Aile servetini yiyip tükettiği gençlik günlerinde, uzun bir hayatın ona neler sunacağından habersizdir elbette Fugui.
Yıllar sonra, yaşlı öküzüyle tarlasını sürerken tanıştığı bir yabancıya hayatından söz etmeye başladığında, şımarık bir gencin başına gelenlerden fazlasını sayıp dökecektir bu yüzden: Fugui, kendisiyle birlikte altı insanın hayatını, kaderin sürprizlerini, yaşamın acılarını ve sevinçlerini anlatır. Onun dilinden -daha doğru bir ifadeyle Yu Hua'nın kaleminden- dökülenler, insanlık durumlarına dair epik bir romana dönüşür böylece. Basit bir anlatım, güçlü bir anlatı doğurur: Sabanın toprakta bıraktığı izlere benzer kâğıt üzerinde satırlar. Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, Yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla...
Yayımlandığında ülkesinde yasaklanmasına rağmen, bir hayat öyküsü okumamış da sanki bir hayat yaşamış olduklarını söyleyen okurlarının her geçen gün artmasıyla bir "modern klasik"e dönüşen Yaşamak'ı Bahar Kılıç, Çince aslından çevirdi.
Aile servetini yiyip tükettiği gençlik günlerinde, uzun bir hayatın ona neler sunacağından habersizdir elbette Fugui.
Yıllar sonra, yaşlı öküzüyle tarlasını sürerken tanıştığı bir yabancıya hayatından söz etmeye başladığında, şımarık bir gencin başına gelenlerden fazlasını sayıp dökecektir bu yüzden: Fugui, kendisiyle birlikte altı insanın hayatını, kaderin sürprizlerini, yaşamın acılarını ve sevinçlerini anlatır. Onun dilinden -daha doğru bir ifadeyle Yu Hua'nın kaleminden- dökülenler, insanlık durumlarına dair epik bir romana dönüşür böylece. Basit bir anlatım, güçlü bir anlatı doğurur: Sabanın toprakta bıraktığı izlere benzer kâğıt üzerinde satırlar. Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, Yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla...
Yayımlandığında ülkesinde yasaklanmasına rağmen, bir hayat öyküsü okumamış da sanki bir hayat yaşamış olduklarını söyleyen okurlarının her geçen gün artmasıyla bir "modern klasik"e dönüşen Yaşamak'ı Bahar Kılıç, Çince aslından çevirdi.
YAŞAMAK
Jaguar kitap, güzel edebiyat örneklerini Türk okurlara sunmaya devam ediyor...
Özenli çeviri, tasarım bir kitap, iyi edebiyat... Daha ne olsun?
KİTAPTAN ALINTI
Ardından, ihtiyar insanı duygulandıran boğuk bir sesle eski bir halk türküsü çığırmaya başladı. Önce uzunca bir giriş yaptı, sonra iki dize okudu:
“İmparator, beni kızına istiyor.
Başkent ırak, yolları uzak, oy ben istemem!”
Yol uzak olduğu için, imparatorun damadı olmayı istemiyordu. İhtiyarın bu kendini beğenmişliği beni kahkahalara boğdu. Öküz yine yavaşlamaya başlamıştı, ihtiyar yine bağırarak onu azarladı: “Erxi*, Youqing, hadi bakalım, kaytarmak yok. Jiazhen ve Fengxia ne güzel işliyor toprağı, Kugen bile beceriyor bu işi.”
Bir baş öküzün bu kadar çok adı olur mu hiç? Meraklı meraklı tarlaya yürüdüm, ihtiyara yaklaşınca, “Bu öküzün kaç adı var?” diye sordum. İhtiyar sabandan destek alarak doğruldu, beni tepeden tırnağa şöyle bir süzdükten sonra sordu:
“Sen şehirlisin, değil mi?”
“Evet,” diyerek başımı salladım.
İhtiyar kendinden emin bir şekilde, “İlk bakışta anlamıştım zaten,” dedi.
“Peki, bu öküzün gerçekte kaç adı var?” diye tekrar ettim. İhtiyar, “Bu öküzün adı Fugui. Sadece bir ismi var,” diye yanıtladı.
“Ama sen az önce birkaç tane daha isim saydın.”
İhtiyar keyifli bir kahkaha attı. Gizlice, eliyle işaret etti, beni yanına çağırdı, ben yaklaşırken bir şey söyleyecekti ama sonra vazgeçti. Öküzün kafasını kaldırdığını görünce hemen onu
azarladı: “Kulak kabartma hemen, eğ başını önüne bakayım!”
Öküz haliyle eğdi başını ve bu sırada ihtiyar bana şöyle fısıldadı: “Tarlayı yalnız başına sürdüğünü anlamasından korkuyorum, bu yüzden onu kandırmak için birkaç tane isim
sayıyorum. Etrafında, diğer öküzlerin de onunla beraber tarlayı sürdüğünü duyunca üzülmez, daha verimli çalışır.” İhtiyarın, güneş ışığında hayat dolu gülümseyen esmer
yüzündeki çizgiler neşeyle kırışıyordu. Tıpkı, tarladaki çamurla dolmuş arıklar gibiydi.
Daha sonra, ihtiyar adam o kocaman yapraklı ağacın altına oturdu ve o güneşli öğleden sonra hikâyesini anlattı bana.
Yaşamak; Fugui bey ve ailesinin aşırı acıklı hikâyesinin anlatıldığı bir roman. Dram üstüne dram bir hikâye. Yalnız, dram ve hayal kırıklığı dolu hayatını anlatırken Fugui, bakkaldan ekmek istiyormuş gibi anlatıyor. Demek istediğim şu, öyle basit bir dil var ki, metin bütün o üzünç anıların içinden hızlıca akıp geçiyor. Bir şeye tüh be deyip tam üzülecekken daha beteriyle karşılaşıyorsun birden. Ve bu okurun kendini anlatıya kaptırmasına mani olmuyor, her bir anı, her bir duyguyu hissediyorsun. Hani şair diyor ya "kaldı bu silinmez yaşamak şuçu üzerimde" diye, işte Fugui abimizin ahvali de böyle. Jaguar Kitap, en çok da, bu tür eserleri keşfedip bizimle de tanıştırdığı için kıymetli. Ayrıca çevirmenin kurmuş olduğu dil muazzam. Yani iyi bir çevirmen olarak Bahar Kılıç ismini her fırsatta anımsattıracak cinsten.
Ölmeden önce okunulması gereken bir kitap. Enfes! Bahar Kılıç çevirisinin okunulması lazım. Çeviri olmasına rağmen gayet akıcı ve bir oturuşta okunabilecek bir kitap. Yalın bir anlatımı var, kitabın dilini anlamak çok kolay bu da kitaptan daha iyi zevk almanızı sağlıyor. Okumayan çok şey kaybeder. Keşke filmi de kitap gibi olsaydı.
Çin komunist rejiminin altında ezilen, kıtlıktan ölen tüketilen, aralıksız çalıştırılan bir halk. Komunizme feda edilmiş bir 100 yıl. Kendi ülkesinde yasaklanmasını anlattığı gerçekleri okuyunca anlayabiliyorsunuz. Gerçekten harika bir dili var bir çırpıda bitiyor ve ne kadar hiçbişey yokmuş gibi anlatsa da her ölümde yürek burkuyor:(
Fugui, jiazhen,fengxia youqing ve erxi... fakir de olsa mutlulardı.
''İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.''
Fugui karakterinin keyifli yaşamı gibi başlayıp ibretlik bir hayat dersine dönüşen hikayesinin en çarpıcı yanı sadeliği. Seçimleriyle darmadağın olan hayatında bir olaya üzülemeden daha beteri gelirken öyle bir olağanlıkla naklediyor ki hayatın kendisi gibi akıp gidiyor. Tabi bu hayatın akışı içinde Çin komünist rejiminin ağırlığı da kendini gösteriyor.
Karton Cilt, 210 sayfa
15Nisan2016 tarihinde, Jaguar Kitap tarafından yayınlandı