Ben Ivy Westfall. Kurucunun kızı.
Nükleer bir savaş sonrası hayatta kalan az sayıdaki insan biriydim. 16 yaşında kendimi bir güç savaşının ortasında buldum. Annemin katilinin oğluyla evlenmeye zorlandım. Görevim çok da zor değildi. İsyana öncülük edebilmem için kocamı öldürüp ailemin yönetimi ele geçirmesini sağlamalıydım, o kadar...
Ben Ivy Westfall. Artık sistemin kurbanı değilim. Görevim artık eskisinden daha zor. İnandığım şeyler uğruna, her şeyimi kaybetme pahasına savaşacağım...
İsmim Ivy Westfall. Ben Devrimin Kızı'yım.
Ben Ivy Westfall. Kurucunun kızı.
Nükleer bir savaş sonrası hayatta kalan az sayıdaki insan biriydim. 16 yaşında kendimi bir güç savaşının ortasında buldum. Annemin katilinin oğluyla evlenmeye zorlandım. Görevim çok da zor değildi. İsyana öncülük edebilmem için kocamı öldürüp ailemin yönetimi ele geçirmesini sağlamalıydım, o kadar...
Ben Ivy Westfall. Artık sistemin kurbanı değilim. Görevim artık eskisinden daha zor. İnandığım şeyler uğruna, her şeyimi kaybetme pahasına savaşacağım...
İsmim Ivy Westfall. Ben Devrimin Kızı'yım.
Niyeyse ilk kitabı okuduktan sonra, çitin öteki tarafında hayatın olmadığına inanmıştım.Bu kitabı okuduktan sonra yanıldığımı anladım çünkü dışarıda hayat varmış.
Kurucunun Kızı'nı okurken yaşanılan dünyayı zaten pek gözümde canlandıramamıştım. Nasıl bir yer olduğuyla ilgili hep soru işaretleri kalmıştı aklımda. Bu kitap bana bunun cevabını verdi. Dışarısı çıkarlarsa ben ne yaparım, nasıl yaşarım korkusu yaşadıkları için insanların yaşadıkları alanla sınırlı kaldığını,bu alanın dışına çıkmak istemediklerini anladım.Açıkçası ben çitin dışını daha tehlikeli olmasını bekledim galiba.Bu yüzden biraz hayal kırıklığına uğramış olabilirim.
Devrimin Kızı'nı okurken satırlar su gibi aktı gitti. Sade ve sizi yormayan anlatımı vardı.En güzel satırlar da Bishop'un olduğu satırlardı. Bishop'un İvy için çıkıp gelmesi benim beklediğim bir şeydi, şaşırmadım. İvy'de ne olursa olsun ailesine ve Bishop'a karşı bağlılığını kanıtladı. Sonunda herkes bir bedel ödedi.
Mutlu sonla biten distopya türünde yazılmış güzel bir seriydi.Okumak isteyenlere tavsiye edilir.
Devrimin Kızı - Amy Engel
Serinin ilk kitabı Kurucunun Kızı, Ivy'nin çitin ardına gönderilmesiyle sona ermişti. Ivy'nin çitin ardında geçirdiği zor günlerden sonra Calep ve Ash ile karşılaşmasıyla olaylar Ivy için daha az endişelenmeye başladık. Calep ile Ash Ivy'i kaldıkları kampa diğer insanların yanına götürdüler ve Ivy babasının soyundan gelme özelliği ile rahat bir nefes aldı, Bishop ile evlenmeyi kabul etmediği için çitin ardına atıldığını söyler ve için için Bishop'la evlendiğini öğrenebileceklerinden korkarak kamptaki günlerini yaşar. Ta ki, Calep kampa yaklaşmaya çalışan genç bir erkeği eşşek sudan gelene kadar dövülmüş halde kampa getirene kadar.. :)
Güzel ve bir çırpıda okunabilecek kitaplardan/serilerden. Tavsiye ederim :)
""Yanaklarımdan yaşlar akıyor, tuzları dudaklarımı yakıyordu.
Gözyaşlarıma teslim olup kendime, kaybettiğim her şey için ve olacaklara karşı duyduğum korku yüzünden ağlama izni verdim. Eskiden olduğum kızın, asla olmak istemediğim eşin, olmayı reddettiğim katilin ve öyleymiş numarası yaptığım hainin yasını tuttum. Artık bunlardan hiçbiri değildim. Başımı kaldırıp gözlerimi sildim. Kız çocuğu. Eş. Katil. Hain. Hepsi benim eski versiyonlarımdı. Artık hayatta kalan biri olacaktım.
Derin bir nefes aldım ve çiti bıraktım."
***
"Birçok insan bu kadar şanslı mıydı? Onları gerçekten anlayan birini bulacak kadar? Onları sürekli daha çok kendileri gibi birine dönüştürmeye çalışmak yerine, dünyaya bakışlarının ve yaklaşımlarının bütün garip ve yabancı yollanın kabul edecek birini bulacak kadar? Diğer birçok kişi
beni başka tür bir kıza dönüştürmeye çalışmışken, Ivy olmama izin vermek, Bishop'ın bana verebileceği en değerli hediyeydi."
Bir serinin daha sonuna geldik. Distopya türünde beğendiğim sayılı seriler arasında olan Kurucunun Kızı , Devrimin Kızı ile son buldu. Söze şunu söyleyerek başlıyorum, ilk kitap beni daha çok etkilemişti. Çünkü bu kitap daha büyük bir sonu hak ediyordu. Evet anlamlı bir sondu ama gerçekleşen olaylar kesinlikle Devrim sözcüğüne yakışır cinsten değildi. Kitabın adı bile sizi bir beklenti içine sokuyor. Olayların büyüklüğü, gerçekleşecek olan şeyleri düşündükçe çok heyecanlanmıştım. AMA çokta bir karşılık bulamadım. Nedense bu aralar evren bana mesaj yolluyor, beklenti içine çok girme diye. Sözünü ettiğim şeyler sadece olayların hareketliliği ile alakalı. Diğer mevzulara gelecek olursak, Ivy ve Bishop kadar birbirini böyle anlayabilen ve fedakarlık yapan çifte rastlamak çok zor.
Öyle ufak şeylerden bahsetmiyorum. Şöyle söyleyeyim, fedakarlık tanımını da aşan şeylerdi.
Kitap, Ivy'nin çitin arkasında nasıl hayatta kalmaya çalıştığı ile başlıyor. Ki bir sahne var nasıl kusmadı merak konusu. Çok aç bir Ivy ile karşı karşıya kalmadığım için şanslıyım. Yerde otururken kayanın üstünde gördüğü kertenkeleyi öyle bir seferde ağzına atıveriyor... Zaten okuduğumda sahne
direk gözümde canlandı çünkü betimlemeler bende hayranlık seviyesine ulaştı. Yazarın anlattığı yerler Ivy ile beraber oradaymışım hissini yarattı. Olayların içine girmekle ilgi sözlerim tam olarak bununla alakalı. O yeri hayal etme, yazarın hayalindeki dünyayı sana yansıtması gerçekten harika bir şey. Ve işin emek kısmı bana göre burada. İşte bu kitapta onların arasına girdi. Çitin arka tarafı Bishop ve Ivy kadar ilgimi çekmeyi başardı.
Ivy tek başına ne kadar dayanabilecek diye düşünürken karşısına Ash ve Caleb çıkıyor. Gelmeselerdi ne olurdu diye düşününce hayatını kurtardılar demekte yerinde olur. Ah tabi onlar gelmeden önce bir misafirle de karşılaşıyor. Tahmin edin kim? İp ucu, Bishop çitin arkasındakilere yemek verirken yanındaki kızı öldüren bir pislik. Ondan kurtulma çabası da takdire şayandı. Caleb ve Ash ile beraber kamplarına gidip yeni hayatına alışmaya çalışırken bir ay sonra BOM! Ne mi oluyor? Burada kötü kadın kahkahamı atarak ne olduğunu söylemeyeceğim. Sonrası ise benim yakındığım kısımlar.
