Babasının hırsları, kocasının hastalıklı tutkusu ve sevdiği adamın ön yargıları arasında sıkışan bir kadının gerçek hayat hikâyesi...
Bir yandan istediği yaşama ulaşmanın bir yandan da çevresini memnun etmenin yolunu arayan 19. yüzyıl kadını Theodosianın çevresi Aaron, Joseph ve Merne tarafından kuşatılmıştı. Tek eksiği ise kendisiydi!
Romanı okurken bir insanın hastalıklı beyninin çok sevdiği birine verebileceği onarılmaz ıstıraba adım adım şahit olacaksınız.
Babasının hırsları, kocasının hastalıklı tutkusu ve sevdiği adamın ön yargıları arasında sıkışan bir kadının gerçek hayat hikâyesi...
Bir yandan istediği yaşama ulaşmanın bir yandan da çevresini memnun etmenin yolunu arayan 19. yüzyıl kadını Theodosianın çevresi Aaron, Joseph ve Merne tarafından kuşatılmıştı. Tek eksiği ise kendisiydi!
Romanı okurken bir insanın hastalıklı beyninin çok sevdiği birine verebileceği onarılmaz ıstıraba adım adım şahit olacaksınız.
çok beğenerek okumuştum .Anya Seton'un en güzel kitabı bayıldım
Ben bu tarz okuyamıyormuşum bunu anladım.Sanırım tarihi aşk romanı oluyor türü.
Yazarın iki kitabını okudum ve diğer kitaplarını okurmuyum bilmiyorum.Çok kasvetli bir dili var.Bu kitabı okurken baya bi sıkıldım.Aşk romanı bekledim ama değildi.
Kızımız despot babasının isteği üzerine uzak diyarlardan biriyle evleniyor.Babasının paraya ihtiyacı var çünkü lüks yaşama alışmış ve bencil biri. Adama her satırda kızını çok kötü durumlara düşürdüğ için sinir olmuştum.
Kız başkasına aşık ama o yıllarda bu isteğine kavuşması zor.Acılar ve yalnızlıklar çekiyor.Bünyesi gittiği yere uymuyor oraya ve kocasının ailesine alışamıyor.Daha sora bebeği oluyor kaç bebeği oluyor hatırlayamıyorum yıllar geçiyor.Babasını ziyarete gidiyor ve orada eski aşkını görüp buluşuyorlar. Tam hayatını düzene koyma kararı almışken yolculuk enasında gemide çocuğuğla beraber boğularak ölüyor.
Yazar hep hüzünlü yazmış diğer kitapalrını okumaya cesaret edemiyorum.
Kızı harcadılar resmen. Çok hazin bir olay. O zamanın kültür yapısı, sorunları güzel anlatılmış. Ama harikulade olduğunu da söyleyemem.
384 sayfa
2010 tarihinde, Sonsuz Kitap tarafından yayınlandı