Ali Teoman’ın ölümünden iki ay önce bitirip YKY’ye teslim ettiği son romanı Gecenin Atları yayımlandı. Böylece Uykuda Çocuk Ölümleri ve Karadelik Güncesi’yle birlikte Teoman’ın kurduğu “Konstantiniyye Üçlemesi” tamamlanmış oldu.
Yazar “Konstantiniyye Üçlemesi” ile ilgili olarak şu notu bırakmıştı: “Bu romanlar farklı karakterlerin öykülerini anlattıkları için birbirlerinin devamı sayılamazlar, ama aynı gerçeküstü, fantastik, grotesk atmosfere, zaman ötesi bir İstanbul’a konumlanmış olmaları nedeniyle, olayların üzerinde geçtiği benzer bir artalan oluştururlar. Bu İstanbul hem altın ve gümüş paralarla alışveriş edilen, hem bilgisayar kullanılan, hem hamamlara gidilen, hem çelik strüktürlü gökdelenlerde çalışılan, hem atlı kupa arabalarına binilen, hem girift bir metro ağıyla kaplı, değişik dönemler, yapılar, buluşlar ve olayların iç içe geçtiği tuhaf bir İstanbul’dur. Bir romandaki karakter ve öyküler, diğerinde arka planda görünebilir. Üçlemeyi oluşturan romanların her biri aynı konuya odaklanmakla birlikte, sanki aynı nesneye değişik bir yönden yaklaşmaktadır.”
Gecenin Atları işte böyle zamanötesi bir İstanbul’daki Konstantiniyye Üniversitesi’nde geçen ve okurunu “PSİKA profesörü Bahtiyar Bahtıkara” karakteri üzerinden şaşırtıcı, dramatik, trajikomik olaylarla dolu, düpedüz grotesk ve fantastik bir dünyaya çeken bir roman.
Bilim-din, mutluluk-mutsuzluk, hastalık-sağlık, kaza-kader, zaman ve ölümsüzlük gibi can alıcı konularla hesaplaşmalar türlü dil oyunlarıyla, ironik tanımlamalar ve betimlemelerle, karamizah yüklü adlandırmalarla, sivri metaforlar ve çarpıtmalarla, kısacası görkemli bir dil büyüsüyle adeta şenliğe dönüşüyor.
Ali Teoman’dan coşkulu ve atak bir son roman: Gecenin Atları.
Ali Teoman’ın ölümünden iki ay önce bitirip YKY’ye teslim ettiği son romanı Gecenin Atları yayımlandı. Böylece Uykuda Çocuk Ölümleri ve Karadelik Güncesi’yle birlikte Teoman’ın kurduğu “Konstantiniyye Üçlemesi” tamamlanmış oldu.
Yazar “Konstantiniyye Üçlemesi” ile ilgili olarak şu notu bırakmıştı: “Bu romanlar farklı karakterlerin öykülerini anlattıkları için birbirlerinin devamı sayılamazlar, ama aynı gerçeküstü, fantastik, grotesk atmosfere, zaman ötesi bir İstanbul’a konumlanmış olmaları nedeniyle, olayların üzerinde geçtiği benzer bir artalan oluştururlar. Bu İstanbul hem altın ve gümüş paralarla alışveriş edilen, hem bilgisayar kullanılan, hem hamamlara gidilen, hem çelik strüktürlü gökdelenlerde çalışılan, hem atlı kupa arabalarına binilen, hem girift bir metro ağıyla kaplı, değişik dönemler, yapılar, buluşlar ve olayların iç içe geçtiği tuhaf bir İstanbul’dur. Bir romandaki karakter ve öyküler, diğerinde arka planda görünebilir. Üçlemeyi oluşturan romanların her biri aynı konuya odaklanmakla birlikte, sanki aynı nesneye değişik bir yönden yaklaşmaktadır.”
Gecenin Atları işte böyle zamanötesi bir İstanbul’daki Konstantiniyye Üniversitesi’nde geçen ve okurunu “PSİKA profesörü Bahtiyar Bahtıkara” karakteri üzerinden şaşırtıcı, dramatik, trajikomik olaylarla dolu, düpedüz grotesk ve fantastik bir dünyaya çeken bir roman.
Bilim-din, mutluluk-mutsuzluk, hastalık-sağlık, kaza-kader, zaman ve ölümsüzlük gibi can alıcı konularla hesaplaşmalar türlü dil oyunlarıyla, iro... tümünü göster
Ciltsiz, 488 sayfa
2011 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı