Yazıldığı dönemde Aya yolculuk gibi sıradışı bir hayale dayanan ve tartışmalar yaratan bir solukta okunacak bir Jules Verne harikası...
Yazıldığı dönemde Aya yolculuk gibi sıradışı bir hayale dayanan ve tartışmalar yaratan bir solukta okunacak bir Jules Verne harikası...
ules Verne' nin bu kitabı benim için bir hayal kırıklığı oldu. Ben Jules Verne' i müthiş bir hayal gücüne sahip olan ve bu müthiş hayal gücü sayesinde kurguladığı sürükleyici hikayelerle çocuklara hem kitap okumayı hem de bilimi sevdiren bir adam olarak tanıdım, öğrendim. Bu kitap bir çocuk kitabı değil, bir çocuğun bu kitabı sıkılmadan okuyabilmesi mümkün değil. Ben bile deli gibi sıkıldım. O kadar gereksiz ve fazla matematiksel hesaplar ve ayrıntılar var ki okurken bunalıyorsunuz artık.
Hikaye adından da anlaşıldığı üzere bir Ay' a yolculuk hikayesi. Yanlış işler biraz ters gidiyor ve yolcularımız Ay' a varamadan onun çekimine girip Ay' ın bir uydusu haline geliyorlar. Neden varamadıkları kısmı bence harika kurgulanmış. Kitapta en sevdiğim detaylardan biri buydu zaten.
İsimlerini şu an hatırlayamadığım 3 yolcumuz var Ay' a fırlatılan merminin içerisinde. 2' si ''Einstein terk'', diğeri ise ''adam Ayştayn beyler'' diye tanımlanabilecek tipler. Bu 3. sü -ki zaten yolculuğa sonradan eklenen kişi kendisi- sanki Jules Verne' in, hikayenin kurgusunu bozmadan olan biteni ''halk diliyle'' açıklayabilmek amacıyla hikayeye dahil ettiği bir tip bana göre. Buna benzer şeyler bazı Amerikan filmlerinde de vardır. Örneğin bir felaket sonucu bir yaratık ortaya çıkar. Bu yaratığın nasıl ortaya çıktığı filmdeki İsviçreli bilim adamları tarafından açıklanır ama biz anlamayız. Tam bu noktada devreye bilimden anlamayan karakterlerden biri girer ve nasıl yani diye sorar. Sonra da o bilim adamı halk diliyle bir açıklama daha yapar ve tüm izleyiciler yaratığın neden ortaya çıktığını anlar. Merminin içindeki iki adam kendi aralarında bir şeyler konuşuyor, bu üçüncü tip de o ne demek diyor, sonra da buna daha basit dille anlatıyorlar olan biteni. Bu detayı da sevdim aslında ama yine de kitabı kurtarmaya yetmedi benim gözümde bu detay.
Ben mutsuz sonra biten kitapları daha çok seviyorum ama bir çocuk kitabında da mutsuz son travmatik etki yaratabilirdi çocuklarda o yüzden mutlu sona itirazım yok. İlk sayfalarda mizahi bir yön vardı ama kitabın devamındaki mizahi kısımlar fazla zorlama geldi bana.
Karmakarışık gittim de bitiriyorum, Jules Verne efsanesinin iyi örneklerinden biri değil bu kitap. Adamın hayal gününe saygımız sonsuz lakin ortada bir kitap varsa salt hayal gücü çok iyi diye de övülemez o kitap.
Bir de kitapta şöyle bir şey vardı;
''Ya da hızı çekimlerin eşitlendiği noktaya erişmeye yeter, ama orayı aşmaya yetmez, hani şu Hazreti Muhammed' in göğün başucu ile ayakucu arasında asılı durduğu öne sürülen mezarı gibi, sonsuza dek aynı noktada asılır kalırdı'' (Ben böyle bir rivayeti/efsaneyi hiç duymamıştım)
Uzay bilimi konusunda binlerce bilginin serpiştirildiği, çocukluğumun vazgeçilmez kitaplarından biridir Dünyadan Aya. Beni bilim kurguyla tanıştıran yazar Jules Verne. Tam metin çevirisiyle okumak da ayrı bir keyif.
http://hayaletkitaplar.blogspot.com/2013/04/jules-verne-dunyadan-aya.html
Mükemmel bir hikaye, belki de yazarın en güzel kitabı. O dönemin şartlarını düşününce tabi.
jules verne, hayatta olan çoğu yazardan -bu listeye yabancılar da dahil- daha yazar.Kısaca amiyane tabirle Yazarın dibi..
Jules Verne'den dönemine göre iyi denebilecek bilimkurgu ve hiciv öğelerinin iç içe geçtiği akıcı bir roman.