"Merak uyandıran, huzursuz eden, duygu yüklü bir metin; yazar için yeni bir sanatsal başarı."
-Stein Roll, Adresseavisen-
"Loe'nun Naif. Süper'den bu yana yazdığı en iyi kitap."
-Sindre Hovdenak, VG-
"Uzun zamandır yayımlanan en komik kitap."
-Michael Nilsen, Politiken-
Babam öldü.
Dün bir geyik avladım.
Ne diyebilirim.
Ya o ya ben, birimiz canından olacaktı.
Andreas Doppler: Bir başarı abidesi! İki çocuklu başarılı bir aile babası; başarılı bir tadilattan geçmiş güzel bir evi ve çok başarılı olduğu iyi bir işi var. Bir gün ormanda dolaşırken bisikletten düşüyor. Otların arasında yarı baygın bir halde uzanırken, uzun zamandır hissetmediği bir huzur doluyor içine: Neredeyse hiç tanımadığını fark ettiği babasının ölümü iyiden iyiye içine otururken, yeni banyo için fayans seçimi gibi banal düşüncelerden ve beynini kemiren o anlamsız çocuk şarkılarından kurtuluveriyor.
Birkaç gün sonra işini, evini ve ailesini terk edip ormana taşınıyor. Doğa güzel, karanlık ve derin; ayrıca Bongo var: Kendini geyikten başka her şey sanan ve kart oyunlarından zerre kadar anlamayan bu afacanla bir "avcı toplayıcı" gibi yaşamaya çalışan Doppler, yağsız süt krizine girince, bir adım daha ileri gidip takas ekonomisine geçiyor... Norveç'in en çok okunan yazarlarından Er land Loe, 1969'da, Norveç'in kuzeyindeki Trondheim şehrinde doğdu. Normal bir Norveçli çocuğun gitmesi gereken bütün okullara ve birkaç tane de çocuk yuvasına devam etti. Öğrenci değişim programı çerçevesinde Fransa'da bulundu. Ayrıca üniversitede sinema ve edebiyat eğitim gördü. Askere gitmeyi reddedip sivil kuruluşlarda zorunlu hizmette yer aldı. "Stella Polaris" tiyatro topluluğunda her işe koşan adam olarak çalıştı. Kurt Kudurdu adlı çocuk kitabı 2001'de, Kadının Fendi adlı romanı 2007'de beyazperdeye aktarıldı. Senaryosunu yazdığı "Varoluş Mücadelesi" adlı dizi film, NRK kanalında halen gösterilmektedir.
(Aschehoug Ödülü, 2013)
(Tanıtım Bülteninden)
"Merak uyandıran, huzursuz eden, duygu yüklü bir metin; yazar için yeni bir sanatsal başarı."
-Stein Roll, Adresseavisen-
"Loe'nun Naif. Süper'den bu yana yazdığı en iyi kitap."
-Sindre Hovdenak, VG-
"Uzun zamandır yayımlanan en komik kitap."
-Michael Nilsen, Politiken-
Babam öldü.
Dün bir geyik avladım.
Ne diyebilirim.
Ya o ya ben, birimiz canından olacaktı.
Andreas Doppler: Bir başarı abidesi! İki çocuklu başarılı bir aile babası; başarılı bir tadilattan geçmiş güzel bir evi ve çok başarılı olduğu iyi bir işi var. Bir gün ormanda dolaşırken bisikletten düşüyor. Otların arasında yarı baygın bir halde uzanırken, uzun zamandır hissetmediği bir huzur doluyor içine: Neredeyse hiç tanımadığını fark ettiği babasının ölümü iyiden iyiye içine otururken, yeni banyo için fayans seçimi gibi banal düşüncelerden ve beynini kemiren o anlamsız çocuk şarkılarından kurtuluveriyor.
Birkaç gün sonra işini, evini ve ailesini terk edip ormana taşınıyor. Doğa güzel, karanlık ve derin; ayrıca Bongo var: Kendini geyikten başka her şey sanan ve kart oyunlarından zerre kadar anlamayan bu afacanla bir "avcı toplayıcı" gibi yaşamaya çalışan Doppler, yağsız süt krizine girince, bir adım daha ileri gidip takas ekonomisine geçiyor... Norveç'in en çok okunan yazarlarından Er land Loe, 1969'da, Norveç'in kuzeyindeki Trondheim şehrinde doğdu. Normal bir Norveçli çocuğun gitmesi gereken bütün okullara ve birkaç tane de çocuk... tümünü göster
Kitabı okurken aklımdan sürekli "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" dizesi geçti. İronik bir medeniyet eleştirisi. Eleştirisi, kendimizi nasıl bir döngünün içine hapsettiğimizde. İronikliği ise karakterin refah hayatında. İsyan etmek için biraz fazla sorunsuz bir hayata sahip olan Doppler’in tespitleri eğlendirici olmakla birlikte ikna edemiyor. Oysa ki gayet isabetli tespitler var. Çok derine inmeden, insana muhasebe yaptırmadan yine de ya cidden ne yapıyoruz biz dedirten akıcı bir kitap. Yalnız arka kapak yazısına büyük bir itirazım var. "Tutunamamak" böyle bir şey değil, mantıklı kıyaslamalar yapmak lazım.
Yazarın alaycı diline bayıldım! İnsanların başarı hevesleri, toplumun dayattığı düzen ile ilgili yorumları ancak bu kadar eğlenceli anlatılabilir. Ancak bir bisikletten düşmenin insanın tüm yaşam algısını değiştirmesi fikri bana çok mantıklı gelmedi. Ayrıca takas ekonomisi daha cezbedici, daha yoğun anlatılabilirdi. Devrim niteliğinde olabilecek fikirler çok hafif kalmış. Bu sebeple pamuk gibi bir kitap. Ben beğendim, bir geyiğim olsun, sarıp sarmalayayım istiyorum. Öyle tatlı.
Kitabı çok çok beğendim... Yer yer yook ben yapamazdım dediğim cümlelerimde oldu ama genel olarak bir adamın, hele de evli ve çocuk sahibi bir babanın aldığı bu radikal kararı uygulaması ve anlatımı çok iyiydi...
çok beğenerek eğlenerek okudum hiç bitmesin istedim, yazarın ironik diline bayıldım, doppler karakterini çok sevdim, evde geyik besleyesim var, farklı bir hikaye okuyoruz ana karakterimizin babasının ölmesi, onu hiç tanıyamadığını anlaması hepsi bir araya geliyor ve hayatını sorguluyor, çok marjinal bir karar alıyor ve uyguluyor, ben doppler i çok sevdim. Gerçekten neden bu kadar çaba hırs stres yediğimiz iki lokma aldığımız bir kuru nefes değil mi?
http://moonlightcat13.blogspot.com/2016/10/doppler-erlend-loe.html
"Kafama taktığım en son şey, insanların ne düşündüğü. Ne düşünürlerse düşünsünler."
Karton Cilt, 124 sayfa
2015 tarihinde