Olayın geçtiği yer, Kuzey Denizinin kıyı şeridi. Bir yanda, her zaman son sözü söylemeye inat eden Doğa, öte yanda ise, denizin saldırılarına karşı koymak ve ondan mümkün olduğunca fazla toprak çalmak için çaba harcayan yöre insanlarının direnci ve mücadelesi. Doğaya meydan okumanın sembolüne dönüşen bir set inşa etme projesi ve bu projenin arkasındaki ödünsüz, kibirli bir insanın trajediye dönüşen hayatı. Kuzeyin sisli karanlık denizlerine gizlenmiş ürpertici, akıl almaz, doğaüstü güçlerin yuttuğu bir insanın, hayalet olarak geri dönüşü. Fantastik korku edebiyatının olduğu kadar modern bireyin trajedisinin düzyazı biçimindeki bir örneği.Hayalet Süvari: Akıl ile doğaüstü güçlerin çatışması.
Olayın geçtiği yer, Kuzey Denizinin kıyı şeridi. Bir yanda, her zaman son sözü söylemeye inat eden Doğa, öte yanda ise, denizin saldırılarına karşı koymak ve ondan mümkün olduğunca fazla toprak çalmak için çaba harcayan yöre insanlarının direnci ve mücadelesi. Doğaya meydan okumanın sembolüne dönüşen bir set inşa etme projesi ve bu projenin arkasındaki ödünsüz, kibirli bir insanın trajediye dönüşen hayatı. Kuzeyin sisli karanlık denizlerine gizlenmiş ürpertici, akıl almaz, doğaüstü güçlerin yuttuğu bir insanın, hayalet olarak geri dönüşü. Fantastik korku edebiyatının olduğu kadar modern bireyin trajedisinin düzyazı biçimindeki bir örneği.Hayalet Süvari: Akıl ile doğaüstü güçlerin çatışması.
1888 tarihinde ilk baskısı yapılmış, tanıtım yazısında da değinildiği üzere modern bireyin trajedisini fantastik unsurlarla buluşturan, vurucu bir finale sahip, ülkemizde pek bilinmeyen bir klasik.
Kitabı okumamın üzerinden 4-5 sene gibi uzun bir zaman geçmesine rağmen, yazarın ustalıkla işlediği baş karakter Hauke tüm hırsı ve kibriyle hafızamda ilk günkü canlılığını koruyor. Farklı bir şeyler okumak adına gönül rahatlığıyla alınıp okunabilir.
168 sayfa