Güllere Sor (Claybornes' Brides, #1)

New York'taki dar sokakta terk edilmiş bir bebek bulan Clayborne kardeşlerin hayatı birdenbire değişir. Bebeğe Mary Rose adını verip onu bir leydi gibi yetiştirmek adına Montana, Blue Belle'e yönelirler. Aralarında kan bağı olmasa da orada bir aile olurlar. Ancak ansızın karşılarına çıkan bir yabancı onları ayırma tehdidi oluşturmaktadır...

Lord Harrison Stanford MacDonald belindeki silahla boş boş gezinmektedir, fakat çok geçmeden özünde bir centilmen olduğunu kanıtlar. Ağabeyler ona haydut bölgesinde nasıl hayatta kalacağını öğretirler, Mary Rose ise derin ve ümitsiz bir tutkuyla onun kalbine dokunur. Ancak kısa süre içinde yıkıcı gerçekler Mary Rose'un kendisi, hayatı ve yeni keşfettiği aşkı hakkında bildiği her şeyi sorgulamasına neden olur.

"Garwood'un usta kaleminden çıkma,
aile değerlerini vurgulayan sürükleyici bir hikâye."
Kirkus Reviews

"Gülüp ağlayacak ve şefkatle aşkın gücünü hissedeceksiniz.GÜLLERE SOR ışıltılı bir başarı örneği."
Romantic Times

"Garwood hayranlık uyandıran olağanüstü anlatım tarzı ve karakterleriyle kalbinize dokunacak."
Rendezvous

"İlgi çekici karakterleriyle heyecan verici ve sürükleyici bir hikâye."
Library Journal

New York'taki dar sokakta terk edilmiş bir bebek bulan Clayborne kardeşlerin hayatı birdenbire değişir. Bebeğe Mary Rose adını verip onu bir leydi gibi yetiştirmek adına Montana, Blue Belle'e yönelirler. Aralarında kan bağı olmasa da orada bir aile olurlar. Ancak ansızın karşılarına çıkan bir yabancı onları ayırma tehdidi oluşturmaktadır...

Lord Harrison Stanford MacDonald belindeki silahla boş boş gezinmektedir, fakat çok geçmeden özünde bir centilmen olduğunu kanıtlar. Ağabeyler ona haydut bölgesinde nasıl hayatta kalacağını öğretirler, Mary Rose ise derin ve ümitsiz bir tutkuyla onun kalbine dokunur. Ancak kısa süre içinde yıkıcı gerçekler Mary Rose'un kendisi, hayatı ve yeni keşfettiği aşkı hakkında bildiği her şeyi sorgulamasına neden olur.

"Garwood'un usta kaleminden çıkma,
aile değerlerini vurgulayan sürükleyici bir hikâye."
Kirkus Reviews

"Gülüp ağlayacak ve şefkatle aşkın gücünü hissedeceksiniz.GÜLLERE SOR ışıltılı bir başarı örneği."
Romantic Times

"Garwood hayranlık uyandıran olağanüstü anlatım tarzı ve karakterleriyle kalbinize dokunacak."
Rendezvous

"İlgi çekici karakterleriyle heyecan verici ve sürükleyici bir hikâye."
Library Journal


Değerlendirmeler

değerlendirme
10 puan

Bayıldım direk favorilerime girdi yorumlara bakıp eyvah demiştim kalın bir kitap sıkılırmıyım diye endişe ettim... Ancak harikaydı...Dili akıcı, espiriler inanılmaz zekice ve altı çizilecek çok güzel cümleler vardı; Bilgi özgürlüktür ve özgürlük anlayışı gerektirir.... Ben ilk defa bu yazarın kitabını okudum ama direk favorilerimdendir.Kitaptaki karakterler ve aile oluşumları,bölüm sonlarındaki mektuplar çok güzeldi inanılmaz güldüm arada gözlerim doldu kesinlikle tavsiye ediyorum.....gülümsemek istiyorsunuz hemen okuyun derim :)Lady maria tekrar teşekkürler senin sayende tanıştım julie ile ;)

9 yıl
8 puan

Klasık Garwood kitaplarının dışında aile kavramları üzerine kurulmuş eglenceli bazende duygusal insanın içini ısıtan bir hikaye..

12 yıl, 11 ay
6 puan

Başlarda kitabı çok sevsemde ilerledikçe sıkılmaya başladım. Yazar bana göre gereksiz bazı yerler yazmıştı. Okuduğum en vasat JG romanıydı. Aşktan çok aile kavramı üzerine kurulu bir kitap. Okurken aşkı çok hissedemedim.
Ben yazarın iskoç historicallarını daha çok seviyorum.
Keyifli okumalar...

9 puan

Adam,Travis,Cole.,Douglas birbirinden tamamen farklı olsalar da yolları bir şekil de kesişmiştir. Birlikte hayat mücadelesi vermeye başlamışlardır. Bir gece sepette buldukları bir bebek ise hayatlarını tamamen değiştirir. Çöpte sıçanlar henüz ulaşmadan yetişmişlerdir. Melek kadar güzel ve mükemmel olan bebeği bu kadar değerli bir şeyi nasıl başlarından atabildiklerine inanamazlar. O küçük çocuğun asla orada yaşayamayacağını bilirler. Küçük kızın bir aileye ihtiyacı vardır çevresinde dolanan bir çeteye değil. Mary Rose onların bir aile olup, düzenli bir hayata geçmesine vesile olur ve bir kasabaya yerleşirler. Yerleştikleri kasaba da halkın gözdesi olurlar.

Bu dört abi Mary Rose'u iyi bir şekilde yetiştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapar, onun bir leydi gibi büyümesini sağlarlar. Mary Rose'de büyüdükçe güzelleşir hayatları yolunda iken ortaya çıkan yabancı ile tamamen değişir.

Harrison bir avukattır. Hukuku sever dava sisteminin disiplini ilgisini çekerdi. İyi onun için yeterli değildir yaptığı her işte mükemmel olmaya gayret etmiştir. Hukuka olan tutkusu ve popüler olmayan davaları aldığı için Londra'nın kenar mahallelerinde şansızların şampiyonu olarak kötü bir itibar kazanmıştır. Fakirlerinde zenginlerinde aynı haklara sahip olması gerektiğini düşünür. Kendisini yetiştiren adama borcunu ödemek için yıllar önce kaybettiği kızını bulması için yardım etmeye karar verir. Bu arama işi onu Clayborne kardeşlere ulaştırır. Ortaya çıkması ile sadece kardeşlerinin hayatını değiştirmez kendi hayatı da değişir. Mary Rose ile karşı koyamadıkları bir duygunun içine girerler.

Abileri sevmemek elde değil. Ne kadar göstermeseler de sevgi dolu insanlar oldukları hemen anlaşıyor zaten yaptıkları bunun en güzel göstergesi. Bir de Rose anne var sık sık yazılan mektuplar ise okunmaya değer. Kitap kardeş olmak için, sevmek için kan bağının olmasına gerek olmadığını göstermek açısından kusursuz bir kitap ama bir aşk kitabı olmak için değil. Çok uzundu bu kadar uzamasına gerek yoktu aslında. Bazı yerlerde sıkılmaya başladım. Ama ikiliyi ve abileri okumak keyifliydi.

8 puan

Çevirisi biraz daha özenli olsa çok daha iyi olabilirdi. Yine de Garwood standartlarına göre biraz düşük kaliteydi.

9 puan

Adam..Travis..Cole..Douglas…
Birbirinden farklı bu dört kafadarın yolları şehrin arka sokaklarında kesişir bir gün…
Her birinin hikayesi,özellikleri farklı olsa da bir şekilde bir arada kalmayı başarmışlardır.Küçücük yaşlarına rağmen bir çete kurmuşlardır ve kendi yağlarında kavrulmuşlardır.Taki hiç beklemedikleri bir geceye kadar…
O gece ne mi oldu?Mary Rose adını verdikleri şirin mi şirin 4 aylık bir bebek buldular.Bebeğin bir sepet içinde çöpe atıldığını görmeleriyle onu aralarına almaları arasında pek de uzun bir süre yoktur.Bu dört erkek bir bebeğin gülüşüne karşı koyamamış ve onu sahiplenmişlerdir.
Aradan yıllar geçmiş ve bu bebek bir yetişkin olmuştur.Tabi bazen yaptığı çocukça inatlaşmayı saymasak  Mary Rose oldukça farklı bir karakterdi.Cıvıl cıvıl, neşeli adını koyamadığım bir zeka pırıltısı taşıyordu.Karakterimiz anlatılmazdı…kendisini sevdiren ve yer yer de delirten cinsten (=
Erkek karakterlerse –abiler – ayrı bir mesele zatenCiddi anlamda her birini tek tek çok seveceksiniz.Pek gösterme taraftarı olmasalarda kalplerindeki sevgi ve iyilik sizi duygulandırabilir.Onları sevmemek imkansız (=
Kitapta sizi etkileyen unsurlardan biriside kendilerini kan bağı olmasada kardeş addeden bu beşlinin, Adam’ın annesine –Rose Anne Afrikalı bir köle- yazdıkları mektuplar…Çok şeker ve anlamlılardı…Mary Rose’u büyütme, okutma, bir hanımefendi yapma çabaları takdire şayandı.Kitapta öyle ayrıntılar varki bu konuda yüzünüzde tebessüm yerine kocaman bir sırıtma bırakabilir (=
Harrison ise kitabımızın yakışıklı avukatı olmakla birlikte erkek kahramanımızdırda…Lord Elliott tarafından yetiştirilen Harrison, kendisini bu adama karşı borçlu hisseder.Bu borcunu ödemek içinde onun adına çok çalışır.Lord Elliott’un vakti zamanında bir kızı olmuş amma velakin yutdışına çıktıkları bir sırada eve döndüğünde kızının kaçırıldığını öğrenmiştir.Çook aramıştır kızını ama bulamamış ve artık pes etmiştir.İşte bu aşamada Harrison görevi devralmış ve ipuçlarıyla Clayborne ailesine kadar gitmiştir.
Harrison ne beklediğini bilmesede gördüklerinede hazırlıksızdır.Sert kalpleri yumuşatan bir sevgiye sahip Mary Rose’u ve sinir bozucu olsalarda ağabeylerini sevmeyi hiç beklememektedir.Ama olan olmuş ve kendini ilk defa bir aileye ait hissetmiştir.
Peki Mary Rose’un aslında Lord Elliott’un kayıp kızı olduğu kesinleşmeye başlayınca ne olacaktır?
Bu mutlu aile tablosonu bozmaya gönlü el verecek midir?
Kitaba dair söylenecek çok şey var.Karakterler arası dialoglar müthiş keyifliydi.Özellikle Cole favorimdi.Mary Rose ve Harrison arasında filizlenen aşk çok saftı.Ben beğendim…Öneririm :)

12 yıl, 10 ay
5 puan

Başlarda kitap her ne kadar hoşuma gitsede ilerleyen bölümlerde baya sıkıcılaşmaya başladı. Yazarın tarzına kalemine yakışmayan bir kitap olmuş.. Fazla basit okurken "böyle bir üslubu herkes kullanır Julie nerde senin tarzın nerde senin stilin !! " diye diye okudum bitirdim. Kısacası kitap yavandı, beğenmedim..

9 puan

muhteşemdi... yazarın en iyi kitaplarından biri..kesinlikle okunmalı.

1 puan

ben sevmedim

3 puan

güzel başladı ilginç bir hikaye dedim ama sonu yeşilçam filmi gibiydi pembe dizi izlemekten yeğdir. ayrıca bu kadın fiziksel temas yzmakatan hoşlanıyor ilginç ...


Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 620 sayfa
Epsilon Yayıncılık tarafından yayınlandı



Etiketler: roman

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

mel amapola
2 kişi

Okumuşlar

kubrakaban hafize hayriye glnlcr effy
141 kişi

Okumak İsteyenler

Serap_Köksal aşk romanları volkan1k gmystery dolunay
52 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski