Klasik İngiliz Edebiyatının en önemli kadın yazarlarından Jane Austenin daha sonraki romanlarına bir ilk adım ve anahtar olarak değerlendirilen ilk eseri Kül ve Ateş (Sense and Sensibility), iki kız kardeşin aşk ve evlenme serüvenlerini konu alır. Kardeşlerden Marianne tutkularını bastırmak istemeyen, duygularını başıboş bırakmayı seçen (ve bu yüzden de başı dertten kurtulmayan) taşkın mizacıyla tam bir Romantik Çağ kişisidir ve başlıktaki ateşi temsil eder. Duygularını aklıyla dengelemeyi seçen ablası Elinor ise, yaşamda kişiye zararlı olmaya başlayan tutku ve heyecanların üzerine serpilmesi gereken sağduyu, irade ve mantık külünü simgeler. Jane Austen onların başından geçen acı tatlı olayları keskin görüşü, ince mizahı ve sürükleyici üslubuyla anlatırken alaycılığının oklarını toplumdaki ikiyüzlülük, bencillik, samimiyetsizlik ve boş özentilere yöneltir; ama gerçek sevgi ve dostluklara, vefa ve fedakârlıklara sevecenlikle değer vermeyi unutmaz. Böylece, bir yandan heyecanlı aşk öykülerinin çerçevesinde insan duygularının hiç değişmeyen dökümünü verirken bir yandan da toplumun her zaman için gerçek dokusunu oluşturan insan ilişkilerinin doğru ve yanlışlarını sergiler.
Klasik İngiliz Edebiyatının en önemli kadın yazarlarından Jane Austenin daha sonraki romanlarına bir ilk adım ve anahtar olarak değerlendirilen ilk eseri Kül ve Ateş (Sense and Sensibility), iki kız kardeşin aşk ve evlenme serüvenlerini konu alır. Kardeşlerden Marianne tutkularını bastırmak istemeyen, duygularını başıboş bırakmayı seçen (ve bu yüzden de başı dertten kurtulmayan) taşkın mizacıyla tam bir Romantik Çağ kişisidir ve başlıktaki ateşi temsil eder. Duygularını aklıyla dengelemeyi seçen ablası Elinor ise, yaşamda kişiye zararlı olmaya başlayan tutku ve heyecanların üzerine serpilmesi gereken sağduyu, irade ve mantık külünü simgeler. Jane Austen onların başından geçen acı tatlı olayları keskin görüşü, ince mizahı ve sürükleyici üslubuyla anlatırken alaycılığının oklarını toplumdaki ikiyüzlülük, bencillik, samimiyetsizlik ve boş özentilere yöneltir; ama gerçek sevgi ve dostluklara, vefa ve fedakârlıklara sevecenlikle değer vermeyi unutmaz. Böylece, bir yandan heyecanlı aşk öykülerinin çerçevesinde insan duygularının hiç değişmeyen dökümünü verirken bir yandan da toplumun her zaman için gerçek dokusunu oluşturan insan ilişkilerinin doğru ve yanlışlarını sergiler.
Öncelikle kitabın arkasında yazan 'iki kı kardeşin evlilik öyküsü' cümlesini unutmnızı tavsiye ederim. Kitap iki genç kız kardeşin öyküsünü anlatıyor,ancak evlilik meraklısı izlenimi veren bu cümle abartılı olmuş.
Jane Austen'ın ilk romanı olan bu kitap gerçekten mükemmel ilk kitaplardan biri. Üslubundaki incelik ve dönemin cemiyet hayatının manasızlığına, kibir ve çıkarcı davranışlara yaptığı değinmeler de öylesine yerinde ki. Hem bir dönem eleştirisi barındırıyor içinde hem de akıcı bir dille yazılmış.
(Kitabı bitirdiğimde verdiğim ilk tepki: o.O)
Jane Austen ve yazım tarzı üzerine çok bir şey söylemeye gerek olmasa da kitap boyunca süren davetler arasından böyle bir olay örgüsünün nasıl çıktığına şaşırmamak elde değil. Yine aynı şekilde kitap boyunca okuyucunun kendine kız kardeşlerden biriyle özdeşleştirme çabası, en azından kendi adıma belirtmeliyim ki, pek sonuç vermiyor. Bana kalırsa Elinor ve Marianne sadece kitapta değil insanın benliğinde de olan ve birbirinden ayrılmayan iki kız kardeş. Akıl mı Tutku mu? Yazarın tüm telkinlerine rağmen ben karar veremedim.
Bunların dışında ironisi ve buna bağlı olarak mizahi yönü yüksek bir romandı Akıl ve Tutku. Austen, söylenecek şeyleri 'nezaket sınırları' gereği açıkça söylememiş olmasına rağmen satır aralarına sıkıştırdığı nüktelerle bize dönemin hoş bir tablosunu çiziyor. Jane Austen'ı bu romanıyla daha bir sevdim. ^^
Kitaba dair tek eleştirim, yazarın okuduğum önceki kitaplarına göre Akıl ve Tutku'nun biraz daha yavaş tempoyla ilerlemesinden dolayı oluşan 'yoruculuk'. Fakat bu, kitabın geneli ve içeriği bakımından gözardı edilemeyecek bir problem değil.
Velhasılı okunmaya değer bir Austen romanıydı.
Not: Yalnız Lucy, herkesi sevebilirim ama seni asla. u_u
Notiki: Nasıl böyle uzun cümleler kurabildiğimi ben de anlamıyorum.
incelikle yazılmış bir kitap sinema uyarlaması da oldukça başarılı.
Jane Austenin her kitabı gibi bu da mutlaka okunması gereken bir kitabıdır.
Yazarın ele aldığı konu çok iyi. İki kız kardeşin hayata farklı pencereden bakmasını çok iyi anlatmış. Yine bu iki kız kardeşin olaylar karşısında tepkilerinin farklı olacağına güzel bir örnek.
İki kız kardeş arasında neredeyse bir uçurum varken insanların arasında olmaz mı?
Kimilerimiz tüm duygularımızı içimizde yaşarken kimilerimiz her şeyi dışa vururuz. Tıpkı kitaptaki kız kardeşler gibi.
Kitap sıkıcı gelebilir. Sürükleyici bir kitap değil çünkü. Ama yazar başka türlü anlatmak istediğini bu kadar net anlatamazdı.
Eskiden çok daha kişisel gelişim kitapları okurdum. Şimdi artık okuduğum romanların her birisini kişisel gelişimde çok daha başarılı olduklarını düşünüyorum.
Teşekkürler Jane Austen.
Jane Austen'ın zarif bir dili ve naif bir bakış açısı var her kitabında. ve kadın karakterlerini öyle gğçlü ve meziyetli erdemli betimliyor ki ütopik olduğu kadar gerçekliğin kendisini de taşıyorlar. kesinlikle okunması gerekn bir kitap
Tek kelimeyle mükemmel bir kitaptı. Jane Austen mutlaka okunması gereken bir yazar. Kitapta iki kız kardeş o kadar güzel anlatılmış ki... Elinor aklı başında ve temkinliyken Marianne heyecanlı ve yerinde duramayan biri. Ama her ikisi de özlerinde çok duygusal ve iyi niyetliler. Tavsiye ederim
Yazar bulunduğu dönemi çok iyi anlatmış,mizahi yönü de güzeldi,her ne kadar yavaş ilerlese de akıl ve tutkuyu okuyucuya vermeğe çalışmış;) Tavsoye ederim;)
426 sayfa
Mart1996 tarihinde, İmge Kitapevi tarafından yayınlandı