Bir kadın olarak doğmuş olsaydım, kesinlikle orospu olurdum. Erkek olarak doğduğum için sürekli kadınları arzuladım, ne kadar aşağılardaysam o kadar iyidir. Buna rağmen kadınlar iyi kadınlar- beni korkuttu, çünkü onlar ruhunuzu ele geçirmek isterler sonunda, peki o zaman ne kalırdı benden geriye korumak isteyeceğim? Açıkçası fahişeleri, düşmüş kadınları arzu ettim, çünkü ölüdür onlar ve serttirler, sizden hiçbir şey beklemezler. Çekip gittikleri zaman hiçbir şey kaybetmezsiniz. Öte yandan bütün bunaltıcı bedellerine rağmen yumuşak, iyi kadınlara da hasret çektim. İki türlü de kaybettim. Güçlü adam ikisinden de vazgeçerdi.Ben güçlü değildim.Böylece kadınlarla, kadın düşüncesiyle uğraştım durdum.
Bir kadın olarak doğmuş olsaydım, kesinlikle orospu olurdum. Erkek olarak doğduğum için sürekli kadınları arzuladım, ne kadar aşağılardaysam o kadar iyidir. Buna rağmen kadınlar iyi kadınlar- beni korkuttu, çünkü onlar ruhunuzu ele geçirmek isterler sonunda, peki o zaman ne kalırdı benden geriye korumak isteyeceğim? Açıkçası fahişeleri, düşmüş kadınları arzu ettim, çünkü ölüdür onlar ve serttirler, sizden hiçbir şey beklemezler. Çekip gittikleri zaman hiçbir şey kaybetmezsiniz. Öte yandan bütün bunaltıcı bedellerine rağmen yumuşak, iyi kadınlara da hasret çektim. İki türlü de kaybettim. Güçlü adam ikisinden de vazgeçerdi.Ben güçlü değildim.Böylece kadınlarla, kadın düşüncesiyle uğraştım durdum.
bu kitaba başlarken beklentim her zaman ki bukowski beklentisiydi yani;
.....düzüştüm........ kustum........... ''güzel bir cümle''........... yalnızdım............ 'hoş bir anlatım''.............. düzüşemedim............. vs.
lakin beklentimin çok altındaydı. yazma yeteneği istemeyen bir çok kişinin yazabileceği bir kitap bana göre. haa başkası yazsa edepsiz olurdu ama bukowski yazınca ünlü oluyor oda ayrı bir nokta.
erkeklerin kadınlara bakışını bir derece yansıtsa da basitliği, kendini bolca tekrar etmesi ve aşırı edepsizliği nedeniyle beğenmedim.
"Karşımızda oturan bir adama yetenekleri konusunda yalan söylemek yalanların in affedilmezidir bence, çünkü bu ona devam et demektir, devam etmek de gerçek bir yeteneği olmayan bir adam için seçilecek in kötü yoldur, yaşamını boşa harcamaktır kısacası"
Aslında hepimize olmayan yeteneklerimiz hakkında yalan söylendi.Dünyanı en kötü şiirini yazdık kimse kötü demedi.Çünkü ne olmamız gerektiğini nasıl davranmamız gerketiğini onlar öğretti bize.Daha bu oyuna başlarken yenildik.
Bukowski kadınları inceledi onları yazdı ve şu çıkarımda bulundu "Yaşam az sayıdaki kadına hoş bir zarafet vermiş, kalanını da görmezlikten gelmişti sanki."
Yaşadığı hayata benzer bir hayatı görsel olarak da görmek isteyenler için Californication dizisini önerebilirm... Cinsel hayatı ve kadınlarla ilişkilerine ağırlık verdiği bu kitabına, roman demekte biraz zorlandım. Çünkü bir süre sonra sürekli havaalanına gidip kadını alıp yapacağını yapıp ayrılan bir Bukowski çıkıyor karşımıza. Ama asla birinden ayrılmadan diğerine gitmeyen.. İnsan hiç tahmin edilemeyecek şekilde, kendini yazara acırken buluyor zaman zaman.. Değişik.. İyi okumalar :)
Kendini okutuyor ama bu kitapla Bukowski'ye başlamayın derim. Kendini çok fazla tekrarlayan cinsellik, alkol, şiir dinletileri var...
Sevmedim bu adamı hiç, sevemedim kara gözlüm. Hatunlara en etkili yürüme yolu dediler, seviyormuş gibi bile yapamadım. Düzüşmek, kamış, yarık, düzüşmek, kamış, yarık...
Mastürbasyon malzemesi toplamak isterseniz, başkalarının sevişmelerini okumak hoşunuza gidiyorsa okuyun bu kitabı. Size vereceği başka hiçbir şey yok.
Özgün tarzıyla yine büyüleyen bir Charles Bukowski çıkıyor karşımıza. Kadınlarla olan ilişkilerini çarpıcı biçimde gözler önüne sermiş. Kadınları anlamaya çalışan ma bunda çok da başarılı olamayan bir adamın hikayesi.
Büyük hayal kırıklığı yarattı bukowski kadınlar adlı Kitabı'yla halbuki ekmek arası adlı romanını çok beğenmiştim kadın anlayışı sadece sexten ibaret okumazsanız kayıbınız olmaz
genelde macera ve polısıye okumayı sevıyorum, arada bır tarz degıstırdıgımde arkadasımın tavsıyesı uzerıne okuduğum bır kıtap daha sonra bukowskı'nın baska kıtaplarını da okumam sebep oldu... çok gzl bence herkesın okuması lazım..
327 sayfa
1994 tarihinde, Arion Yayınevi tarafından yayınlandı