Mine Söğüt “Gergedan”la unutulmaz “Deli Kadın Hikâyeleri”nin izinden gidiyor. Yüksek gerilimli bir dille zihni kamçılayan öyküler kuruyor. Güncel olaylara yaşadığımız günlere getirdiği bakış açılarıyla okurunu derinden sarsıyor. Bir ateş yakıyor. Karanlık dağılıyor.
Arada bir kedi eziyorsun. Sonra bir sincap. Sonra bir kirpi. Sonra köpek. Sonra ne olduğu anlaşılamayan şey. Sonra bir gelincik. Geç. Bir tilki. Geç. Bir kaplumbağa. Geç. Bir tavuk. Geç. Bir kertenkele. Geç geç. Bir yılan. Geçiniz. Bir kunduz. Geçiniz. Bir ceylan. Bir gelincik. Onu da geçiniz. Bir inek. Geç. Bir koyun. Geç. Bir devekuşu. Geç geç geç. Bir ejderha. Geç geç.
Bir Zümrüdüanka eziyorsun.
Geçiyorsun.
Bir gergedan eziyorsun.
Geçiyorsun.
Yeryüzünün gerçek tanrıları tekerlerinin altında, bağırsakları dışarıda. Herkesle beraber irili ufaklı kan lekeleri bıraka bıraka ardında işe gidip geliyorsun.
Mine Söğüt “Gergedan”la unutulmaz “Deli Kadın Hikâyeleri”nin izinden gidiyor. Yüksek gerilimli bir dille zihni kamçılayan öyküler kuruyor. Güncel olaylara yaşadığımız günlere getirdiği bakış açılarıyla okurunu derinden sarsıyor. Bir ateş yakıyor. Karanlık dağılıyor.
Arada bir kedi eziyorsun. Sonra bir sincap. Sonra bir kirpi. Sonra köpek. Sonra ne olduğu anlaşılamayan şey. Sonra bir gelincik. Geç. Bir tilki. Geç. Bir kaplumbağa. Geç. Bir tavuk. Geç. Bir kertenkele. Geç geç. Bir yılan. Geçiniz. Bir kunduz. Geçiniz. Bir ceylan. Bir gelincik. Onu da geçiniz. Bir inek. Geç. Bir koyun. Geç. Bir devekuşu. Geç geç geç. Bir ejderha. Geç geç.
Bir Zümrüdüanka eziyorsun.
Geçiyorsun.
Bir gergedan eziyorsun.
Geçiyorsun.
Yeryüzünün gerçek tanrıları tekerlerinin altında, bağırsakları dışarıda. Herkesle beraber irili ufaklı kan lekeleri bıraka bıraka ardında işe gidip geliyorsun.
Kitabın sonunda teşekkür edilen isimlerin eserlerinin sinmiş olduğu kuvvetli metaforlarla şekillenen öyküler, gazetelerde okuduklarımızın birer yansıması. Hemen hemen günümüzün tüm toplumsal sorunlarını ele alan yazar, beslenmek için başka canlıyı öldürmeyen otçul bir hayvan olan gergedan imgesiyle kendi kendimizi hapsettiğimiz bu düzeni yerden yere vuruyor. Öyküleri dile getiren başarılı resimler ise yine Bahadır Baruter’e ait.
Karton Cilt, 1. baskı, 115 sayfa
Şubat2019 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı