Baldwin’in on yıl yaşadığı ve yaratıcılığını bulduğu Paris’te yazdığı Givanni’nin Odası, o günler için işlenmesi bir hayli cesaret isteyen bir konuyu, “eşcinsel aşk”ı ele alıyor: Amerikalı beyaz delikanlı David’in Paris’te İtalyan garson Giovanni ile yaşadığı eşcinsel ilişki, toplumsal değer yargılarının baskın çıkışıyla bu ilişkiden kaçıp ve evli bir erkek olarak “güvenli” bir hayat sürmek için eski sevgilisi Hella’ya sığınması ve bütün bu çabaların üçüne de trajik sonuçlar getiren sonuçsuzluğu...
Baldwin’in on yıl yaşadığı ve yaratıcılığını bulduğu Paris’te yazdığı Givanni’nin Odası, o günler için işlenmesi bir hayli cesaret isteyen bir konuyu, “eşcinsel aşk”ı ele alıyor: Amerikalı beyaz delikanlı David’in Paris’te İtalyan garson Giovanni ile yaşadığı eşcinsel ilişki, toplumsal değer yargılarının baskın çıkışıyla bu ilişkiden kaçıp ve evli bir erkek olarak “güvenli” bir hayat sürmek için eski sevgilisi Hella’ya sığınması ve bütün bu çabaların üçüne de trajik sonuçlar getiren sonuçsuzluğu...
Siyahi ve eşcinsel yazar James Baldwin, yazarlık hayatı boyunca, dahil olduğu bu iki sosyal dezavantajlı grupla ilgili kamuoyu dikkati yaratmaya çalışmış, eserler vermiş hem de yaşadığı dönemin genel geçer anlayışına, ölçülerine göre hayli cesur sayılacak bir biçimde..
Bu romanda, yazar, eşcincellik konusunda derin sosyolojik tahlillere girmeden, salt iki insanın ilişkileri boyutunda ele almış..
Bir tarafta tolumun dayattıklarına bayrak açan Giovanni bir yanda da toplum baskısından henüz kimlik arayışını bile nihayate erdirememiş diğeri..
Dokunaklı, samimi, hüzünlü..
Ne Giovanni imiş be.Senelerce kitabı aradım sonunda buldum ve iyiki bulmuşum dedim
Ciltli, 1. Baskı, 206 sayfa
Ekim1964 tarihinde, Ağaoğlu Yayınevi tarafından yayınlandı