Göç sadece gideni değil, kalanı da peşinden sürüklüyordu, diyor Sabâ Altınsay; insanın doğduğu toprak ile gömüleceği toprak aynı toprak olmayacaksa, ne kalır ki geriye, ölürken, yaşamdan? Bu soruya bir yanıt bulma çabası bu roman. ORUÇ ARUOBAKritimu, Giritim Benim, Osmanlı Devletinin zayıfladığı, topraklarını kaybetmeye başladığı yıllarda Giritte yaşanan gelişmeleri anlatıyor. Giritte Müslüman ve Hıristiyan halklar yüzyıllarca bir arada yaşamıştır, dilleri dillerine karışmış, gelenekleri zamanla birbirine benzemiş, tam anlamıyla bir kaynaşma gerçekleşmiştir. Ama bu bile farklılıkların gün gelip düşmanlığa dönüşmesini önleyememiştir. Kritimu, Giritli bir Türk ailesinin adadan kopuşunu ustaca anlatıyor. Müslüman ve Hıristiyan halklar arasında mübadele gerçekleştiğinde Türkler adayı gemilerle terk ederler ve romanın baş kahramanlarından İbrahim Yarmakamakis, sevgili adasına bakarak Kritumu... diye fısıldar. Ama artık oraya dönme umudu kalmamıştır. Yine de romanın asıl kahramanı, benzersiz doğası ve insanın ruhunu çalan kokusuyla Girit Adasıdır.
Göç sadece gideni değil, kalanı da peşinden sürüklüyordu, diyor Sabâ Altınsay; insanın doğduğu toprak ile gömüleceği toprak aynı toprak olmayacaksa, ne kalır ki geriye, ölürken, yaşamdan? Bu soruya bir yanıt bulma çabası bu roman. ORUÇ ARUOBAKritimu, Giritim Benim, Osmanlı Devletinin zayıfladığı, topraklarını kaybetmeye başladığı yıllarda Giritte yaşanan gelişmeleri anlatıyor. Giritte Müslüman ve Hıristiyan halklar yüzyıllarca bir arada yaşamıştır, dilleri dillerine karışmış, gelenekleri zamanla birbirine benzemiş, tam anlamıyla bir kaynaşma gerçekleşmiştir. Ama bu bile farklılıkların gün gelip düşmanlığa dönüşmesini önleyememiştir. Kritimu, Giritli bir Türk ailesinin adadan kopuşunu ustaca anlatıyor. Müslüman ve Hıristiyan halklar arasında mübadele gerçekleştiğinde Türkler adayı gemilerle terk ederler ve romanın baş kahramanlarından İbrahim Yarmakamakis, sevgili adasına bakarak Kritumu... diye fısıldar. Ama artık oraya dönme umudu kalmamıştır. Yine de romanın asıl kahramanı, benzersiz doğası ve insanın ruhunu çalan kokusuyla Girit Adasıdır.
Mübadele öncesinden başlayıp, gelen bir Girit öyküsü...
Doğduğu, büyüdüğü, dilini konuştuğu topraklardan sökülüp atılan insanların hüzünlü öyküleri...
Yaşadıklarından ders almayan bir toplum olduğumuzu tekrar görmek için okuyunuz...
305 sayfa