Süleyman'ın tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti yedi kollu şamdanın 455 yılında Roma'yı yağmalayan Vandalların eline geçmesi, kentin Yahudi cemaatinde şok etkisi yaratır. Cemaatin yaşlıları, olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada yedi yaşında olan Benjamin'i de yanlarına alarak kutsal Menora'yı denizaşırı yolculuğuna uğurlarlar. Seksen yıl sonra aynı Benjamin, şamdanı Yahudilere geri vermesi için İmparator İustinianos'a yalvarmak üzere Bizans'a gider. İustinianos'un Kudüs'teki bir Hıristiyan kilisesine gönderdiği şamdan, orada kaybolmuştur. Ancak Zweig Gömülü Şamdan'da söylenceye bir gün yeniden kavuşma umudu barındıran bir final atfeder.
Süleyman'ın tapınağından çıkan, Yahudilerin kutsal emaneti yedi kollu şamdanın 455 yılında Roma'yı yağmalayan Vandalların eline geçmesi, kentin Yahudi cemaatinde şok etkisi yaratır. Cemaatin yaşlıları, olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada yedi yaşında olan Benjamin'i de yanlarına alarak kutsal Menora'yı denizaşırı yolculuğuna uğurlarlar. Seksen yıl sonra aynı Benjamin, şamdanı Yahudilere geri vermesi için İmparator İustinianos'a yalvarmak üzere Bizans'a gider. İustinianos'un Kudüs'teki bir Hıristiyan kilisesine gönderdiği şamdan, orada kaybolmuştur. Ancak Zweig Gömülü Şamdan'da söylenceye bir gün yeniden kavuşma umudu barındıran bir final atfeder.
seviyorum Stefan Zweig'i.. her kitabında işlenen bir duygu... umutla karşımızda bu kez yazar...okuyun derim.
Yahudiler icin kutsal değere sahip şamdanın Vandallar tarafından, diğer ziynet eşyalarıyla beraber ele gecirilmesi, sehrin onde gelen yaslilarinin kutsal şamdan i denizasiri yolculuğuna ugurlamak istemesi ve yanlarinda Benjamin denilen cocugu almasiyla gelisen olaylar silsilesi.. Ve tam 80 yil sonra, o cocuk Benjamin yasli bir adam olarak yine şamdanı ele geçirmenin kıyısına yaklasir.. Sonrasini okuyun da görün.
Verdiği mesaja gelince. Umut, inanç olmazsa olmazimiz. Umuttur insani hayatta tutan, olmaz denileni yapmaya teşvik eden. Biksak da yilsak da yine de olabilir dedirten... Insanin umutla, inanci ugruna neler yapabileceğini gozler onune seriyor kitap.
Her zamanki gibi kisa bi eser. ( 110 sayfa ). Akici bir dil. Bıkmayan, sikmayan, zihni bulandirmayan bir anlatim.
Okumazsaniz bir sey kaybeder misiniz ? Kesinlikle hayir. Ama okumaniz boşa vakit kaybi mi? Kesinlikle hayir yine.
Zweig külliyatını bitirmek adina okuyalim. Çerezlik bir kitap tabiri caize.
Yazarı sevmeme rağmen bu kitabı bana hitap etmedi. Yer yer güzel betimlemeler var fakat anlattığı şey çok dar bir kesime hitap ediyor.
Zweig'dan ilk kitabı okuduktan sonra çok beğendim ve diğer kitaplarını da okumaya başladım. Gömülü şamdan okuduğum 5. kitabıydı herhalde ama bu kitap diğerleri kadar etkileyici gelmedi. Betimlemeler, anlatımlar yine Zweig tarzıydı ama hikayesi çok etkilemedi beni. Belki de yahudilerin kutsallarıyla ilgili olduğu için de olabilir. İllaki okunacak bir kitap değil. Denk gelirse okunabilir.
Zweig' in tarzından biraz daha farklı bir kitap. Anlatım yine çok güzel.
Zweig tarzının dışında bir kitap gerçek Stefan Zweig kalemini tanımak için yazarın öncelikle diğer eserlerini okumalı, çünkü bu kitap onu tanımak için yanlış bir kanıya ve inanca yol açabilir.
“ Daima kaba kuvvetin galip geldiği adaletsiz ve gaddar dünyada adil kişi, bulunduğu yerden kopup Tanrı’ya yönelmekten başka ne yapabilirdi ki ?”
Menkıbelerinden dördüncüsünü okudum.Çok beğendim. Sonuçta yahudi soykırımından üç sene sonra yazılmış bir kitap biraz olsun soykırıma da ağıt gibi geldi bana. Bu kitaptan önce kervan kitabını okumuştum onda da müslümanların hac yolunda çektiği çilelerden bahsediyordu. Her dinde var sanırım bu olay.
Karton Cilt, 120 sayfa
15Aralık2015 tarihinde, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı