Üstün keşif becerilerinden dolayı kralın gözde ordusuna seçilerek düşman cephesine sızan Arthur Campbell, bir sonraki adımı için emir beklemektedir. Adeta bir gölge gibi hareket ederken, babasını öldüren liderin klanına karşı yüreği intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Ancak düşman cephesinin tam kalbinde karşısına beklenmedik bir engel çıkar. Gizli kapaklı işleri aydınlatmadaki becerisiyle ondan aşağı kalır yanı olmayan, efsanevi güzelliğiyle Anna MacDougall.
Babasının kuvvetlerine yeni katılan bu sert görünüşlü, yakışıklı adamdan etkilenen Anna, onun kendisine karşı kararlı bir tavırla kayıtsız kalışını bir meydan okuma olarak kabul etmeye hazırdır. Savaşın bir an önce bitmesini dileyen Anna, sevebileceği iyi bir adamla sakin bir hayat paylaşma hayalleri kurarken, onu gözleriyle kendine çeken ancak sözleriyle uzaklara iten bu esrarengiz şövalyeye gönlünü kaptırır. Fakat tehlike, yalan dolan ve ufukta görünen savaş, ikisini birbirlerinin tutkularını ve sırlarını öğrenmeye sürükleyince, adeta çelikten bir vücuda sahip bu savaşçı bir seçim yapmak zorunda kalır: Aşk mı? Yoksa intikam mı?
Üstün keşif becerilerinden dolayı kralın gözde ordusuna seçilerek düşman cephesine sızan Arthur Campbell, bir sonraki adımı için emir beklemektedir. Adeta bir gölge gibi hareket ederken, babasını öldüren liderin klanına karşı yüreği intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Ancak düşman cephesinin tam kalbinde karşısına beklenmedik bir engel çıkar. Gizli kapaklı işleri aydınlatmadaki becerisiyle ondan aşağı kalır yanı olmayan, efsanevi güzelliğiyle Anna MacDougall.
Babasının kuvvetlerine yeni katılan bu sert görünüşlü, yakışıklı adamdan etkilenen Anna, onun kendisine karşı kararlı bir tavırla kayıtsız kalışını bir meydan okuma olarak kabul etmeye hazırdır. Savaşın bir an önce bitmesini dileyen Anna, sevebileceği iyi bir adamla sakin bir hayat paylaşma hayalleri kurarken, onu gözleriyle kendine çeken ancak sözleriyle uzaklara iten bu esrarengiz şövalyeye gönlünü kaptırır. Fakat tehlike, yalan dolan ve ufukta görünen savaş, ikisini birbirlerinin tutkularını ve sırlarını öğrenmeye sürükleyince, adeta çelikten bir vücuda sahip bu savaşçı bir seçim yapmak zorunda kalır: Aşk mı? Yoksa intikam mı?
İskoç Muhafız Alayı'nın üçüncü kitabına bayıldım çok sevdim.
Robert Bruce'nin ezeli düşmanı kral Edward ölmüştür ama Robert'ın İskoçya tahtını ele geçirme çabaları hala zaferle sonuçlanmamıştır. Halkın büyük bir bölümü ona boyun eğmeyi reddeder. Bu yüzden Robert önce içeride ki düşmanları alt etmeye karar verir.
İskoç Muhafız Alayı savaşçılarından testi geçemedi diye ayrılan izci lakaplı Arthur Campbell'e yeni bir görev verir. Arthur iki buçuk yıl önce aldığı eğitimi yarıda bırakıp düşmanın arasına katılmak zorunda kalmıştır. Edward'a sadık bir şövalyeymiş gibi rol yapmıştır. Kime sadık olduğunu ise çok az kişi bilir. Sağladığı bilgiler sayesinde de düşmanlarını yenilgiye uğratmışlardır. Arthur artık arkadaşlarının yanına gitmek ister ama kral ona yeni bir görev verir.
Anna MacDougall Lom Lordu John MacDougall'ın kızıdır. Robert iki yıl önce babasının kuzeni kızıl Comyn'i öldürünce ezeli düşmanları olmuştur. Tahtta onu görmeyi kesinlikle istemezler. Anna Robert'ın ölmesi için dua eder. Abisinin nişanlısının ölmesine neden olan bu savaşın artık bitmesi tek arzusudur. Babası hastadır. Robert düşmanlarını yenilgiye uğratmıştır ateşkesleri sona ermek üzere olduğundan ve Robert'ın tacı ele geçirmesi üzerinde ki tek engel onlar MacDougall'lar olduğundan babası sıranın onlara geldiğini bilir. Bu yüzden emrinde ki baronlara,şövalyelere çağrıda bulunur.Bu çağrı ile gelenlerden biri de Arthur olur. Robert ondan ne planladıklarını,kaç adamları olduğunu,kimlerin katılacağını öğrenmesini dışarı ile bağlantılarını kesmesini ister.
Arthur on dört yıl boyunca babası onun hayatını bağışladıktan sonra onu gözlerinin önünde sırtından bıçaklayan John'dan intikam almak ister. Bu yüzden onun uğrayacağı yıkıma şahit olmak için kralın isteğini kabul eder. Ama bu o kadar kolay olmaz çünkü John'un kızı işleri zorlaştırır.
İkili bir yıl önce karşılaşmıştır. Robert'in adamları İngilizlere pusu kuracakları sırada orada olan Arthur şövalyesi ile gelen bir kadını kimliğini gizlemek zorunda olsa da ölümden kurtarmıştır. Arthur bu etkilendiği kadın ile tekrar yollarının kesişmeyeceğini düşünse de yeniden karşılaşırlar. Anna onun kimliğini bilmese de Arthur bir yıl geçmesine rağmen hala aklına gelen bu kadını görür görmez tanır. Onun çakıl taşları arasında parlayan bir elmas olduğunu düşünse de sevimli,hayat dolu,neşeli,gamzeli,şarkı söylemeye,gülmeye doyamayan peri kızından uzak durmaya kararlıdır.
Anna bir yıl boyunca her önüne gelen adamın hayatını kurtaran adam olup olmadığını düşünmüştür ama gördüğü Arthur'dan çok etkilenir. Sürekli ona bakar,sohbet etmeye çalışır ama karşılıksız kalır bu yüzden Arthur'un ondan hoşlanmadığını düşünür.
Arthur gözlemlere başlar ama onu da gözlemleyen başka biri vardır.
Anna babası Arthur'u gözlemlemesini söyleyince gözünü ondan ayırmaz. Arthur zaten ilgisini çektiğinden bu gözlemleme işi hiçte zor olmaz. Arthur nereye giderse gitsin peşindedir. Bir süre devam eden kovalama araya duygular da girince ikiliyi çıkmaza sokar. Anna'ı babasının muhbir olarak kullanması, Anna'nın klanı için ittifak uğruna nişanı kabul etmesi bir anda ikilinin başka bir ittifak için kendisini nişanlı bulması duygular,taraflar,savaş işleri iyice karıştırır.
Anna çok sevdiği babasını hayal kırıklığına uğratmak istemezken, Arthur babasının intikamını almaktan vazgeçmemeye kararlıdır. Bu ikilemden ikiliyi kurtaracak tek şey aşkları olacaktır.
Bu seriyi çok sevdim. Arthur tabi ki harikaydı bayıldım ona ama Anna'da harikaydı onuda çok sevdim. İkilinin erkenden aşık olması çok güzeldi. Başından sonuna kadar hiç sıkmadan ilerledi.
Arthur Tor'un karısı Christina'nın hayatını da kurtarmıştı ilk kitapta. Şimdi Tor'un bir kız olmuş ve teyzesinin adı Beatrix'in adını vermişler Tor ise incitirim korkusu ile bebeğini bir hafta kucağına alamamış bunları öğrenmekte çok güzel oldu. Diğer kitapları da okumak için sabırsızlanıyorum.
Tarihi gerçeklerle çok güzel harmanlanmış okumasi keyifli bir kitap.
https://illekitap.blogspot.com/2020/10/monica-mccarty-gazap-highland-guard-3.html
Monica McCarty'nin Highland Guard Serisi'nin 3. kitabı Gazap yorumu ile karşınızdayım. Bu yazarı çok severek takip ettiğimi artık fark etmişsinizdir diye düşünüyorum. Cidden benim nazarımda en iyi İskoç türünde historical romans yazarlarından biridir kendileri.
12 kitaplık bir seri olmasına rağmen Nemesis dur durak bilmeden seriyi yayınlıyor. Hatta şuanda sanırım 7. kitabı yayınlandı bu yüzden eğer seriyi okumak istiyorsanız tam zamanı ipin ucunu kaçırmadan seriye dalın derim ben. Cidden çok güzel çünkü.
Aşk, arkadaşlık, aile ilişkileri, sadakat ve savaş muhteşem bir şekilde harmanlanmış bir kitap. Durum böyle olunca da çok daha keyifle okunuyor. Üstelik savaş kısımları ile ilgili konular gerçekten alıntılanıyor. Yani yazar tarihi savaşı alıyor güzel bir aşka dönüştürüyor ve savaşlı bir şekilde okurun önüne koyuyor. Çok keyifle okudum resmen.
Kitabın kısaca konusuna değinmen gerekirse, Highland Guard yani İskoç Muhafız Alayı'nın İzci'si olan Arthur'un hikayesiydi bu kitap. Arthur'un aldığı görev bu sefer babasının katilinin klanına girip ona sadıkmış gibi görünüp içeriden Bruce ve adamlarına ve kendi arkadaşlarına bilgi götürmektir. Böylece hem Bruce savaşı kazanacak hem de İngiliz taraftarlarından bir klanı daha yenmiş olacaklardır. Ancak hiç de planlandığı gibi gitmez olaylar çünkü MacDougall klanında klan reisinin kızı Anna ile aralarındaki yakınlaşma ve filizlenen aşk bütün olayları karmaşık hale getirir. Her en kadar onunla olan ilişkisi savaşı ve kralı için olumlu sonuçlar doğursa da kalbi için ne yazık ki aynı sonucu doğurmaz. Üstelik klan reisi tarafından pür dikkat izlenirken.
Kitapta en sevdiğim kısımlar Anna'nın cesurca inandığı şeyler uğruna attığı adımlardı. Hem cesurcaydı hem de aptalcaydı ama yine de bu adımlar onu Arthur ile yakınlaştırdı.
Arthur ise... ahh adamım sen nasıl mükemmel bir adamdın. Hem savaşçı kimliğin hem de içindeki aşık adam... benim olmalısın sen ya...
Kitapta en sevdiğim kısımlar Arthur'un sakladığı savaşçı yeteneklerini sergilediği kısımlardı. Cidden nefes kesen detaylardı.
Ross'larla ittifak kurmak için yapılan yolculukta yaşadıkları çok güzel anlatılmıştı.
Ama kitabın en etkileyici kısmı Anna için yaptıklarıydı. Göze aldıkları ve sonucunda yaşadıklarıydı. Gerçi mutlu son ama o mutlu sona ulaşmak çok işkence dolu oldu.
Arthur'un klanın içindeki hain olduğu ortaya çıktığında gördüğü işkence dehşet uyandırıcıydı. Detaylı anlatılmamıştı belki ama neler yaşadığını anlatması bile tüyler ürpertici. Orada Alan'ın dediği isimleri ver ve acı çekmeden öle karşılık Arthur'un öleceksem arkadaşlarımı satmadan ölürüm tavrı çok iyiydi. Alan özünde iyiydi keşke Arthur'un yanında kalabilseydi.
Kitabın sonunda Arthur'un kurtulması, Bruce'un savaşı ve savaş sonrasında olanlar çok güzeldi. Özellikle Arthur'un babasının intikamını almak için kılıcını tam da Anna'nın babasının boğazına dayadığı kısım... sonrasında olanlar muhteşemdi.
Ayrıca kitapta diğer savaşçıları görmek çok güzeldi. Birbirleriyle iletişimleri falan çok güzeldi. Troy'un karısına ve bebeğine karşı tavrının askerler arasında konuşulması, Eric'in karısına düşkünlüğü falan çok tatlıydı.
Ayy anlatmak istediğim çok sahne var ama susayım yoksa çok fena spoiler vereceğim. Ancak bu türü sevenlere mutlaka tavsiye ediyorum okuyun! Çok seveceksiniz eminim.
Yine muhteşem bir hikaye okudum..Monica McCarty İskoç Tarihi romansının bir numarası.Yazar romanlarını gerçek hikayeler üzerine kurguluyor. Kitaplardaki kahramanlara adeta yeniden hayat veriyor.Kral Muhafızlarının üçüncü kitabı Gazap. Seriye ilk başladığımda serinin yazılmış 7 kitabı vardı yazar şu anda yeni serinin 9.kitabını yayımlamış. 26 Ağustos 2014 tarihinde serinin onuncu kitabı geliyor. yayın evinden ricam lütfen bu yazara daha çok önem verip kitaplarını daha sıkı aralıklarla yayınlamaları.
http://hulyami.blogspot.com.tr/2014/04/gazap-monica-mccarty.html
İskoç Muhafız Alayının kaşifi casusu Arthur, düşman kalesine hemde babasını öldüren klanın kalesinde göreve başlar. Burada dikkat çekmemeye çalışsada daha önce kurtardığı ama düşmanının kızı olduğunu bilediği Anna ile yine karşılaşır. Burada bir yandan kralı için çalışırken bir yandan da Anna ile arasına bir mesafe koymaya çalışır.
Sırları ile aşkı arasında kalan bir adamla ailesi ve aşkı arasında kalan bir kadının hikayesi.
Yazarın en sevdiğim yanı karakterlerini gerçek kişilerin ve olayların üzerine kurgulaması....
Karton Cilt, 496 sayfa
Şubat2014 tarihinde, Koridor Yayınevi tarafından yayınlandı