Yedi asırdır kimse onu baştan çıkaramadı. Ama bu gece farklı olacak…
Zamanın başından beri var olan Gece Gezginleri, karanlığın gölgelerinde yaşamaktadır. İnsanlara âşık olmaları kesinlikle yasaktır ve bu kadim yasanın uygulanmasını sağlayan tek kişi İnfazcı Jacob’dır.
Jacob insanlara karşı arzularına yenik düşen tüm Gezginleri, bahaneleri ne olursa olsun adalete teslim etmiştir. Yasak tutkulara, önüne geçilemeyen açlığa hatta ay lanetine karşı bile bağışıklığı vardır ve kendine hâkimiyeti tamdır… ta ki New York’un karanlık bir sokağında Isabella’yı görene dek. Jacob’ın aklında kadının hayatını kurtarmak yoktur. Fakat onu kollarının arasına aldığı an engelleyemediği duygulara kapılır ve birdenbire her şey değişir.
Birbirlerine karşı hissettikleri dayanılmaz cazibe kesinlikle yasalara aykırıdır ve Jacob’ın o ana dek inandığı her şey arzuların alevinde hızla yanıp kül olacaktır.
Gece başlasın!..
“Yepyeni bir ses, müthiş bir yetenek.”
SHERRILYN KENYON
“En leziz çikolatalar gibi, Jacob da yoğun, karanlık ve iştahınızı tatmin ediyor.”
JoAnn Ross
“Jacob nefes kesen, büyüleyici sahneler ve unutulmaz karakterlerle dolu. Bu kitaba bayıldım!”
Christine Feehan
“Gece Gezginleri serisinin heyecan dolu ilk kitabında Jacob ile Isabella arasındaki romantizm gerçekten çok çekici. Yasak aşk, gizli kaderler ve bir ruh çağıranın yarattığı tehlike, okurları nefes nefese bırakıyor.”
Romance Junkies
Yedi asırdır kimse onu baştan çıkaramadı. Ama bu gece farklı olacak…
Zamanın başından beri var olan Gece Gezginleri, karanlığın gölgelerinde yaşamaktadır. İnsanlara âşık olmaları kesinlikle yasaktır ve bu kadim yasanın uygulanmasını sağlayan tek kişi İnfazcı Jacob’dır.
Jacob insanlara karşı arzularına yenik düşen tüm Gezginleri, bahaneleri ne olursa olsun adalete teslim etmiştir. Yasak tutkulara, önüne geçilemeyen açlığa hatta ay lanetine karşı bile bağışıklığı vardır ve kendine hâkimiyeti tamdır… ta ki New York’un karanlık bir sokağında Isabella’yı görene dek. Jacob’ın aklında kadının hayatını kurtarmak yoktur. Fakat onu kollarının arasına aldığı an engelleyemediği duygulara kapılır ve birdenbire her şey değişir.
Birbirlerine karşı hissettikleri dayanılmaz cazibe kesinlikle yasalara aykırıdır ve Jacob’ın o ana dek inandığı her şey arzuların alevinde hızla yanıp kül olacaktır.
Gece başlasın!..
“Yepyeni bir ses, müthiş bir yetenek.”
SHERRILYN KENYON
“En leziz çikolatalar gibi, Jacob da yoğun, karanlık ve iştahınızı tatmin ediyor.”
JoAnn Ross
“Jacob nefes kesen, büyüleyici sahneler ve unutulmaz karakterlerle dolu. Bu kitaba bayıldım!”
Christine Feehan
“Gece Gezginleri serisinin heyecan dolu ilk kitabında Jacob ile Isabella arasındaki romantizm gerçekten çok çekici. Yasak aşk, gizli kaderler ve bir ruh çağıranın yarattığı tehlike, okurları nefes nefese bırakıyor.”
Romance Junkies
Yeni favori serim oldu. Söze böyle başlıyorum çünkü çok beğendim. Yazarın dilini, Olay örgüsünü, karakterleri anlatışını, heyecanı iyi bir şekilde yansıtıp bize tattırmasını… Kısacası kitabın her yerini beğendim.
İlk başlarda iç seslerin uzunluğundan dert yansam da kitap bittiğinde iyi ki başlar da o kadar uzun yer verilmiş dedim. Çünkü karakterlerin tüm duygularını anlayabilmemi sağladı. Olayları kabullenişleri, bir birleri arasındaki hisleri, hepsi oturdu kafamda. Kitaptaki isimlerden kaynaklı( Jacop Bella ) bir an içime kurt düştü. Alacakaranlık özentisi bir şey mi yoksa demedim değil. Ama Bella ve Jacop’ın tanışması bile bence diğerlerine göre çok farklıydı.
Konuya gelirsek, Bella sıradan bir insan(!) -mı acaba?- Jacop ise bir İnfazcı. Gece Gezgini. İblis. Yakışıklı. Karizmatik. Seksi. Hangisini söylerseniz kabulümüz. Görevi söz konusu olunca sert ve acımasız olabilen, duygularına ket vurmuş biri. Ama Bella ile tanıştıktan sonraki değişimi okunmaya değer. İkili çok tatlıydı. Birbirlerine olan uyumu benden tam puan aldı. Bella’nın hayatı Jacop geldikten sonra başlıyor diyebilirim. Çünkü birkaç sayfada kitap kurdu bir kütüphaneci olarak karşımdaydı. Ama ilerleyen sayfalarda onunda değişimi bazen kahkaha atmama neden oldu bazen de vay be dememe.
Kitapta bulunan yan karakterlerin(Noah, Legna, Elijah, Gideon ) hepsi ziyadesiyle olayların içindeydi. Ama bu kafa karıştırıcı veya sıkıcı bir biçimde değildi. Hepsini çok sevdim. Tek sıkıntım Bella ve Legna’nın çok yakın arkadaş olmalarını kanıtlayan birkaç sayfanın olmayışıydı. Aralarında gelişen yakınlığı tam hissedemedim. Bir tek Legna da değil Bella’nın kardeşi Corrinede de aynısı oldu. Kitap boyunca ‘Kardeşine ne oldu. Nasıl bir anda onu bırakıp gidebildi. Gittiyse düşüncelerinden bile neden geçmedi?’ dedim. Kitabın ilk birkaç sayfası ve son birkaç sayfası dışında görülmedi. Bu biraz mantıksız gelse de sonunda toparladı ve yazarın aslında bir gerçeği sakladığı için ortaya çıkarmadığını anladım. Yine de en azından birkaç konuşmaya yer verseydi diyorum hala. Ben çok beğendim ve tavsiye ediyorum. Diğer kitap Gideon’u anlatıyormuş. Umarım çok beklemeyiz.
“Bak sana ne diyeceğim, Isabella. Çok uzun olan yaşamım boyunca pek çok insana pek çok şey adadım. Ama sen… sen sadece kendim için kendimi adama gereği hissettiğim tek varlıksın.”
“Ona çok dikkatli bak eski dostum. Bu yüz,” dedi Noah usulca, “bir gemiye yelken açtıran Truvalı Helen’in yüzü olabilir.” –Bella için en iyi tasviri yapmış.
"Isabella!" Kızgın bir sesle konuşuyordu ama sonunda kahkahasını bastıramadı.
"Bana cevap verecek misin vermeyecek misin?"
"Bana soru mu sormuştun ki?"
"Sana evlenme teklif ettim sanırım."
"Ah.. Önümde diz çöktüğünü filan hatırlamıyorum hiç" dedi Jacob.
"Bak, modern bir kadın olabilirim ama bu biraz aşırıya kaçıyor. Elmas yüzük de istersin sen şimdi."
"Aslında, bana zümrüt daha çok yakışır," diyerek gülümsedi Jacob.
Jacob'ın düşüncelerini okuyamaması Isabella'yı kanı görmekten daha fazla korkuttu. Aklının bir köşesinden hızla panik duygusu yükseldi ama öfkeyle bu düşünceyi bir kenara bırakıp duruma odaklandı.
"Onu nasıl böyle kolayca alt ettiğimi merak ediyorsundur. Eğer ağzını açıp bana onun adını söylemezsen bunu öğreneceksin!"
"Adı..." Sesi çatlak çatlak çıkıyordu.
"Evet, hadi söyle," dedi adam hevesle.
"Bond. James Bond."
"Jacob," dedi usulca Isabella, "nasıl bundan emin olmayayım? Sen benim kaderimsin. Bana bunu bir kehanetin filan söylemesine gerek yok." Uzanıp parmaklarını hafifçe yüzünün çevresinde ve üstünde gezdirdi. "Ruhumun yeri senin yanın. Kalbinin yeri benim yanım. Varlığımın her parçasında hissediyorum bunu.”
Bu tarzda ki fantastikleri seviyorum.İblisler var , soylarının tükenildiği düşünülen Duridler var. Güzel bir kızımız sert bir oğlumuz var. Severek okudum :) zamanın başlangıcından beri dünyada olan gece gezginlerinin bazı kuralları var. Bunlardan en önemlisi insanlara yaklaşmamak. Bu kuralı bozanlar ise karşılarinda infazcı olarak bilinen Jacob'ı bulurlar. Fakat bu sefer Jacob bir insana bulastı. İsabella bu iblis ırkın tüm tabularını yıkacak ve yeni bir sayfa açacaklar. Bu olurkende büyük maceralara yelken açacaklar.
Ahhh o iç seslerin uzunluğu yok mu ben o kısımda kopuyorum işte kitaplardan.Bu da öyle bir kitaptı ve ben çok zor okudum.
Bu tarz romanlardan alışık olduğumuz macera,hareket vs ye dair çok az kısım vardı.Bu yüzden ben fazlasıyla sıkıldım hikayeden. Serinin devam kitaplarını okur muyum? Eğer bütün açıklamalar bu kitapta yapılıp bittiyse diğer kitaplarda artık biraz hareket,farklılık varsa okurum ancak.
Yorumun devamı :
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2015/05/jacquelyn-frank-jacob-gece-gezginleri.html#more
http://gamzeninkitapdunyasi.blogspot.com.tr/2015/06/jacob-jacquelyn-frank-yorum-alntlar.html#more
"Jacob," dedi usulca Isabella, "nasıl bundan emin olmayayım? Sen benim kaderimsin. Bana bunu bir kehanetin filan söylemesine gerek yok." Uzanıp parmaklarını hafifçe yüzünün çevresinde ve üstünde gezdirdi. "Ruhumun yeri senin yanın. Kalbinin yeri benim yanım. Varlığımın her parçasında hissediyorum bunu. Gecenin en ürkütücü saatinde Bronx'taki karanlık sokaktan geçen aptalı ilk gördüğüm anda hissetmiştim."
"Hımm. Ben de seni seviyorum," diye mırıldandı. Dudaklarına bakıp gülümseyerek onu kızdıramayacak denli nefessiz kalana kadar öptü. Vücuduna yerleşip müthiş kolay bir biçimde ona uyum sağladı. Bu kadın onun için yaratılmıştı, onunla ne zaman temasa geçse bunu anlıyordu. "Bu hayatta pek çok önemli şey gördüm ve deneyimledim," diye fısıldadı, sesi duygularının yoğunluğundan hırıltılı çıkıyordu, "ama seninle tanışana kadar seni sevdiğim gibi bir kadını sevmek nedir bilmiyordum. Benimle yaşamanın kolay olacağına söz veremem. İkimizin de geleceğinde belirsiz olan çok nokta var."
"Biliyorum, Jacob. Bunun peri masalı olmadığının farkındayım. Sonsuza kadar mutlu yaşama olayı her ne kadar çekici bir fikir olsa da benim için fazla baskı demek. Tartışmaya devam edeceğiz, ben yine söylediklerimde direteceğim, seni tam anlamıyla delirteceğim. Ama seni yapabildiğim kadar severek bunu telafi edeceğim."
"Kendime karşı böyle katı olmaya ve seni düzenli olarak sinirlendirmeye devam edeceğim şüphesiz. Seni çok yüksek ihtimalle sıklıkla perişan edeceğim çünkü aşk ilişkisi nasıl yaşanır pek tecrübeli olduğum söylenemez. O kadar uzun zamandır yalnızdım ki, minik çiçeğim, korkarım bu sık sık tökezlememe neden olacak. Ama sana bunu telafi edeceğim, Isabella. Çünkü seni yapabileceğimden de fazla seviyorum." Jacob başparmağıyla Isabella'nın gözünden akan damlayı silerken hafifçe gülümsedi. "Seni ağlatmak istemedim, Bella."
"Elimde değil. Kalbim..." Avcunu sert bir şekilde kalbinin üzerine koydu. "Kalbim patlayacakmış gibi hissediyorum."
"Ne kadar garip, minik çiçeğim. Seninle tanıştığımdan beri kalbim senin sevgini sığdırabilmek için gitgide büyüdü."
Aslında internette gördüğüm çoğu kişi iç sesin uzunluğundan bahsetmiş ama okurken bunu fark ettim desem yalan olur. Ben oldukça keyifli ve akıcı buldum kitabı. Keşke okumak için bol bol zamanım olsaydı daha hızlı bitirebilseydim bu romanı.
Isabella ve jacop bana oldukça alacakaranlık serisini çağrıştırdı. Acaba fan-fic miydi diye düşünmeden edemedim. Ve şu süt olayı var. O sert adamları ellerinde alışık olduğumıuz gibi viski yerine süt ile görmek bana biraz tuhaf geldi.
Yan karakterlere olan sevgim burada da devreye girdi. İnşallah bir an önce seri devam eder de gideon'un hikayesine kavuşuruz :)
Onlara Gece Gezginleri diyorlar, iblisler,kurt adamlar, vampirler aralarında bir çok türü var ..
Jacob, dört yüz yaşında bir iblis, ve o bir infazcı, her bir iblis doğadaki bir elementi temsil ediyor, mesela Jacob bir toprak iblisi , o doğanın ta kendisi : )
iblislerin senede iki dolunay zamanları var,onlar için hem kutsal hem de lanetli bir zaman, lanetin nedeni ise , bu zamanlarda İblisler en güçlüsünden en zayıfına, en kadiminden en ergenine kadar, engel olamadıkları bir şehvetin büyüsü altına giriyor, insanlara karşı koyamadıkları bir arzuyla, cinsel birleşme amaçlı saldırıyorlar , bu o kadar şiddetli oluyor ki bu ilişki sırasında iblisler tüm iyi ve doğru yanlarının kapılarını kapatabiliyor, kendilerini o anın büyüsüne kaptırabiliyorlar ve bu da çoğu zaman insan olan tarafın ölümü ile sonuçlanıyor ..
Jacob, insan ırkını bu tehlikeli dolunay zamanlarında kendi ırkından korumakla görevli, kim olursa olsun şiddetle cezalandırıyor bu nedenle çok yakın arkadaşları dışında infazcının neredeyse hiç seveni yok..
Aslında bu lanetlerinin çözümünü zamanında yaptıkları bir katliamla kendi elleriyle yok etmişler, tabi farkında olmadan, zira katlettikleri ırk Druid ırkı, yani onların bu lanetlerinin tek çözümü Druid ler le ya da onların soyundan gelenlerle birlikte olmalarında,..
Fakat gerçek şu ki, İblisler onları tamamen yok ettiklerini düşünseler de hayatta kalan Druid ler ,insanlarla çiftleşip bir şekilde soylarını devam ettirmişler, yani dünya da kadın ve erkek, yarı insan yarı druid kanından olan ölümsüzler dolaşıyor fakat insanlar bunu kendileri de bilmiyor …
İsabella ve kız kardeşi Druid soyundan geliyor, fakat bundan haberleri yok zira normal bir hayat yaşamışlar, Bella ve Jacob un tesadüfi karşılaşmaları ki oda oldukça enteresandı,tüm bilinen gerçekler değişiyor ve her iblisin aslında bir Druid eşi olduğu ortaya çıkıyor..
Aslında bu biraz tehlikeli bir durum çünkü, bir iblis farkında olmadan bir şekilde Druid eşine tesadüfen rastlamış ve sırf şehvet zannederek ona kısa bir şekilde dokunmuş da olsa ayrıldıklarında , bu iki tarafından ölümü ile sonuçlanıyor, zira enerjileri ile birbirlerini besliyorlar, çünkü dokunuşları ile dna larını aktive etmiş oluyorlar, o andan itibaren ya birbirleriyle eşleşecekler yada ölümü göze alacaklar..
Kitabı çok beğendiğim , sevdiğim fantastik kitaplarımın arasında yerini aldı, aşk, erotizm, aksiyon derken okunması gayet keyifli, gerçi bazı okuyucular sıkılmış , yazar olaylar ve geçmiş kehanetler daha iyi anlaşılsın diye biraz fazla detaya girmiş o kısımlar belki sıkabilir :)
Yayınevi mutlaka diğer kitapları da çıkarmalı, zira diğer kitapların karakterlerinden bazılarını bu kitapta tanıdım ve çok sevdim hepsi birbirinden tatlı :)
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/11/jacob-gece-gezginleri-yorum.html#more
336 sayfa
Mayıs2015 tarihinde, Pegasus Yayınları tarafından yayınlandı