Budala

Prens Mişkinin, hastalığı dolayısıyla gittiği İsviçreden ülkesi Rusyaya dönüşüyle başlar bu romanın hikâyesi. Dostoyevski bu kitapta dürüst bir insan olarak yaşamanın zorluklarına değinmekte ve toplumsal bozulmuşlugu gözler önünesermektedir.Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel aşk romanlarından olan Budala, Dostoyevskinin de dört büyük eserinden biri olarak vazgeçilmez klasikler arasında yerini çoktan almıştır. Yalın konusu ve insanın iç dünyasına yaptığı sarsıcı yolculuklarla okuru kendine hapseden öykü, Dostoyevskiye has usta romancılığın en mükemmel örneklerindendir.

******

Niyetim bütünüyle güzel bir insanı anlatmaktır. Dostoyevski Budalayı bu amaçla kaleme aldı ve peygamberimsi kahramanı Prens Mişkini böyle yarattı. Dostoyevskinin en büyük dört romanından biri olan Budala, aynı zamanda gelmiş geçmiş en büyük aşk romanlarından biridir de. Bu dünyada iyi olmak mümkün müdür, yoksa bu biraz da budalalık mıdır? Bu baş eserinde Dostoyevskinin şeytani zekâsı iyilik ile kurnazlık, saflık ile günah, aşk ile inanç arasındaki tehlikeli bölgelere giriyor.İnsanlık komedyasının olağanüstü zenginliğine rağmen, Dostoyevskinin kişileri hep aynı düzeyde, alçakgönüllülük ve gurur düzeyinde toplanır ve sıralanırlar... Dostoyevskinin kadın kahramanları, erkeklerden de fazla kararlıdırlar gururlu olmaya, onları gurur harekete geçirir hep.André Gide

************

Büyük yazarın ilk büyük romanı sayılan Budala, Dostoyevs¬kinin, kişinin içsel sorunları ve toplum karşısındaki duruşu temasını en çıplak biçimde ele aldığı yapıtlarından biridir. 1868 yılında tamamlanan Budalanın kahramanı Prens Mışkin, tıpkı Dostoyevski gibi saralıdır. Tedavi için gittiği İsviçreden bitkin halde döner. İnsanlardan iyice uzaklaşmış, kendi iç dünyasına kapanmıştır. Mışkin, dış dünyadan kopukluğu ve budalalık derecesinde iyi yürekliliği temsil eder. Eleştirmenlere göre Dostoyevski, Prens Mışkinin kişiliğinde kendini anlatmıştır. Yüz yılı aşkın bir süredir hayranlıkla okunan bu büyük romanı, Nihal Yalaza Taluyun çevirisiyle yayımlıyoruz.

************

İyiliklerle, inançlarla dolu bir kahraman: Prens Mişkin. İlgi çekici karakteri, saflık derecesindeki görev anlayışı ve sevgi duygularıyla İsanın yeryüzündeki yansıması, bu samimi budala sanki bir sınavdan geçmektir. prens Mişkin yazarıyla ayn kaderi paylaşmaktadır. Budala romanı Dostoyevskinin olağan üstü dinsel yoğunluğunu yansıtan en önemli eseridir.

******

Prens Mişkinin, hastalığı dolayısıyla gittiği İsviçreden ülkesi Rusyaya dönüşüyle başlar bu romanın hikâyesi. Dostoyevski bu kitapta dürüst bir insan olarak yaşamanın zorluklarına değinmekte ve toplumsal bozulmuşlugu gözler önünesermektedir.Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel aşk romanlarından olan Budala, Dostoyevskinin de dört büyük eserinden biri olarak vazgeçilmez klasikler arasında yerini çoktan almıştır. Yalın konusu ve insanın iç dünyasına yaptığı sarsıcı yolculuklarla okuru kendine hapseden öykü, Dostoyevskiye has usta romancılığın en mükemmel örneklerindendir.

******

Niyetim bütünüyle güzel bir insanı anlatmaktır. Dostoyevski Budalayı bu amaçla kaleme aldı ve peygamberimsi kahramanı Prens Mişkini böyle yarattı. Dostoyevskinin en büyük dört romanından biri olan Budala, aynı zamanda gelmiş geçmiş en büyük aşk romanlarından biridir de. Bu dünyada iyi olmak mümkün müdür, yoksa bu biraz da budalalık mıdır? Bu baş eserinde Dostoyevskinin şeytani zekâsı iyilik ile kurnazlık, saflık ile günah, aşk ile inanç arasındaki tehlikeli bölgelere giriyor.İnsanlık komedyasının olağanüstü zenginliğine rağmen, Dostoyevskinin kişileri hep aynı düzeyde, alçakgönüllülük ve gurur düzeyinde toplanır ve sıralanırlar... Dostoyevskinin kadın kahramanları, erkeklerden de fazla kararlıdırlar gururlu olmaya, onları gurur harekete geçirir hep.André Gide

************

Büyük yazarın ilk büyük romanı sayılan Budala, Dostoyevs¬kinin, kişinin içsel sorunları ve toplum karşısındaki duruşu teması... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
8 puan

Bu kitabı okuyacaklara mutlaka iletişim yayınlarından okumalarını tavsiye ederim çeviri çok önemli.Çünkü kitapda olayın kurgusu yanında psikolojik çözümlemelere giden hatta yazarın kendi kızını kaybettiği döneme gelen bu havayı da romana yansıttığı yerler var.Kötü bir çeviri yada özet bir kitapda buralar gözden kaçacakdır.
Beni çok yoran isimler konusu oldu,bir kişiye kendi adı,ön adı,baba adı ve lakabı ile hitap ediliyor ve kim kimdir karıştırım bir daha rus edebiyatı okuduğımda isimleri not alacağım.Birde kiyabın yazıldığı dönemde ki bunların saygı anlayışı,sınıflanmaları,görgü kuralları,kadının toplumdaki rolü,ahlak anlayışları,sosyeteye,dine ,ölümebakış açıları hakkonda güzel değerlendirmeler var.Akıcı ve sıkıcı bölümler peşpeşe geliyor ama kiyap çok ızundu 735 sayfa zaman zaman sıkıldığımı itiraf etmeliyim.

11 yıl, 10 ay
10 puan

fazla söze gerek yok dostoyeskinin bütün kitapları gibi budala herşeyiyle kitap.

9 puan

Gerçekten çok güzel bir kitaptı, okurken rahatladım, keşke iş güç olmasa, şu dersler bir bitse,şu misafirler bir gitse aralıksız okusam dedim.Yani çok yoğun olduğunuz bir dönemde okumayın. Bir de çok sıkıcı, çok yorucu bir kitap yorumlarını da fazlaca aldım; yani önce daha ince bir Dostoyevski tarzıyla kendinizi deneyip, beğenip beğenmediğinizi keşfetmelisiniz.

8 puan

Dostoyevski, kafasında milyon tane hayata dair veya felsefi fikrin cirit attığı bir abimiz. Bu fikirleri bizimle tartışmak için İppolit isimli bir karakter oluşturup onun ağzından sayfalarca, uzun uzun efkarını beyan ediyor. Bu fikirleri okumaya tahammül edelim diye de çok güzel bir aşk hikayesi etrafında ilginç karakterleri romana dahil ediyor. Bu sebeple güzelim Aglaya-Prens bölümleri çok kısa tutulmuşken 10-15 sayfa sadece İppolit'in mektubuna muhatap oluyoruz. Romanda betimlemeler çok iyi ve detaylı. Prens'in sara nöbeti geçirme anını ve öncesini bizzat yaşamış gibi oldum. Sonuç olarak yer yer sıksa da tavsiye edeceğim bir roman.
Unutmadan "Mazlum Beyhan" çevirisinin gayet iyi olduğunu söylemeliyim.

7 puan

Dostoyevki, kendi hayatından izler de taşıyan ‘Budala’da, okurunu, insan ruhunun geniş sınırlarında keyifli bir gezintiye çıkarıyor. Bu yolculuğun en dikkate değer karakteri, aynı zamanda romanın da başkahramanı olan Prens Mışkin’dir.

9 puan

Karakter tanımlamaları oldukça etkiliciydi...Her ne kadar kitabın baskarakteri Prens Muşkin olsa da benim için Lizaveta Prokofyevna bambaşka..:))

5 puan

dostoyevski kendini mi anlattın acaba sormak isterdim sana çirkin saralı çirkin yazar senin görkemin kağıtta değil mi?

8 puan

kitap sonuna kadar muhteşemdi ama en sonunda prens hak ettiği mutluluğu bulması gerekirdi.Aglaya ile evlenen o olmalıdı.

11 yıl, 10 ay
Profil Resmi
10 puan

En sevdiğim kitap! Başlarında bir daha Dostoyevski okumamaya karar vermiştim ama kitabı bitirdikten sonra yazara hayran kaldım.

6 puan

Çok akıcı ve güzel bir kitaptı. Gece gece uykumu kaçırttı.


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 656 sayfa
Ağustos2008 tarihinde, ANTİK YAYINLARI tarafından yayınlandı


ISBN
9789944184830
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Arigato spartacus ahmetbatikankuscu bsevde Ozgurky
21 kişi

Okumuşlar

umutkuzu gamgin lalca rendekar endlessdream
743 kişi

Okumak İsteyenler

FsnTRK engin chesnut nilaysea hakangursoyz
386 kişi

Takas Verenler

dreamberry tembel Novelist Batu. Kelamdar DuyguKösedağı
8 kişi
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski