Masumiyet Müzesi

"Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum."

Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk'un harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor...

1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak.

Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz.

Romanı yazdıktan dört yıl sonra, 2012'de, Pamuk romanıyla aynı adlı müzeyi Çukurcuma'da açtı. Şimdiye dek on binlerce ziyaretçinin gezdiği müze için ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, Financial Times gazetesine yazdığı yazıda, "Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri," diye yazdı. "Aynı zamanda hem şiir hem karamizah gibi; hem zarif ve şefkatle dolu, hem de kutu kutu, vitrin vitrin, estetik olarak muhteşem."
(Tanıtım Bülteninden)

"Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum."

Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk'un harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor...

1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak.

Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz.

Romanı yazdıktan dört yıl sonra, 2012'de, Pamuk romanıyla aynı adlı müzeyi Çukurcuma'da açtı. Şimdiye dek on binlerce ziyaretçinin gezdiği müze için ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, Financial Times gazetesine yazdığı yazıda, "Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri," diye yazdı. "Aynı zamanda hem şiir hem karamizah gibi; hem zarif ve şefkatle dolu, hem de kutu kutu, vitrin vitrin, estetik olarak muhteşem."
(Tanıtım Bülteninden)


Değerlendirmeler

değerlendirme
Profil Resmi
7 puan

Bu kitabı 4 yıl önce okudum. Okuduğumda anladığımı düşünüyordum ama aslında tam olarak anlayamadığımı geçen hafta John Fowles'in 'Fransız Teğmen'in Kadını'nı okuduktan sonra fark ettim. FTK ki Orhan Pamuk okuduğu en güzel aşk romanı olduğunu belirtir ve gerçekten de Postmodern romanın bence en güzel (ve ilk) örneklerinden biridir, Viktorya çağı İngilteresinde aristokrat bir erkek, burjuva sınıfından bir kadın ile alt sınıftan diğer bir kadının arasındaki aşk üçgenini ekseninde yaşanan toplumsal değişimleri özellikle kadın özgürlüğü konusundaki değişimleri konu alır. FTK'nı okumaya başlar başlamaz Masumiyet Müzesi'ni hatırladım. Füsun da Sarah gibi alt sosyo-ekonomik tabakaya mensup bir kızcağızdır. Kemal da Charles gibi her ne kadar Türkiye'de aristokrasi sınıfı olmasa da sosyoekonomik bakımdan aristokrasiyle kıyaslanabilecek bir sınıfa mensuptur. Aynı şekilde, Sibel de Ernestina gibi sosyal statü bakımından nişanlısına denk bir konumdadır. Her iki romanda da erkek kahramanımız, güzel ve zengin nişanlısı ile toplumun onaylayacağı ideal evlilik birliğini kurmak ile yasak ama çekici aykırı aşkını yaşamak arasında kalır. Ve her iki romanda da olaylar erkek kahramanın etrafında dönüyor gibi görünse de esas merkez fakir kızcağız ve onun yaşadığı dönüşüm paralelinde toplumun yaşadığı dönüşümdür. İşte okuduğum zaman aslında anlamamışım düye düşünmeme yol açan düğüm noktası burası. Yani karakter-toplum bağlantısı, dönüşümü ayrıntısı. İki kitap arasında şöyle bir fark var, ki iki toplum birbirinden epey farklı olduğu için bu fark kaçınılmaz, FTK'da karakter (ve toplum) okuyucuyu da tatmin edebilecek bir açıklıkla, netlikle dönüşüm geçirir. Masumiyet Müzesinde ise okuyucu bir bocalama, bir çırpınma ile karşı karşıyadır. Öyle ki yeri gelir " derdin ne arkadaş!" diye karakterlere kızacak aşamaya gelirsiniz hatta "ne anlatmaya çalışıyorsun" diye yazara kızarsınız. Oysa bu bocalamanın bu çırpınmanın sebebi açıktır: Sarah ne istediğinin nereye varacağını bilir çünkü Sanayi devrimini yaşayan Viktoryen İngiltere'de sosyal dönüşüm açık, net ve kaçınılmazdır. Sarah toplumun belirlediği normlara hapsolmak yerine bohem ve özgür bir hayatı seçebilir. Çünkü toplum ona bu fırsatı verecek kıvama gelmiştir. Zavallı Füsun'un ise böyle bir seçeneği yoktur çünkü yaşadığı toplum dönüşüm geçirememektedir. Toplumsal normlara uymamaya karar verecek olursa seçenekleri sınırlıdır. Mesela ne olabilir? "Artist" olabilir. Ancak feragat etmek zorunda kalacağı şeyler Sarah'ınkilerden çok daha fazladır. Mesela Charles bir ihtimal Sarah'ın seçimlerine saygı duyabilir ve onun seçtiği hayatı paylaşabilir ama Kemal her ne kadar Füsun'un artist olma kararını destekliyor gibi görünse de genlerine bile işlemiş olan ataerkil kaygılar filmde öpüşme sahnesi olasılığında bile Füsun'u kısıtlamasına sebep olcaktır. Bu örnek üzerinden hareketle Orhan Pamuk toplumsal devinimsizliğimize ve büyük oranda bundan kaynaklanan melankolimize ayna tutar aslında. İçeriği bir yana, gerçek bir Masumiyet Müzesi kurma projesi ile Orhan Pamuk roman ile gerçek hayat arasındaki bağı Fransız Teğmenin kadınında olduğundan birkaç adım öteye taşır. Sırf bu yönüyle bile Masumiyet Müzesi edebiyat tarihinin önemli kilometre taşlarından biridir. Evet, içeriği çoğu yerde beni boğdu ama dediğim gibi bunun suçlusu yazar ya da konu değil: Melankoli ve belirsizlik toplumsal karakterimizin önemli parçaları ise bizi anlatan bir romanda bulunmaları da kaçınılmaz...

Profil Resmi
1 puan

bitmek bilmedi! bıraktım zaten...

Profil Resmi
4 puan

Okuduğum en sıkıcı romanlardan biriydi. Yazar o kadar çok gereksiz tasvir yapmıştı ki bir ara bırakmayı bile düşündüm. Bence okunmasa da olur, pek bir şey kaybetmezsiniz yani.

3 puan

Nadir olarak bitiremediğim sıkıldığım kitaplardan.

1 puan

Hiç beğenmedim...!

9 puan

Çok, ama çok iyiydi..
Ben okurken çok keyif almıştım..
Benim için bu kitabı unutulmaz yapan ise, kitabı bitirdikten bir kaç saat sonra havalimanında Orhan Pamuk ile karşılaşıp, sohbet etmiş olmamız :)

10 puan

Okuduğum en tutkulu aşk romanı. Çokça saplantılı, çokça takıntılı ama unutulmaz bir roman...

9 puan

"Sevdalanmaya gidiyormuşum meğer..." diye başlar Melih Cevdet, Raziye romanında. Pamuk da en az onun kadar vurucu bir cümleyle başlamış bence.
Bu romanda Orhan Pamuk'un içine Selim İleri kaçmış. Klasik Nişantaşı roman evreni yine merkezde, atmosfer şahane yaratılmış. Kurguda ise özellikle 8 yıllık dönemin tema tema anlatıldığı bölümlerde kronolojik olarak sürekli başa dönülmesi epey yoruyor. Doğu-batı kimlik mevzusuna "Türk yapımı çakma Fransız çanta" metaforuyla şık bir şekilde değiniliyor. Başta kadın-erkek olmak üzere, insan ilişkileri hakkında düşünmeye sevk ediyor sık sık.
Bir de kitabın 540. sayfasında olan olayı sitedeki karakterlerin tanımında 2. cümlede uyarı koymadan (spoiler ibarelerini sonradan ben ekledim) yazan arkadaşın da alacağı olsun, tadını epey kaçırdı. Bu arada Kara Kitap'ı okumayan kişileri de ben buradan uyarayım: Masumiyet Müzesi'nde Kara Kitap'la ilgili fena spoiler var.

11 yıl, 10 ay
5 puan

butun kitabi en fazla 40-50 sayfaya sigdirirsak belki daha sevilecek hale gelebilir diye dusundugum romanlardan biri.hep ayni sözler hep ayni ifadelerin defalarca kullanildigi bir baska eser görmedim simdiye kadar.

7 puan

Sanırım okuduğum en güzel açılış cümlelerinden birisine sahip bu kitap. Onun dışında Orhan Pamuk'tan daha iyi bir kitap bekliyordum. Niyeyse pek sevemedim bu kitabını.


Baskı Bilgileri

Ciltsiz, 465 sayfa
2013 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı


ISBN
9789750826146
Dil
Türkiye Türkçesi

Diğer baskılar


Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

YKA Ilginn Burak Uzun emrah.tuncer ValarMorghulis
7 kişi

Okumak İsteyenler

Ayse1608 Nadire Yılmaz Aysnraydin
3 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski