İki Şehrin Hikayesi

En çok okunan klasikler, Türkiye’nin önde gelen çevirmenlerinin özenli çevirileri ve alanında uzman akademisyenlerin editörlüğünde okuyucularla buluşuyor.

Adaletin intikam duygusuyla özdeş olduğu ve masumla suçlu arasında neredeyse hiçbir ayrımın gözetilmediği, tarihin akışını değiştiren Fransız İhtilali’nin gölgesinde kalemini sivrilten Dickens’ın ‘yazdığım en iyi hikâye’ dediği bir başyapıt İki Şehrin Hikayesi…

On sekiz yıl boyunca Paris’te suçsuz yere hapis yatıp akıl sağlığını yitiren Dr. Manette, eski bir dostunun yardımıyla, öldüğünü zanneden kızı Lucie’ye kavuşur. Londra’da hayatlarına devam eden baba kız, beş yıl sonra vatana ihanet suçundan yargılanan genç Fransız Charles Darnay için Paris’teki mahkemeye tanık olarak çağrılırlar. Aristokrat bir aileye mensup olduğu halde, her zaman ezilen halkın yanında yer alan Darnay ile zeki olmakla birlikte dünyadaki hiç kimseyi ve hiçbir şeyi umursamayan soğuk mizaçlı avukatı Syndey Carton'un yolları Lucie'ye duydukları aşk yüzünden kesişir ve iki genç adam giyotinin ölümcül gölgesi altında, kaderlerine doğru sürüklenmeye başlarlar.

Dünyada 200 milyondan fazla kişi tarafından okunan tüm zamanların en çok ilgi gören kitabı İki Şehrin Hikayesi’ni Handan Ünlü Haktanır’ın nitelikli çevirisiyle sunuyoruz.

En çok okunan klasikler, Türkiye’nin önde gelen çevirmenlerinin özenli çevirileri ve alanında uzman akademisyenlerin editörlüğünde okuyucularla buluşuyor.

Adaletin intikam duygusuyla özdeş olduğu ve masumla suçlu arasında neredeyse hiçbir ayrımın gözetilmediği, tarihin akışını değiştiren Fransız İhtilali’nin gölgesinde kalemini sivrilten Dickens’ın ‘yazdığım en iyi hikâye’ dediği bir başyapıt İki Şehrin Hikayesi…

On sekiz yıl boyunca Paris’te suçsuz yere hapis yatıp akıl sağlığını yitiren Dr. Manette, eski bir dostunun yardımıyla, öldüğünü zanneden kızı Lucie’ye kavuşur. Londra’da hayatlarına devam eden baba kız, beş yıl sonra vatana ihanet suçundan yargılanan genç Fransız Charles Darnay için Paris’teki mahkemeye tanık olarak çağrılırlar. Aristokrat bir aileye mensup olduğu halde, her zaman ezilen halkın yanında yer alan Darnay ile zeki olmakla birlikte dünyadaki hiç kimseyi ve hiçbir şeyi umursamayan soğuk mizaçlı avukatı Syndey Carton'un yolları Lucie'ye duydukları aşk yüzünden kesişir ve iki genç adam giyotinin ölümcül gölgesi altında, kaderlerine doğru sürüklenmeye başlarlar.

Dünyada 200 milyondan fazla kişi tarafından okunan tüm zamanların en çok ilgi gören kitabı İki Şehrin Hikayesi’ni Handan Ünlü Haktanır’ın nitelikli çevirisiyle sunuyoruz.


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
10 puan

Kitabı okurken kahramanı hep başkalarında aramışım, ne yazık etmişim. Sydney Carton övülesi bir karakter gerçekten, iyiye gidişi, fedakarlığı, ölümsüzlüğü çok güzel bir biçimde temsil ediyor. Benim için unutulmayacak karakterlerden biri. Öte yandan Therese Defarge da unutmayacağım, hep yüz buruşturarak hatırlayacağım karakterlerden biri. Dickens İhtilal öncesi ve sonrası Paris'ini, halkın açlığını, kederini, aristokratların halka işkencelerini ve cumhuriyetçilerin kana olan susuzluğunu öyle açık anlatmış ki, bu zamana kadar sevdiğim Fransız İhtilali'ne bile şüpheyle bakmaya başladım. Okunması gerekiyor, Charles Dickens her zamanki gibi muhteşem.

