Yokluğunda seni özledik.
Sana değen rüzgarı, seni örten bulutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.
Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ahlakı, adabı, ihsanı, irfanı, iz´anı, feraseti, basireti, şecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özledik. .
izzeti, hikmeti, fıtratı, şefkati, hürmeti, devleti özledik.
Senden sonra tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fıtratımız, hamakat şöhretimiz, ihanet sıfatımız, küffar velinimetimiz oldu.
Efendim,
Sen kendini ´abduhu ve rasuluhu: O´nun kulu ve elçisi´ olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan ´kurtarıp´ melekleştirerek hayattan dışladılar. Bu ifrata karşı başka bazıları da tefrite sapıp seni ´güzel örnek´ olmaktan çıkarıp bir ´postacı´, bir ´ara kablosu´ seviyesinde görerek hayattan dışladılar.
Bunların hepsi sana iman ediyordu. Ama seni hayatımızdan çıkarmanın ızdırabını çektirdiler bize. Bu işi, göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbir şeyi değiştirmedi.
Allah seni ´güzel örnek´ olarak gösterdi. Sen, Kur´an´ın konuşanı, yürüyeni, hareket edeniydin. Tıpkı bir annede spermin insana, bir ağaçta suyun meyvaya, bir arıda tozun bala, bir tavukta darının yumurtaya, bir koyunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.
Allah ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla ´kitab´ı, kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi örnek edinmekle, canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu´
Yokluğunda seni özledik.
Sana değen rüzgarı, seni örten bulutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.
Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ahlakı, adabı, ihsanı, irfanı, iz´anı, feraseti, basireti, şecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özledik. .
izzeti, hikmeti, fıtratı, şefkati, hürmeti, devleti özledik.
Senden sonra tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fıtratımız, hamakat şöhretimiz, ihanet sıfatımız, küffar velinimetimiz oldu.
Efendim,
Sen kendini ´abduhu ve rasuluhu: O´nun kulu ve elçisi´ olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan ´kurtarıp´ melekleştirerek hayattan dışladılar. Bu ifrata karşı başka bazıları da tefrite sapıp seni ´güzel örnek´ olmaktan çıkarıp bir ´postacı´, bir ´ara kablosu´ seviyesinde görerek hayattan dışladılar.
Bunların hepsi sana iman ediyordu. Ama seni hayatımızdan çıkarmanın ızdırabını çektirdiler bize. Bu işi, göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbir şeyi değiştirmedi.
Allah seni ´güzel örnek´ olarak gösterdi. Sen, Kur´an´ın konuşanı, yürüyeni, hareket edeniydin. Tıpkı bir annede spermin insana, bir ağaçta suyun meyvaya, bir arıda tozun bala, bir tavukta darının yumurtaya, bir koyunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.
Allah ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla ´kitab´ı, kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işler... tümünü göster
Karton Cilt, 120 sayfa
2010 tarihinde, Düşün Yayınları tarafından yayınlandı