1899da yayımlanan Diriliş Tolstoyun yaşadığı sırada çıkan son romanıdır. Tolstoy, yıllarca üzerinde düşündüğü ve pek çok kuramsal eser yazdığı insanlık sorunlarını bu kitapta edebi bir kurgu içinde ele aldı. Diriliş sadece Sibiryaya giden bir mahkûm kafilesinin yolculuğunu değil, yaşamın anlamını kavramak adına kişinin kendini yeniden var etme sürecini anlatan bir başyapıttır.
1899da yayımlanan Diriliş Tolstoyun yaşadığı sırada çıkan son romanıdır. Tolstoy, yıllarca üzerinde düşündüğü ve pek çok kuramsal eser yazdığı insanlık sorunlarını bu kitapta edebi bir kurgu içinde ele aldı. Diriliş sadece Sibiryaya giden bir mahkûm kafilesinin yolculuğunu değil, yaşamın anlamını kavramak adına kişinin kendini yeniden var etme sürecini anlatan bir başyapıttır.
Çarlık Rusya’sı döneminin etraflıca bir sistem eleştirisi. Hem toprak sistemini hem yargıyı hem de sorgulamalarıyla dini (Ortodoksluğu) eleştiren bir eser. Bu sonuncusu doğal olarak yazarın aforozuyla sonuçlanmış. Temelde vicdan diyor Tolstoy. Adaletin de inancın da insanın vicdanına göre yaşayıp uygulaması gerektiğini savunuyor. Değişen hayat görüşüyle daha basit bir yaşam tarzına ve toplumculuğa yönelen yazar, Prens Nehludov karakteri üzerinden kendi arayışını, değişimini ve nihayetinde “dirilişi”ni aktarıyor. Betimlemeler öyle kuvvetli ki öne sürülen görüşü benimsemeyenler bile rahatlıkla çizilen resmi göz önüne getirip bir an için de olsa yazarın gözünden bakabilirler.
Şahsen Tolstoy'un kitaplarına pek bayılmıyorum. Diriliş dünyaca tanınmış bir eser, oldukça da güzel. Ayrıca ününü hak edecek kadar iyi bir kitap olduğuna inanıyorum ancak şahsi görüşüm biraz sıkılabileceğiniz yönünde.
Mahkumlara çektirilen eziyet insanların tüylerini diken diken ediyor.
Sanki onlar başka diyarın insanlarıymış gibi.
Okurken çok dokunmuştu bu eser bana , Tolstoy'u tanımama fırsat veren kitaptır kendisi.
tolstoy'un anna karenina adlı eserinden sonra beni en çok sinir eden kitabı. anna kareninanın kocasını aldatması ve kocasına çektirdikleri beni öyle bir sinir etmişti ki... anlatamam!!! ama bu kitap çok fena ya!!! katyuşaya yapılanlara sinir oldum!!! elimden gelse nehlüdov'u, halalarını ve anasını, kız kardeşini bir kaşık suda boğarım!!!! nehlüdov efendi vicdanına yenik düştü ama iş işten geçti!!! vicdanının sesini dinleyip katyuşayı kurtarması bile nehlüdov'u aklamadı gözümde!!!
bu kitap, yazarın son romanıymış. ayrıca yazar bu eserinden dolayı 'aforoz' edilmiş. yazarın dört önemli kitabından biriymiş. daha önceleri savaş ve barış'ı okumayı denemiştim ama olmamıştı yazar'a küsmüştüm. bu eser yazarla barışmama vesile oldu. kitabın sonu beni tatmin etmedi. katyuşa'nın simonson ile evlendiğini görebilseydik keşke.. kitabın bazı yerlerinin sansürlendiğini düşünüyorum rusça bilsem orijinalini okumak isterdim..
Bizlerin değerlendirmesine ihtiyaç duymayacak bir kitap olduğu aşikar.
klasikleri normalde sevmem ama içinde aşk ve heyecan olursa okunur buda öyle bir kitap
Kitap çoğu yerinde amacından uzaklaşmış. Sürekli bi yardım etmek , ceza evindekileri kurtarma çabası var Prens Nehlüdov da. Tolstoy süpermen izlenimi yaratmaya çalışmış sanki. Orta bölümlerinde sürekli olağan durumdan şikayet dile getiriliyo, asıl konu geri planda kalıyor. Kitaba giren onca karakter de cabasi.
en etkilendiğim kitaplardan biridir. başları fevkalade sürükleyici ama sonlara doğru kitap biraz ağırlaşıyor ve ahlak,erdem üzerine ders vermeye başlıyor. ama genel anlamda mükemmel diyebilirim.
Karton Cilt, 637 sayfa
2012 tarihinde, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı