İnsanın herhangi bir nedenle sürgüne düşmesi, sıladan gurbete sürüklenmesi, yerinden yurdundan kopması, her zaman ve her koşulda nice hazin hikâyeler içeren bir serüvendir ve bir o kadar da çağımız insanının evrensel bir yazgısı olmuştur.İster doğduğu toprağa, ister pınarından su içtiği memleketine, ister kalbi dağlayan bir insana tutkuyla açıklansın; gurbet, mutlaka bir sevdadan ayrı düşmektir çünkü. Yoksa ayrılık ve kavuşma üstüne bunca şarkı söylenir, bunca öykü anlatılır, bunca şiir yazılır mıydı?Elinizdeki roman, Türkiyeden bir grup işçinin, yürekleri kıpır kıpır, İsviçreye doğru yol almalarıyla başlar. Tek istekleri sınırı kazasız belasız, yasal yollarla geçerek ekmek ve iş bulabilmektir. En büyük korkularıysa kâğıttır. Kâğıt, durmadan ayaklarının bir yerlere takılacağı korkusuyla hepsinin yüreğinin ağzına getirecek bir beladır çünkü...Gurbet, çok çeşitli tiplerle, psikolojik ayrıntılarla, gözlemlerden can bulmuş derin bir gerçekçilik duygusuyla anlatılan ve birbirine bağlanarak sürüp giden, okudukça içine sürüklendiğiniz insan dramlarının bir yumağıdır. Nihat Behram bu romanında, bizi en çok yaralayan, insanlar arasındaki uygarlık çatışmasının nasıl ırk düşmanlığına dönüştüğünü anlatır. Bu insanlık trajedisine son ölümcül darbeyi de şok eden bir son indirecektir...
İnsanın herhangi bir nedenle sürgüne düşmesi, sıladan gurbete sürüklenmesi, yerinden yurdundan kopması, her zaman ve her koşulda nice hazin hikâyeler içeren bir serüvendir ve bir o kadar da çağımız insanının evrensel bir yazgısı olmuştur.İster doğduğu toprağa, ister pınarından su içtiği memleketine, ister kalbi dağlayan bir insana tutkuyla açıklansın; gurbet, mutlaka bir sevdadan ayrı düşmektir çünkü. Yoksa ayrılık ve kavuşma üstüne bunca şarkı söylenir, bunca öykü anlatılır, bunca şiir yazılır mıydı?Elinizdeki roman, Türkiyeden bir grup işçinin, yürekleri kıpır kıpır, İsviçreye doğru yol almalarıyla başlar. Tek istekleri sınırı kazasız belasız, yasal yollarla geçerek ekmek ve iş bulabilmektir. En büyük korkularıysa kâğıttır. Kâğıt, durmadan ayaklarının bir yerlere takılacağı korkusuyla hepsinin yüreğinin ağzına getirecek bir beladır çünkü...Gurbet, çok çeşitli tiplerle, psikolojik ayrıntılarla, gözlemlerden can bulmuş derin bir gerçekçilik duygusuyla anlatılan ve birbirine bağlanarak sürüp giden, okudukça içine sürüklendiğiniz insan dramlarının bir yumağıdır. Nihat Behram bu romanında, bizi en çok yaralayan, insanlar arasındaki uygarlık çatışmasının nasıl ırk düşmanlığına dönüştüğünü anlatır. Bu insanlık trajedisine son ölümcül darbeyi de şok eden bir son indirecektir...