Bu kitap, ilk sekiz bölümü 1975’de aylık Diriliş Dergisi’nde, son bölümleri ise 1976 Mayıs’ında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü’nün ilk üç sayısında yayınlanmak suretiyle oluşmuştur.
Bu kitap, ilk sekiz bölümü 1975’de aylık Diriliş Dergisi’nde, son bölümleri ise 1976 Mayıs’ında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü’nün ilk üç sayısında yayınlanmak suretiyle oluşmuştur.
Bir Sezai Karakoç ütopyası diyebiliriz.Defalarca ve sindirilerek okunması gereken bir eser.
Satırların altını çizmekten kalemimin biteceğini sandığım...
Kitaba daha fazla sayfalar eklense ve yalnızca aşağıda eklediğim paragraf olsa, yinede on üzerinden on alabilirdi.
"Benim inandığım ve bağlandığım dâva, ilk insan ve ilk yol göstericinin, dünyayı dolduran inkâra karşı özgür inanç gemisinin kaptanı olan Hazreti Nuh’un Ebedî Kurtuluş Sancağını uygarlıklar başkentine diken, Ateş imtihanından geçmiş ve Kurban şifasıyla azapların zehrini eritmiş Hazreti ibrahim’in, toplumu yönetecek altın kuralları sütunlar gibi ufkumuzda yükselten ve onları kıyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen Hazreti Musa’nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hazreti İsa’nın ve nihayet en büyük insan, en büyük yol gösterici, bütün insanlığa ışık tutucu, fiziği ve fizikötesini aydınlatıcı son Peygamber Hazreti Muhammed’in davasıdır."
Geçmişini bilen,kültürlü,bilgili...bir nesli bize bu neslin özelliklerini taşıyan kitabın yazarı müthiş bir şekilde anlatmış ve böyle bir neslin geleceğinin umudunu dile getiriyor. Çok kısa ve öz bir kitap olmasına rağmen anlam itibarı ile çok uzun ve çok yoğun bir eser. Ruhunu canlandırmak isteyen okumalı,başkasının ruhunu da canlandırmak isteyen başkasına da okutulmalıdır.
Sezai Karakoç'un tasavvufi yönünden haberdarım. Benim nezdimde çok değerli bir şairdir. Diyarbakırlı olması ve Muazzez Akkaya'ya yazdığı efsane şiir Mona Roza benim için her zaman en değerli şiirlerdendir.
Kitaba gelince Platon'un Devlet kitabı feyz alınarak yazılmış sanırım. Ama tabi Karakoç kitabında ideal devletin , ideal insanın İslam dini temelli olmasını savunuyor. İdeal devlet düzeninde her türlü kurum , kuruluş , işleyiş İslam unsurları göz önünde bulundurularak oluşturulmalıdır. Kitabın başındaki bazı görüşleri ise beni hayalkırıklığına uğrattı. Nedenine gelince kendi idolojisine bağlanması , bu doğrultuda bir bakış açısı geliştirmesi son derece normal bir olgu olmasına rağmen (kendisi sağcı ) karşı görüşü hedef alan, itham eden ağır sözlerine anlam veremedim. Eleştiriye eyvallah ama yerin dibine sokmaya hayır demeliyim sanırım.
O diriliş neslini ben henüz görmedim. Hatta düşüşü görüyorum. İnsanlar artık kimseye inanmaz olmuş. Televizyona çıkan hocalara bakınca daha da inancım sarsılıyor. Çünkü; yaptıkları başka söyledikleri bambaşka. Bu yüzden bu kitapta yazılanları Ütopik buluyorum. Keşke yarısı gerçek olsa...
Karton Cilt, 68 sayfa
Ağustos2013 tarihinde, Diriliş Yayınları tarafından yayınlandı