Sosyeteye takdim edilmek üzere Londraya gelen ve kumarbaz olduğu söylenen lan Thorntonın büyüsüne kapılarak kendini onun kollarında bulan Elİzabeth Cameron, dedikodular yüzünden acımasızca dışlanarak kötü bir duruma düşmüş, adı lekelenmiştir. Üvey ağabeyi Robert, onun onurunu korumak için düelloya davet ettiği lanı yaralayarak kayıplara karışınca, anne babası olmayan genç kız yapayalnız kalır. Skandaldan sonraki iki yıl boyunca, Londra dışındaki bakıma muhtaç malikânesini ayakta tutabilmek için, son derece kısıtlı koşullarda mücadele veren Elizabethe parasal destek sağlamak istemeyen cimri amcam, onu evlenmeye zorlamaktadır. Sonunda genç kızı adeta bir meta gibi açık artırmayla pazarlayarak en fazla para veren soyluyla evlendirmeye karar verir. Daha önce yeğeniyle evlenme talebinde bulunmuş olan lordlara mektup yazar. Çoğundan cevap bile gelmez. Sadece üç kişi genç kızı bir hafta misafir ederek durum değerlendirmesi yapmaya razı olur, Bunlardan biri de lan Thorntondır.Ancak Elizabeth genç adamın av küsküne gittiğinde hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır. Thorntonla aralarındaki aşk kıvılcımı aleve dönüştüğü halde, yanlış anlamalar yüzünden birbirlerini incitip yaralamak zorunda kalırlar.
Sosyeteye takdim edilmek üzere Londraya gelen ve kumarbaz olduğu söylenen lan Thorntonın büyüsüne kapılarak kendini onun kollarında bulan Elİzabeth Cameron, dedikodular yüzünden acımasızca dışlanarak kötü bir duruma düşmüş, adı lekelenmiştir. Üvey ağabeyi Robert, onun onurunu korumak için düelloya davet ettiği lanı yaralayarak kayıplara karışınca, anne babası olmayan genç kız yapayalnız kalır. Skandaldan sonraki iki yıl boyunca, Londra dışındaki bakıma muhtaç malikânesini ayakta tutabilmek için, son derece kısıtlı koşullarda mücadele veren Elizabethe parasal destek sağlamak istemeyen cimri amcam, onu evlenmeye zorlamaktadır. Sonunda genç kızı adeta bir meta gibi açık artırmayla pazarlayarak en fazla para veren soyluyla evlendirmeye karar verir. Daha önce yeğeniyle evlenme talebinde bulunmuş olan lordlara mektup yazar. Çoğundan cevap bile gelmez. Sadece üç kişi genç kızı bir hafta misafir ederek durum değerlendirmesi yapmaya razı olur, Bunlardan biri de lan Thorntondır.Ancak Elizabeth genç adamın av küsküne gittiğinde hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır. Thorntonla aralarındaki aşk kıvılcımı aleve dönüştüğü halde, yanlış anlamalar yüzünden birbirlerini incitip yaralamak zorunda kalırlar.
Kitap güzeldi yalnız yazar 572 sayfa yazacağına 372 sayfa yazsa yetermiş. Ian yazarın şu ana kadar yarattığı en iyi üçüncü karakter. Diğerleri Sonsuza Kadar romanından (ne kadar beş para etmez bir roman olsa da) Andrew ve Dorothy. Yalnız kadın karakterde kesinlikle bir zeka sorunu var. Adam sana aşkla geliyor sen milletin adam için yaptığı dedikodulara inanıp ona olmayacak tripler yapıyorsun. Ben adamın yerinde olsam kıza hiç acımam, boşardım.
Kimin kimden etkilendiğini bilmiyorum ya Julie Garwood, Judith'ten veya tam tersi. Maşallah ikisi de sürekli romanı bölerek kendi düşüncelerini yazıyor. Şimdi size yazarın romanda yazdığı çok komik, çok aptalca bir düşüncesini yazacağım:
Jake'in kendisi hakkında düşündükleri Atilla'yı (Ian'in atının ismi) ilgilendiriyorduysa bile bunu hiç belli etmedi ve bu Jake'i hayal kırıklığına uğrattı. Daha çok kızdı ve eve fırtına gibi girdi.
