"Wells’in hiçbir zaman hayal edemeyeceği Zaman Makinesi’nin ta kendisi." – Brian Aldiss
Nebula En İyi Kısa Roman Ödülü
"Korku Olmadan Din Hayatta Kalamaz."
Tolkien sonrası fantastik edebiyatın öncü ve en önemli yazarlarından olan Michael Moorcock yalnızca yarattığı efsanevi karakteri Elric’le değil, Yeni Dalga akımının yükselmesine sebep olan editörlüğüyle de türün kaderini doğrudan etkilemiş ender yazarlardan. Moorcock’ın kendi sınırlarını bile zorlayıp tabuları yerle bir ettiği bilimkurgu kitabı İşte İnsan ise Jungcu psikoloji temel alınarak yazılmış en cüretkar zaman yolculuğu romanlarından biri.
Kafası sorularla dolu, problemli bir genç olan Karl Glogauer, İsa Peygamber’in son aylarına tanıklık etmek için zaman makinesiyle 1970 yılından M.S. 29 yılına yolculuk eder. Kutsal Topraklar’da Vaftizci Yahya ile karşılaşan Glogauer, bu mucizelerle dolu bölgede Nasıra’ya ulaşmak ve İsa’yı bulmak için yola çıkar.
İsa’yı bulduğunda ise hikâye oldukça çetrefilli bir hal alır zira bu tarihi figür, Nasıra’da bir marangoz dükkanının gölgelerinde saklanan ve değil peygamber olmak, hayatta kalmak için bile başkalarına ihtiyaç duyan bir insandır. Gelecekte vuku bulmuş geçmişinin peşini bırakmayan hayaletleriyle, insanlık tarihinin olması gerektiği gibi yaşanmasını sağlamak için harekete geçen Glogauer, hem yolculuğun sonuna hem de sorularının yanıtlarına adım adım yaklaşır.
Tarih değişmesin diye tarihe müdahale etmenin bedeli nedir? Fikir mi gerçekliğin sebebidir yoksa gerçeklik mi fikrin?
İşte İnsan, yanlış sorulara verilen doğru bir cevap.
"Wells’in hiçbir zaman hayal edemeyeceği Zaman Makinesi’nin ta kendisi." – Brian Aldiss
Nebula En İyi Kısa Roman Ödülü
"Korku Olmadan Din Hayatta Kalamaz."
Tolkien sonrası fantastik edebiyatın öncü ve en önemli yazarlarından olan Michael Moorcock yalnızca yarattığı efsanevi karakteri Elric’le değil, Yeni Dalga akımının yükselmesine sebep olan editörlüğüyle de türün kaderini doğrudan etkilemiş ender yazarlardan. Moorcock’ın kendi sınırlarını bile zorlayıp tabuları yerle bir ettiği bilimkurgu kitabı İşte İnsan ise Jungcu psikoloji temel alınarak yazılmış en cüretkar zaman yolculuğu romanlarından biri.
Kafası sorularla dolu, problemli bir genç olan Karl Glogauer, İsa Peygamber’in son aylarına tanıklık etmek için zaman makinesiyle 1970 yılından M.S. 29 yılına yolculuk eder. Kutsal Topraklar’da Vaftizci Yahya ile karşılaşan Glogauer, bu mucizelerle dolu bölgede Nasıra’ya ulaşmak ve İsa’yı bulmak için yola çıkar.
İsa’yı bulduğunda ise hikâye oldukça çetrefilli bir hal alır zira bu tarihi figür, Nasıra’da bir marangoz dükkanının gölgelerinde saklanan ve değil peygamber olmak, hayatta kalmak için bile başkalarına ihtiyaç duyan bir insandır. Gelecekte vuku bulmuş geçmişinin peşini bırakmayan hayaletleriyle, insanlık tarihinin olması gerektiği gibi yaşanmasını sağlamak için harekete geçen Glogauer, hem yolculuğun sonuna hem de sorularının yanıtlarına adım adım yaklaşır.
Tarih değişmesin diye tarihe müdahale etmenin bedeli nedir? Fikir mi gerçekliği... tümünü göster
Moorcock'un Elric serisinde de sevemediğim dağınık üslubu bu kitapta da var. Fikir güzel olsa da işleniş sıkıntılı.
Konu 1969 yılında yayınlandığında Hristiyan dünyasında, Vatikan'da şok etkisi yaratmış olmalı. Dine küfür olarak nitelenebilecek cümleler içeriyor. Ve daha o zamandan kilisenin çocuklara cinsel istismarına değinmiş olması da cesurca . Gerçi Hippilerin özgürlükçü düşüncesi de zirvedeydi o sıralarda sanırım. Kitabın adı da İncil'deki Yuhanna 19. ayetten geliyor aslında.
" O zaman Pilatus İsa’yı tutup kamçılattı. 2 Askerler de dikenlerden bir taç örüp O’nun başına geçirdiler. Sonra O’na mor bir kaftan giydirdiler. 3 Önüne geliyor, “Selam, ey Yahudiler’in Kralı!” diyor, yüzüne tokat atıyorlardı.
4 Pilatus yine dışarı çıktı. Yahudiler’e, “İşte, O’nu dışarıya, size getiriyorum. O’nda hiçbir suç bulmadığımı bilesiniz” dedi.
5 Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve üzerindeki mor kaftanla dışarı çıktı. Pilatus onlara, “İşte o adam!” dedi."
Kitabın girişine bu açıklama konsa iyi olurdu.
Zorlayıcı, cesurca ve değişik bir kitap. Dinlerin doğuşuna, bu kitapta Hristiyanlığın doğuşuna çok ağır eleştirel bir yaklaşım var. Tamamen bir yalan ve aldatmaca üzerine kurulu olduğunu anlatıyor. Yazara bir şans verin.
169 sayfa
Haziran2018 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı