...O bir pil gibi diyordum, pilim boşaltılınca her şey, özellikle insana özgü dürtülerim, sağlığım bozuluyor pili bırakınca normal insana benziyorum. İstediğim, tozpembe bir dünya değil; sizin algıladığınız dünyayı algılayabilmek, diyordum.İlk kez yayınlandığında; Bir alt kültür yazını olarak bizdeki ilk örnek. iddiasıyla sunulmuştu okurlara. Aradan geçen zaman bu kitabın iddiasını doğruladı. Hayatı yaşayarak yazan; 1970 yılı doğumlu Kanat Güner, kısa yaşamına sığdırdığı bir çok şeyin yanında Eroin Güncesi adlı kitabı da sığdırarak tribünlere kendi dramını oynadı. Anadolunun saf değerleriyle yetişip kurtlar sofrasının ortasına savrulan ve bu sofrada kendi kişisel saflığında ötürü değerleri uğruna mücadele etmekten vazgeçmeyen Kanat, bunun bedelini de hayatıyla ödedi: Tıpkı yitik 80 kuşağının bir çok bireyi gibi. İçine itildikleri değer kavramlarının aslında bireyin silikleştiği, çarkların bir parçası olmaya zorlandığı ve adına Üniversite denen kurumların birinden; Tıp Fakültesi 4. sınıftan ayrılmak zorunda kalan Kanat Güner, gördüğü eğitimin en çok işlenen; yani insan hayatının biyolojik şeyi; H(eyç)i seçerek oynadı kendi dramını..
...O bir pil gibi diyordum, pilim boşaltılınca her şey, özellikle insana özgü dürtülerim, sağlığım bozuluyor pili bırakınca normal insana benziyorum. İstediğim, tozpembe bir dünya değil; sizin algıladığınız dünyayı algılayabilmek, diyordum.İlk kez yayınlandığında; Bir alt kültür yazını olarak bizdeki ilk örnek. iddiasıyla sunulmuştu okurlara. Aradan geçen zaman bu kitabın iddiasını doğruladı. Hayatı yaşayarak yazan; 1970 yılı doğumlu Kanat Güner, kısa yaşamına sığdırdığı bir çok şeyin yanında Eroin Güncesi adlı kitabı da sığdırarak tribünlere kendi dramını oynadı. Anadolunun saf değerleriyle yetişip kurtlar sofrasının ortasına savrulan ve bu sofrada kendi kişisel saflığında ötürü değerleri uğruna mücadele etmekten vazgeçmeyen Kanat, bunun bedelini de hayatıyla ödedi: Tıpkı yitik 80 kuşağının bir çok bireyi gibi. İçine itildikleri değer kavramlarının aslında bireyin silikleştiği, çarkların bir parçası olmaya zorlandığı ve adına Üniversite denen kurumların birinden; Tıp Fakültesi 4. sınıftan ayrılmak zorunda kalan Kanat Güner, gördüğü eğitimin en çok işlenen; yani insan hayatının biyolojik şeyi; H(eyç)i seçerek oynadı kendi dramını..
Kaç kitap okudum sayısını bile hatırlamam ama bu kitabın her cümlesi hala hafızamda kazılıdır..Ve onca yazar varken en sevdiğim yazar da eroinden ölen bu kızdır..
Gerçek bir eroinmanın kendi kaleminden yaşadıklarını anlattığı kitap bir dönem oldukça popüler olmuştu.
Çok üzülmüştüm bu kitabı okurken ben okudukça kız eridi okudukça okudukça .. fena elinden de bişe gelmiyo ki insanın okuyosun işte . Zor bi kitap ama bu demek değil kötü kitap kesinlikle değil . Okunnmalı .
Bu kitabı okumadan ölmek demek, hayatta bir çok şeyi kaçırmak demek.
Baskısını bir yıldır aradığım kitaba sonunda ulaştım. Elimde kitabın 1997 yılına ait, 3. baskısından biri var. Çok müthiş buna sahip olmak! Havanın grileşmesi, soğuğun artması ve biraz daha karanlık. Beklediğim tek şey bu okumaya başlamak için...
Türkiye'de ilk yeraltı edebiyatı denilince aklıma gelen isimdir kendisi. Yazdığı günce, dürüstlüğü, açıklığı her şeyiyle para kazanmaktan çok ''Böyle bir kadın da yaşadı aranızda, görün!'' mesajı vermeye çalışan kitap.
' Neden her şey güzel olmaz yaşamak bu kadar güzelken. '
Kanat Günerle ilgili yazılar okumuştum daha önce, kitabını çok merak ediyordum, nihayet okuma fırsatı buldum ve kesinlikle okuduğum en unutulmaz kitaplardan biri oldu.
Eroine dair birkaç roman daha okumuştum şimdiye kadar, fakat en farklısı, en güzeli, gerçeği bu kitaptı. Kendi ağzından, olduğu gibi, aşama aşama anlattığı ve elbette bizzat yaşadığı için. Ve hemen burnumuzun dibindeki yerleri anlattığından olsa gerek. Eğer İstanbul'da yaşıyorsanız, bahsettiği yerleri bileceksiniz ve başka bir gözle okumaya başlayacaksınız kitabı.
Sevilesi, çok sevilesi bir insanmış belli ki. Yaşadığı sevgisizliklere, arayışlara rağmen hiçbir insana kötülük yapmamak için kendisiyle ettiği mücadeleden belli. Kimi zaman pişmanlıklarından, kimi zaman duyamadığı, hissedemediği pişmanlık veya elemin getirdiği acıdan anlaşılıyor, ne güzel yürekli bir insan olduğu.
"Hep ama hep aynı şeyi yaptım, sevgi aradım, sevgi istedim. Tatminsiz, doyumsuz, isterik bir şekilde, en çok sevgiye ihtiyaç duydum."
"Neyse ki aklım hâlâ başımda, sahneye girmem gereken yeri ayarlayamadım ama çıkmam gereken yeri biliyorum. Kendinize iyi bakın, kötü alışkanlıklardan uzak durun."
Kanat Günerle ilgili söylenecek çok şey vardır, lakin ben kendisi için bir şey yapamasa da, geride kalanlar için, insanlık için çok şey yaptığını düşünüyorum. Her şeyden önce bu kitabı tamamlayarak(kendisinden çoktan vazgeçmiş olmasına rağmen), toplumda pek çok insanın içinde bulunduğu ailevi sorunları göz önüne sererek ve bu uçurumdan nasıl yuvarlandığını göstererek yaptı bunu. Her şeyi olduğu gibi anlatarak, çok güzel alt metinlerle yaptı. Ve Ali Kemal'in isteğini,
"En azından şu lanet toplumun bir hatunun hiç kimsenin orospuluğunu yapmadan, canının istediği her şeyi yapabildiğini görmesi lazım. Göster onlara! Belki yaptıkların doğru değildi ama sen istedin ve tek başına sen yaptın, ödün vermeden, dürüstlüğünü yitirmeden, özgürlüğünden vazgeçmeden ve en önemlisi insanların birbirine oynayıp durdukları ikiyüzlü, basit, çirkin, küçük oyuncukların hiçbirinde oynamadan, paranın kudretine karşı koyarak yaşadın."
İsmin kadar güzel bir yerdesindir umarım bu kez Kanat!
Karton Cilt, 144 sayfa
2001 tarihinde, Stüdto imge/era tarafından yayınlandı