Bir silah patlaması duyuldu. Mickin üstüme yüklenmesiyle arkaüstü düşmüş, akımdaki sandalyeyi paramparça etmiştim. Ben tahta kırıklarının üstünde, Mick de benim üstümde yatıyordu. Elinde bir silah vardı ve kapı eşiğinden gelen otomatik silah ateşine karşılık olarak ateşleyip duruyordu. Kafamın üstünden uçan bir şey görür gibi oldum. Büyük bir gürültü oldu, dalgalar halinde şok titreşimleri hissettim. Sonra her şey bitti.. .Etrafıma bakındığımdagördüklerimi zihnim almadı. İskemleler ve masalar başaşağı devrilmiş, bazdan paramparça olmuştu.. .Barın arkasındaki ayna nerdeyse tamamen yok olmuştu, birkaç kırık parça çerçevesinden sarkıyordu. Havada savaş sonrasının ağırlığı vardı, gözlerim barut dumanından ve dökülmüş viski buharından yanıyordu. Etrafa, düşüncesiz bir çocuğun fırlattığı bezden bebeklere benzeyen bedenler saçılmıştı. İlişkilerini tartışan ]adınla erkek birlikte, ters dönmüş masalarının yanında ölü olarak yatıyorlardı. Adam sırtüstü yatıyordu, yüzünün hemen hepsi yok olmuştu. Kadın, yan dönmüş, balık kancası gibi kıvrılmıştı, başının tepesi açılmış, parçalanmış kafatasından beyni dışarı akıyordu. Doruğa yaklaştıkça insanoğlunun ölümlülük karşısında boyun eğişi âdeta Shakespearevari tragedyaların üslubuyla veriliyor."
Bir silah patlaması duyuldu. Mickin üstüme yüklenmesiyle arkaüstü düşmüş, akımdaki sandalyeyi paramparça etmiştim. Ben tahta kırıklarının üstünde, Mick de benim üstümde yatıyordu. Elinde bir silah vardı ve kapı eşiğinden gelen otomatik silah ateşine karşılık olarak ateşleyip duruyordu. Kafamın üstünden uçan bir şey görür gibi oldum. Büyük bir gürültü oldu, dalgalar halinde şok titreşimleri hissettim. Sonra her şey bitti.. .Etrafıma bakındığımdagördüklerimi zihnim almadı. İskemleler ve masalar başaşağı devrilmiş, bazdan paramparça olmuştu.. .Barın arkasındaki ayna nerdeyse tamamen yok olmuştu, birkaç kırık parça çerçevesinden sarkıyordu. Havada savaş sonrasının ağırlığı vardı, gözlerim barut dumanından ve dökülmüş viski buharından yanıyordu. Etrafa, düşüncesiz bir çocuğun fırlattığı bezden bebeklere benzeyen bedenler saçılmıştı. İlişkilerini tartışan ]adınla erkek birlikte, ters dönmüş masalarının yanında ölü olarak yatıyorlardı. Adam sırtüstü yatıyordu, yüzünün hemen hepsi yok olmuştu. Kadın, yan dönmüş, balık kancası gibi kıvrılmıştı, başının tepesi açılmış, parçalanmış kafatasından beyni dışarı akıyordu. Doruğa yaklaştıkça insanoğlunun ölümlülük karşısında boyun eğişi âdeta Shakespearevari tragedyaların üslubuyla veriliyor."
375 sayfa
Oğlak Yayıncılık tarafından yayınlandı