Bu puan Ivy ve Bishop için...
Her şeyden sonra hala benimleydi.
"Birçok açıdan değişmiş olsan da, özünde hala aynı kızsın Ivy. Konuşmayı reddettiğinde bile her şeyi gözleriyle, ifadesiyle anlatan kız. Kendisine neye mal olursa olsun, bu kızın beni sevecek kadar cesur olduğunu biliyorum."
Ortak yorum için;
http://satellitebook.blogspot.com.tr/2016/02/yorum-devrimin-kz-devrimin-kz.html
http://umursamazinkosesi.blogspot.com.tr/
Yılın 172. ve son kitabı olan #devriminkızı da bitti. Bu kitapta belki biraz daha hikayenin distopik yönünü okuruz diyordum ama yine olmadı yine aşk çok fazla ön plandaydı. Ilk kitaba göre biraz daha hareketli bir kitap olsa da benim için bir distopya kitabı-serisi olmadı olamadı maalesef, ama şunu da söyleyeyim bir aşk kitabı olarak sevdiğim bir seri oldu. Özellikle Bishop en sevdiğim karakterler arasında yerini aldı.
İlk kitabı daha çok sevdim sanırım.Bishop gelene kadar fena değildi Ivy'nin hayatta kalma çabası Ash ve Caleb'i tanımak filan ama Bishop geldikten sonra Ivy'nin hareketleri beni baydı.
Devrimin Kızını yaklaşık 6 aydır bekliyordum ilk kitabi okudugum anı dün gibi hatırlıyorum😅 29 mayis aksami Karşıyaka-Konak vapurunda baslayan okumam ertesi sabah büyük bir heyecan ve merakla son bulmustu.(tamam o kadar da net degil hafizam, tarihine vikitap kayitlarimdan baktim itiraf ediyorum🙈😂) 2.kitabi beklerken neler yaptim neler; maniler dizdim, Kasım ayina sitelerden geri sayim baslattim, tüm cevremdeki dostlarıma kitabi hediye edip sonunu okuduktan sonra benim gibi kivranmalarini görüp pis pis siritip mutlu oldum... bir ara bayilik acacaktim kitap icin o derece😂
Iste taa o zamandan beri bekliyorum ve sonunda bekledigim seri tek günde bir çırpıda okundu bitti. 😍
Ne bekliyordum emin degilim, biraz daha fazla savaş daha fazla yırtıcı sahneler, sert kosullar beklemis olabilirim. Distopik ogelerin daha belirgin olmasını da isterdim ama okudugum kurguda bence yeterince iyiydi.
Arka kapakta Ivy'nin savaşacağı yazıyor ya hani evet Ivy savaştı hem de ne savas. Kararsizliklari yanlislari sacma duygusallıkları yok muydu evet vardı ama bunlar çok normal şeyler bu kız daha 17 yasinda yahu. 👊
Bishop ise... Ivy'nin kusurlarına rağmen her daim yanında olan ona kol kanat gerip tercihlerinde saygı duyan Bishop'tu. Bildigimiz saglam, guvenilir, sevecen, dost canlısı, yeri gelince bir lider yeri gelince okyanus ozlemi ceken bir maceraperest kimi zaman da sevdikleri icin can almayi göze alabilen bir kurtarıcı Bishop. ❤
İyi ki bu kitabı yazdin #AmyEngel iyi ki Bishop gibi bir karakteri hayatımıza kattin.
Bu kitapta Ivy ve Bishop kendi secimlerini yaptilar. Yeni dostlar yeni dusmanlar edindiler ama sonunda hep bir bütün oldular. Okyanusa beraber ulaştılar. Okurken keske bir kitap daha olsaydı biraz daha okusaydik diyeceginiz bir seri bana göre. Yüzümde tatlı bir gülümseme ile son buldu kitap.