10 yıl, 11 ay
6 puan

Kitapta bir bayan Defarge var ki, ne zaman örgü örsem aklıma gelir :)

10 puan

Akıcı,sürükleyici ve şaşırtıcı
Tüm zamanların en iyisiydi, belki de en kötüsü... Bilgeliğin çağıydı. Aptallığın çağıydı, inançların dönemiydi, inançsızlığın da...
Dickens İki şehrin hikayesin de 1789 Fransız ihtilali öncesi ve sonrasında Londra ve Paris şehirleri arasında kesişen hayatları, aşkı, nefreti, intikamı ve fedakarlığı konu alıyor.
Dickens’a göre devrim öncesi Paris de acı egemendi. Bir yandan açlıkla, sefaletle mücadele eden halk, diğer yandan lüks yaşamlarıyla keyif süren asilzadeler. Ve öyle bir zaman geliyor ki, asilzadeleri o kocaman duvarlı sarayları bile koruyamaz olur. Fransız ihtilali ile halk asilzadelere karşı ayaklanır. Ancak intikam duygusuyla asilzadelere karşı kışkırtılan halk haklı, haksız ayırt etmeden bir çok insanı giyotine gönderir. İntikamı uğruna küçük bir çocuğun bile giyotine gönderilmesi isteyen kadın bana şunu hatırlattı: nefret nefreti, şiddet şiddeti doğurur..
Bence hikayenin asıl kahramanı hikayenin sonunda karşımıza çıkıyor. Sydney Carton'ın karşılıksız aşkı için yaptığı fedakarlığı asla unutmayacağım.
Klasikleri okumayı sevenlerin mutlaka okuması tavsiye edeceğin bir başyapıt. Mutlaka okuyun.

9 puan

Sonuna kadar klasik olmayı hakeden,klasik eserleri sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Karaketerler,kurgu,hikaye herşey çok güzel ama karakterlerden biri var ki beni kendine aşık etti.Sdney Corton,ne kadar sarhoş,umursamaz gibi görünsede aslında duygusal,içine kapanık bir avukattır.Ayrıca arka planda kalmayı seven,davalarda kilit noktaları bulabilen zeki bir avukattır.Her ne kadar bunu kimse bilmese de.

Ayrıca aşıktır ve bunun için neler yapabileceğini kitabın sonunda da görebiliyoruz.

8 puan

İç sızlatan aynı zamanda etkileyici bir tarzın mükemmel örneği ..

8 puan

" Yirmi yıl önce çocukluğumu hatırlamazdım; ama şimdi aksine çok iyi hatırlıyorum, çünkü insanlar bir daire içindeler yaşadıkça başladıkları noktaya geri dönüyorlar." Kitaptan bir alıntı.
Kesinlikle okunması gereken bir klasik.Kitabın sonu için zaten yorum yapmak bile gereksiz.

11 yıl, 10 ay
10 puan

İki Şehrin Hikayesi en sevdiğim eserlerden biridir. Hele başlangıç cümlesi beni en çok etkileyen cümledir. Herhalde bu cümle ile rekabet edecek tek cümle William Shakespeare'in Hamlet'in "Olmak ya da olmamak" olabilir diye düşünüyorum.

Romandaki parlak ama istikrarsız sarhoş avukat Sydney Carton karakteri gibi aşkının mutluluğu için kendini feda eden bir erkek karakter edebiyat tarihinde sanırım yoktur. Ya da ben okumadım veya hatırlamıyorum. Böyle bir adam gerçek hayatta var olamaz. Charles Dickens'ın bir erkek olarak böyle bir karakter yaratması ise inanılmaz. Önünde şapka çıkarmak lazım.

18. yüzyıl Londra ve Paris'inin anlatıldığı kitapta. 1789 Fransız ihtilalindeki Jacobenlerin kan dökme merakını, ihtilal ortamında her zaman yapılan haksızlıkları çok iyi gözler önüne seriyor.

Bu kitabı okumayanlara tavsiye ederim.

10 puan

Fransız halkının yüzyıllarca uğradığı haksızlıklar nedeniyle tabanlarında birikmiş öfkelerinin, nefretlerinin, kinlerinin yer kabuğunu patlatırcasına devasa bir güçle ezen kesime karşı patlaması sonucu değişen güç odaklarının muhteşem hikayesi. Bu hikaye de kahramanlar, kahramanların hayatları, yaşama karşı duruşları ve onlarla ilgili her detay, her bilgi objektif verilmiş. Yıllarca ezilmişliğin, sefaletin içinde köle gibi çalıştırılan, hakkın ve hukukun onlar için hiç işlemediği bir hayatta İster Fransız halkının içinde bulunduğu psikolojiyi de dikkate alarak katliama dönen devrimi haklı gör, istersen bu katliamlar arasında masum belki binlercesinin giyotine götürülüşüne hak vermeyerek karşı çık. Albert Camus'un "Başkaldıran İnsan" da dediği gibi "Sınırsız özgürlükten yola çıkarak sınırsız zorbalığa geldim" . Her devrim aslında kendi DİKTATÖRÜNÜ yaratırken ya kötülüğün acısını çekerek ona hizmet etmek ya da ilkelerin haksız olduğunu, halkın ve insanların suçlu olduklarını kabul etmek gerekir. Tarihin içinden objektif niteliğiyle koparılıp alınan bu hikayede her şey çift taraflı. Her karakterin hayatı o anki koşullara göre sorgulanmalı. Her karakter tarihin canlı dokusu. Canlı sesi, canlı acısı... Ve kurulan bu "Cumhuriyet"in işte bizdeki gibi gökten inmediğinin muazzam hikayesi... Kanlarında boğula boğula kurdukları bu Cumhuriyetin hikayesini herkese şiddetle tavsiye ederim. Bu, ders almasını bilen özgürlük arayışındaki tüm insanlığın tarihidir.

9 puan

"Güneş hüzünlü hüzünlü yükseldi; güneşin üzerine vurduğu hiçbir şey, sahip olduğu yetenekleri ve güzel duyguları kullanma becerisinden yoksun, kendi yararı ve mutluluğu için bir şeyler yapmayı beceremeyen, dahası bu feci halinin farkında olan ve bu feci halin onu tüketmesi pahasına kendinden vazgeçen bu adamdan daha hüzünlü değildi." ..

👆Bir karakter ancak bu kadar güzel sözlerle anlatılabilirdi..
Öncelikle yaptığı fedakarlık karşısında Sydney Carton 'ın önünde saygıyla eğiliyorum. 🙏

Fransız ihtilalinin öncesi ve sonrasının konu edildiği #roman üç bölümden oluşuyor. İlk iki bölümde birbirinden bağımsız olan karakterleri tanıyoruz.Bazen kafamız karışıyor "Neden karakter hakkında bu detayları okuyoruz " demekten kendimizi alamıyoruz. Ama yazar üçüncü bölümde karakterlerin yolunu öyle bir kesiştiriyor ki yazara şapka çıkarıyor ve bu kitaplara neden klasik dendiğini anlıyoruz.
..
İnsanın mevcut gücü ele geçirdiğinde ne kadar vahşileşebileceğini tüm ayrıntıları ile anlatan, iyinin kötüye, kötünün iyiye dönüştüğü etkileyici bir roman.
..
Sydney Carton'ın yaptığı fedakarlık yolunda ilerlerken yazarın "eğer söyleyebilseydi " dediği bölüm en mükemmel bölümdü. Bu fedakarlık sadece platonik bir aşk için değil aynı zamanda bir ülke için yapılmış fedakarlıktı.

9 puan

dönemin ekonomik, kültürel, sosyal sorunlarına değinen kitapta İngiltere ve Fransa arasındaki çatışmayı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. Çeşitli tesadüflerden örülü romantik dili okuyucuya tıpkı Victor Hugo'nun Sefiller isimli romanındaki kurguyu anımsatır. Romantik ve reailst unsurlar barındıran bu eser dönem kuoşullarını okuyucuya aktarırken çarpıcı betimlemeler yapar. Tüm bunlar dikkate alındığında okunmak istenilecek bir kitaptır. HER DAİM.


Baskı Bilgileri

Ciltli, İngiliz Edebiyatı, 528 sayfa
Eylül2016 tarihinde, Koridor Yayıncılık tarafından yayınlandı


ISBN
9786059702225
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

LAydLiNe Asmork merthulya enamels
4 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski