Eskiden çok çok eskiden zengin bir ülke varmış. Bu ülkenin çok zengin bir kralı, bir de kıt kanaat geçinmeye çalışan yoksul mu yoksul kel bir oğlanı varmış.Tek odalı küçücük bir evde yaşlı annesiyle yaşarmış Keloğlan. Yaşadıkları yere ev bile denmezmiş ya, neyse... Evin kendisi gibi küçücük de bir bahçesi varmış. Bahçede ise Keloğlanın bir kara keçisi... Keçi, sabahtan akşama kadar yaşlı dut ağacının gölgesinde dolanır, sakallarını titreterek otlarmış. Yatar, geviş getirir, birilerine bir şeyler anlatmak ister gibi meler dururmuş.
Eskiden çok çok eskiden zengin bir ülke varmış. Bu ülkenin çok zengin bir kralı, bir de kıt kanaat geçinmeye çalışan yoksul mu yoksul kel bir oğlanı varmış.Tek odalı küçücük bir evde yaşlı annesiyle yaşarmış Keloğlan. Yaşadıkları yere ev bile denmezmiş ya, neyse... Evin kendisi gibi küçücük de bir bahçesi varmış. Bahçede ise Keloğlanın bir kara keçisi... Keçi, sabahtan akşama kadar yaşlı dut ağacının gölgesinde dolanır, sakallarını titreterek otlarmış. Yatar, geviş getirir, birilerine bir şeyler anlatmak ister gibi meler dururmuş.