. Yakışıklı Avare Mustafa askerden sonra iş bulamamış, işsiz güçsüz arkadaşlarıyla Taşkasaplının kahvesinde geçirmektedir günlerini. Komşu kızı Aynura aşıktır ama ona sunabilecek hiçbir şeyi yoktur. Evlerinin karşısındaki arsada, bir apartman inşaatına başlayan karaborsacı Zülfikarın çirkin kızı Hülya, gördüğü anda Mustafaya tutulmuştur. Bu öylesine bir tutkudur ki, Zülfikar, Mustafayı kızıyla evlenmeye zorlar. Delikanlı buna yanaşmak istemez, ama annesinin baskısıyla, önce karaborsacının yanında çalışmayı sonra da kızıyla evlenmeyi kabul eder. Aslında zenginlik hayalleri onun da kafasını karıştırmıştır. Ancak kısa zamanda kendini satılmış gibi hissederek Hülyayı terk eder. Orhan Kemal bu kitabında da, sanayileşme sürecinde kendine yer bulamamış, aylak, yoksul ama fazla çaba harcamadan zengin olma hayalleriyle yaşayan insanları anlatırken; toplumdaki yozlaşmanın ürettiği, gecekondunun karşısına apartman diken yeni zengin karaborsacının da resmini çizmeyi ihmal etmiyor. Zenginlik ve yoksulluk olgularına, insan zaaflarını göz ardı etmeden bakıyor.
******
istanbulun fakir semtlerinden birinde oturan bir ailenin mensupları romanın belli başlı kahramanlarıdır. Orhan Kemal, bu kadar basit bir mevzuu, son derece büyük bir ustalıkla işlemiş. Gayet bol konuşmalar ve hele Arnavut şivesi ile süslenen roman bir solukta okunuyor. Hem de zevkle, merakla.
******
Devlet Kuşu, aşkı ile ailesinin zenginlik özlemi arasında kalan gecekondulu bir gencin hikayesi. Yakışıklı Avare Mustafa askerden sonra iş bulamamış, işsiz güçsüz arkadaşlarıyla Taşkasaplının kahvesinde geçirmektedir günlerini. Komşu kızı Aynura aşıktır ama ona sunabilecek hiçbir şeyi yoktur. Evlerinin karşısındaki arsada, bir apartman inşaatına başlayan karaborsacı Zülfikarın çirkin kızı Hülya, gördüğü anda Mustafaya tutulmuştur. Bu öylesine bir tutkudur ki, Zülfikar, Mustafayı kızıyla evlenmeye zorlar. Delikanlı buna yanaşmak istemez, ama annesinin baskısıyla, önce karaborsacının yanında çalışmayı sonra da kızıyla evlenmeyi kabul eder. Aslında zenginlik hayalleri onun da kafasını karıştırmıştır. Ancak kısa zamanda kendini satılmış gibi hissederek Hülyayı terk eder. Orhan Kemal bu kitabında da, sanayileşme sürecinde kendine yer bulamamış, aylak, yoksul ama fazla çaba harcamadan zengin olma hayalleriyle yaşayan insanları anlatırken; toplumdaki yozlaşmanın ürettiği, gecekondunun karşısına apartman diken yeni zengin karaborsacının da resmini çizmeyi ihmal etmiyor. Zenginlik ve yoksulluk olgularına, insan zaaflarını göz ardı etmeden bakıyor.
******
arkadaşlığın,parasızlığın,aşkın soyuttan somuta geldiği bir roman.kemal sunal oynamış film olarak.ama kitabın lezzeti çok farklı.fakir ıstanbulun zengin ıstanbulu yendiği bir yapıt..
Sanırım ilk cümle " Bir Orhan Kemal klasiği " olmalı. Yazarın daha önce kitaplarından okuduysanız ve beğendiyseniz yine aynı keyfi alacağınızı söyleyebilirim. Dönemin olaylarını ince bir mizahla harmanlayıp sunmuş bize. Bir solukta okundu.
244 sayfa