Bu ne Allah aşkına yahu? Bize ne atın adam hakkında ne düşündüğünden.
Aslında bu romandan sonra bu yazarı silerdim ancak Tüyap'a gidip dört kitabını alınca olmuyor. Şu anda üçünü okudum. Sadece Kusursuz romanını okuyacağım ki onda da bu gibi saçmalıkları çok göreceğime eminim. Sonra bay bay Juditht.
Mutluluk kitabının baskısı yıllar önce tükendi, yayınevi yeni baskıyı satışa sunmadı. JM''ı sonradan keşfeden okurlardan biri olarak bu kitabı uzun zaman sonra, sahaftan bulabildim. Ve haftalarca sahaf aşındırmanın çabasına değer bir kitaptı.
Elizabeth ve Ian ikilisi birbirlerine çok uyumlulardı, çok güzellerdi. Aralarındaki diyaloglar, sevgileri okurken yüzünüzde bir gülümseme, ara sırada ağızdan kaçan kahkahalara neden olacak. ilerleyen zamanlarda ortaya çıkan yanlış anlaşılmalar, çetin sınavlar ilişkinin tuzu biberidir bence. Ki aslında tuz ve biber bayağı fazla olmuş ama olsun. Barışmalarını ve mutluluklarını okumak, o sahneleri beklemek oldukça keyifliydi.
Yan karakterler, onların araya giren düşünceleri akış açısından oldukça keyifli oldu benim için. Çoğu yazar bunu yapmıyor, yapanların çoğu ise pek uydurmayı beceremiyorlar bana göre.
Historical romance diğer türlere nazaran daha az değer görüyor ülkemizde, baskıda bitmişken biraz gıcıklık, birazda fesatlık ile okumayın diyorum efendim. Ian benimdir, başka kimselerle de paylaşmam.
***
“Bir şeye canın sıkılınca düşünmeden para harcamaya mı başlıyorsun?”
Ian gülmekten boğulacak gibiydi. Yalan söyledi.“Evet.”
“Bu huyundan vazgeçmelisin.”
“Denerim.”
“Sana yardımcı olmaya çalışacağım.”
“Lütfen yardımcı ol.”
“Kendini benim ellerime teslim edebilirsin.”
“Bunu iple çekiyorum.”
Ian hayatında ilk defa kahkahalarla gülerken bir kadını öpüyordu.
***
Ian boğazında düğümlenen kahkahaları yutarak, ”Sanırım, bunun nedeni, elimde, onun kazanacağı paradan çok daha önemli bir şey olduğunu görmesiydi,” diye cevap verdi.
Genç kadın büyülenmiş gibiydi.”Gerçekten mi?” dedi. “Nedir o?”
“Gırtlağı.”
Bazı bölümlerinde gereksiz ayrıntılar vardi ama yinede güzel bir kitaptı.Bence judith in kitaplarında ki en büyük özelliklerinden biri ana karakterlerin ikiside hatalar yapsada çok seviliyor erkek karaktere aşık olup kadın karakterden nefret edemiyorsunuz çünkü sizi ona hayran bırakıyor
Elizabeth Cameron on bir yaşındayken anne ve babası ölmüştür. Annesinin ilk evliliğinden olan abisi ile kalmış, Havenhurst kontesi olmuştur. On yedi yaşındayken durumları çok kötü bir hale gelmiştir. Babasının borçlarından sonra abisi de borçlara devam etmiş, Havenhurst'u ipotek ettirmiş, gırtlaklarına kadar borca batmışlardır. Elizabeth eğer iyi bir evlilik yapmazsa evi gidecektir. Abisi parası ve nüfusu olan bir adamla evlenirse rahat edeceklerini söyler ve onu evlendirmeye karar verir. Zaten anne ve babası da ölmeden önce ailenin arzuları doğrultusunda bir evlilik yapmakla yükümlü olduğunu söylemiştir. Bu yüzden kabul eder ve sosyeteye takdim edilir. Elizabeth iki balo sezonu boyunca Londra'nın en güzel kızı olarak kabul edilmiştir. Büyük bir başarı elde etmiş, evlenmek isteyenlerin sayısı rekor düzeye ulaşmıştır. Dört haftada on beş evlenme teklifi almıştır. Zengin, yakışıklı, genç ve vikont olan on beşinci aday abisinin kriterlerine uygun olmuştur. Elizabeth'inde en beğendiği talibi olduğundan nişanlanmışlardır.
Ian Thornton'un soyun da İskoç'luk olsa da aslında babası İngiliz bir dükün varisidir. Ailesinin onaylamadığı bir evlilik yapınca tüm haklarından mahrum bırakılmıştır. Son derece mutlu evliliği ölünceye kadar sürmüştür.
Ian sosyeteden dışlandığı kumarbaz olarak bilindiği dönemlerde Elizabeth Cameron ile tanışır.
Elizabeth'in arkadaşları ilgilerini çeken Ian'dan bir dans alacaklarına dair harçlıkları üzerine bahse girmiştir. Arkadaşları da Ian'ın ilgisini çekip aralarından birini dansa kaldırması için Elizabeth'i gönderir. Elizabeth'in Ian ile dans edip, vakit geçirip hayranlarının azalmasını isteyenlerde vardır. Bu yüzden Elizabeth Ian ile tanışır ama arkası kesilmez. Ian ne kadar uzak durması gereken biri olsa da Elizabeth uzak duramaz. Ian evlenmeye hazırdır fakat Elizabeth'in maddi sorunları, düşünmesi gerekenler olduğundan kabul edemez. Elizabeth'ın Ian'ı savunması, serada buluşmaları, bütün bir öğleden sonrayı bir kulübede geçirmeleri duyulur ve bir skandala karışırlar. Onları yakalayan abisi Ian ile düello yapar. Abisi Ian'ı yaralar ama Ian bilerek ateş etmez. Abisi Elizabeth'e beş parasız olduğunu söyledikten sonra Ian'ın fikrini değiştirdiğini söyler. Skandaldan sonra ise Elizabeth'ın hayatı tamamen değişir.
Nişanlısı nişanı bozar, sosyeteden dışlanır, kimse bir yere davet etmez, kimse evine gelmez, kimse konuşmaz. Bir zamanlar baş tacı edildiği, övüldüğü toplum tarafından reddedilmiştir. Ahlak kurallarına karşı gelmiş, kötü şöhretli, kendi sınıfından olmayan biriyle ilişki kurmuştur. Düellodan bir hafta sonrada üvey abisi kayıplara karışınca yalnız kalmıştır. Kumar borçları ve takdim masraflarını ödemek için elinde kalan değerli şeyleri satmıştır. Evin, arazinin ve on dokuz çalışanlarının sorumluluğu on dokuz yaşında ki Elizabeth'e kalmıştır. Masrafları kısmak için her yolu deneyerek yaşamaya başlamıştır. Kendisini sevmeyen amcasının kısıtlı para yardımıyla neredeyse imkansız olanı başarmaya çalışır. Felaketle başa çıkmayı, korkularını belli etmeden başını dik tutmayı öğrenmiştir.
Elizabeth'in paragöz, cimri amcası senelerce çalışıp servet edinmiştir. Varisi olmadığı için serveti Elizabeth'in çocuklarına kalacaktır. Ayrıca Elizabeth'in babasına kızını zengin soylu biri ile evlendireceğine dair söz vermiştir bu yüzden hareke geçer. Elizabeth'i evlenmeye zorlamaktadır. Daha önce Elızabeth ile evlenmek istemiş olanlara mektup yazar. Sadece üç kişi geri dönüş yapar Elizabeth ise bu üç talibi ile bir hafta geçirecek sonrasına karar vereceklerdir.
Bu üç isimden biri olan Ian Thornton Elizabeth'i şoka uğratır. Felakete sürüklenmesine neden olan bu adam ile tekrar nasıl karşı karşıya gelecektir.
Elizabeth'in Ian'ın evine gitmesi ile olaylar yeniden başlar önce yaşadıkları şok, geçmişte yaşadıklarının siniri, kaçma, yanlış anlamalar derken birden eski duygular yeniden alevlenir bu kez daha güçlüdür.
Ian'ın o zekiliği Elizabeth'ın yaşadığı şok, Elizabeth'in o tutumlu halleri çok güzeldi ikisini de sevdim.
Kitabı çok sevdim bazen sinirlensem de sonunda kimseye kızamadım hemen bitiverdi.
Elizabeth'in yakın arkadaşı Alexandra'da var ve hamile. Yazar yine harikalar yaratmış.
Harika bir kitap, kesinlikle tek solukta okuyacaksınız
Bu kitap benim son Judith Mcnaught'un tarihi olarak okuduğum kitabıdır. Bulmak için başıma gelmedik kalmamıştı :D Kitapçıyla savaşa bile girmiştim :D Mutluluk kitabını sipariş ettim bir hafta sonra bana başka mutluluk kitabı geldi demezmi :D ben ne uyuz olmuştum adamı paralayasım gelmişti :D gene 1 hafta gecikmelide olsa kitabıma ve rahata kavuşmuştum :) Nese Kitabımız çooook eğlenceli bir kitap Ben Ian karakterine aşık oldum :D Süper bir zeka , varlıklı, İSKOÇ, kumarbaz :D, içkisi dozunda(Bakmayın sonradan Elizabeth terketti diye içkiye vurduğun), Karı kıza meili o kadar da yok :D (Yani biz kitapta görmedik göreniniz var mı?) E Perfect Guy diye buna denir :D Ahh konumuzdan bahsedem eccük :D Kızımız Elizabeth körpecik bir kızkene 18 yaşında sosyeteye takdim edilir. E sapsarı saçlar ve o yeşil gözlerle 3 haftada bir düzine evlenme teklifi alır :D Ama kıskanç arkadaşları onu tuzağa düşürür aslında bu tuzak Elizabeth e çok çekici geliyordur :D Herşey kötüye gitmeseydi kendi Ian tuzağına pekala bırakabilirdi :D neyse efenim olaylar acayip karışır ve kızımız kırık bir kalp ve yerlerde çiğnenip depinilmiş bir onurla eve döner. 2 yıl sonra amcası oluca deyyuz cimriliğinden kızı everme çabalarındadır! Ona 2 yıl önce evlenme teklifi edenlerin hepsine kızla hala evlenmek isteyip istemediğini sorar. sadece 3 cevap alabilmiştir. Ianın ki tamamen kaza sonucu kızın amcasına ulaşır :D Dayısı kızı bu 3 adamın evine yollayıp kaynaşma seyansları düzenler ama Elizabeth takmıştır kafaya bir kere evlenmiyeceğim! diye :D Ama Ian a kim dayanabilir ??? :)) Ahh bu kitapta gülün ağlayın vahlanın delirin ama genede sonuna kadar okuyun ve sizde IAN diye yakının biz gibi :)
İşte ilk okuduğum J.M kitabı ve Judith kalemine aşık olma sebebiim <3
Bitmez olaydıı. Sabahtan beri elimde ama öyle bir şey ki 576 sayfayı soluksuz okudum.Allah'ım niye biter ya? Daha yeni başlamıştım ben,hemen nasıl biter? :/
Harikaydı. AH ne güzeldi..
Hem ağladım hemde kıkır kıkır güldüm resmen. Ah Elizabeth ahh. Ne var şu Judith kızları yargısız infaz yapmasaa. Gerçi erkeklerindede bol bu davranış. Neyse onlar öyle yapmasa bu kadar tad alınmaz değil mi kitaplarından. :)
Kısacası çok ama çok beğendim..Teşekkürler Kitap Dünyası. :)
Alıntı ;
''Yalancı tanıkları Kral'ın nasıl cezalandırdığını biliyor musunuz?Hücre hapsine mahkum edilir ve hayatlarının geri kalanını karanlık,kasvetli bir hücrede geçirirler. Böyle bir cezaya çarptırılmak ister misiniz?''
Elizabeth '' İyi bir şey olmadığı anlaşılıyor'' dedi. '' Giysilerimi ve mücevherlerimi yanıma alabilir miyim?''
Tavandan aşağı sarkan kristal avizeler kahkahalarla sarsılıyordu.
''Hayır alamazsınız.''
'' O zaman iyi ki yalan söylememişim.''
Açıkçası başlarında çok çok sıkılmıştım :( Hatta baydı ama yarım bırakmak istemediğim için okudum. Yarısını geçtikten sonra kitap bir güzelleşti, bir harikalaştı ki gözümde anlatamam :)) Kısacasıı çok çok güzel iştee başları hariç tabii :(
572 sayfa