Bu guzel seri icin tesekkürler Amy Engel, tesekkurler #yabanciyayinlari
🍃 "Sadece seninle olmak istiyorum. Nereye gidiyorsan yanında yürümek istiyorum Ivy. Bu kadar."🍃
Güzel, uzamayan , kısa, öz bir seri okumak isteyenlere tavsiye ederim. Akıcı dili, akıllı karakterleri olan bir kitap....
Güzel bir serinin daha sonuna geldik. Yazar üçleme yapmayarak iyi yapmış bence. Kitabın temposu genel olarak beklediğim gibiydi. Biraz spoiler olabilir ama karakterin ölmeyeceğini hepimiz biliyorduk zaten. Asıl soru nasıl kurtulacağıydı. Biz de bunun cevabını Ash ve Caleb'dan aldık. Ivy'nin babasının ve diğerlerinin de dediği gibi çitin dışında hayat mümkün değil, gidersen kısa sürede ölürsün tezi karalandı. Gerçi teknik olarak, onlar Ivy'i bulmasaydı kendisi zaten ölmüş olacaktı.
Tempo ilk başlarda ağırdı, çevirisi de gayet güzel olduğu için hayatta kalma savaşının içinde buldum kendimi. Kitabın ortalarını geçtikten sonra aksiyonun dozu iyice artıyor. Bu aksiyon tabi ki Westfall'da. Kahramanlarımız oraya doğru, yanlarına öncelerden sürpriz bir şekilde gelen, benimde en sevdiğim karakter olan Bishop ile beraber yola koyuluyorlar. Tabi onun gelmesine şaşırdık mı? Ben şaşırmadım. Gerçekten aşkını yaşayan kitap karakterlerden bu kitabın hödüğü ve sizin saçlarınızı sinirle yolmanıza sebep olacak kişi Ivy.
Eğer distopya türüne giriş yapmak istiyorsanız. Bu seri kurucunun kızı ile başlıyor. Şiddetle tavsiye ediyorum her ikisini de. Ayrıca cildi, kapak tasarımı da tadından yenmez.
Bu arada bu yorumun aynısını, bookstagram hesabımda kendi çektiğim görsel ile bulabilirsiniz. Oraya da beklerim ; dilarabook
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/12/amy-engel-devrimin-kz-book-of-ivy-2.html
Kurucunun Kızı ile başlayan macera kelimenin tam anlamıyla Devrimin Kızı ile devam ediyor!
Bu kitabı ilk kitaptan daha çok sevdiğimi söylemeliyim, ilk kitap tam bir başlangıç kitabıydı ancak bu... heyecanla okunacak ve tam anlamıyla hayat savaşına tanıklık edilecek şekilde kurgulanmıştı.
Kurucunun Kızı kitabında -okuyan bilir- Ivy, çitin dışına atılmıştı ve kitap öyle bitmişti. Devrimin Kızı'nda ise, Ivy'nin çitin dışındaki hayatını, yaşama savaşını konu alıyor. Ivy, çitin dışında... kimsesiz, tek başına... son baharın verdiği serinliğin yavaş yavaş yerini kışa bırakırken kendine barınacak bir yer arama ve karnını doyurma arayışı içerisinde... yaralı... hayal kırıklığına uğramış... kalbi kırık... aldaılmış... darmadağın bir ruh hali içerisinde olmasına rağmen güçlü durmaya çalışarak kendine yeniden başlama şansı veriyor...
Tam kendine yaşayacak bir yer bulduğunda onu büyük bir sürpriz buluyor... onu şaşırtan, kararsız olmasını sağlayan ama yine de sevmeyi sevilmeyi öğretmeyi amaçlayan bir sürpriz...
Kitabın sonunda okuduklarım benim için çok şaşırtıcıydı, Westfall'da olayların bu şekilde ilerleyeceği aklıma gelmezdi. Yazar bu konuda beni şaşırttı... ve bu durum hoşuma gitti. Beklediğimin dışında gelişen olaylar her zaman hoşuma gitmiştir kitaplarda. Çok okuduğumuz için kurgu bir yerden sonra tahmin edilebilinir oluyor dolayısıyla da okuduğunuz kitapta tahmininizin dışında bir şeyler olunca bu size tarifi imkansız bir haz veriyor. Westfall'da olanlar da benim için öyleydi. Bunları tahmin etmemiştim, evet bir şeyler olacağının farkındaydım ama bu şekilde sonlanmasını beklemiyordum.
Tamam konu içeriğine girmeye başlıyorum o yüzden susuyorum.
Kurucunun Kızı ne kadar durgunsa bu kitap da o kadar nefes kesiciydi.
http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2016/01/kitap-yorumu-devrimin-kz-amy-engel-book.html
Devrimin Kızı, ilk kitabın (Kurucunun Kızı) o, "Anaa, kitap bitti mi, hani devamı nerede?"lik sonundan sonra güzel bir giriş yaptı. Aralarında hiçbir kopukluk yoktu. Hatta ilk kitabı okumayanlar hiç ara vermeden ikinciye başlayabilirler diye düşünüyorum. Bundan sonra ilk kitaptan spoiler vernek zorundayım çünkü ikinci kitaptaki olayları anlatmamın başka bir imkanı yok. Okuyanların bildiği üzere ilk kitabın sonunda Ivy çitin dışına atılmıştı. Devrimin Kızı'nda Ivy'nin çitin dışına atıldıktan sonra yaşadıklarını okuyoruz. Hayatta kalma mücadelesine, dışarıda yaşayabilmek için adım adım yeni birine dönüşmesine şahit oluyoruz.
Ivy, başlarda o kadar kırgın, kızgın ve yalnız ki... Her cümlesinde sizin de içiniz acıyor, hissettiklerini aynen hissediyorsunuz. Saldırıya uğruyor, bir çakalla boğuşuyor, o yaralı haliyle günlerce tek başına yürüyor. Hayat bu ya... Tam kendine bir yuva bulup, düzen kurmuşken öyle bir sürprizle karşılaşıyor ki... Bütün düzeni, içinde iyileştirdiği her şey tepetaklak oluyor. Kendine yeniden hissetme izni vermemek için direndikçe sürekli kendinden bir şeyler eksiliyor ve sonunda dayanamayarak her şeyi koyveriyor.
Ivy kendini bırakana kadar ki sayfalar bir türlü bitmek bilmedi... İki kitap boyunca kıza gıcık olduğum tek bölüm orası sanırım. :D Sonunda Ivy'den çok ben rahatladım.
Westfall'da yaşanan olaylar az çok beklediğim gibiydi ama yine de şaşırmadan edemedim. Kitabın o bölümünde dışarının Ivy'i nasıl değiştirdiğini daha iyi anlıyoruz. Bence eski Ivy olsa orada yaptıklarının yarısını bile yapamazdı. Ve ablası... Abla bu sonuçta... İlk kitaptaki haline rağmen daha farklı şeyler beklerdim. Aslında burayla alakalı söylemek istediğim çok şey var ama fazla spoiler vermiş olurum o yüzden hiç girmeyeceğim.
Son olarak ben Amy'nin dilini çok seviyorum. Yani evet kitaplar çok kısa ama o kadar yoğun yazıyor ki... 250 sayfada bile okuru tatmin edebiliyor. Seri üçleme diye biliyordum ama kitap sanki sonmuş gibi bitti. Devamı olacaksa, neler yaşanacak çok merak ediyorum. Kitabın başındaki Övgüler bölümünde yazanlara göre devamı var ama bakalım. :D Ayrıca unutmadan çevirmen değişmesine rağmen çeviri gayet güzeldi. Ben öyle belirgin bir kusur göremedim. Aslı Tümerkan'ın ellerine sağlık diyorum.
Özetle, ilk kitaba gayet yakışır bir devam kitabıydı. Okuyun, okutturun efenim!
Ciltli, 264 sayfa
6Kasım2015 tarihinde, Yabancı Yayınları tarafından yayınlandı