Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
Romanın anlatım perfpektifi çok sevdiğim bir anlatım perspektifi. Şimdiki zamanda; hikayenin baş kahramanı geçmişini hikaye şeklinde anlatıyor. Bu anlatım perspektifinin güzelliğini ilk Cengiz Aytmatov'un romanlarında idrak edip sevmeye başlamıştım. Fakat Aytmatov şimdiki zamana ''çerçeve'' hikaye ekliyordu. ''Çerçeve'' hikaye derken anlatan karakterin şimdiki zamanda yeni ''hikayesi'' olmasını kast ediyorum. Bunun eksikliği bu kitapta - heyecanı ayakta tutan ''Galeri ne işe yarıyor?'' sorusu çözüldükten sonraki - son sayfalarını okumak için kendimi zorlarken iyice hissettim.
Ishiguro şüphesiz anlatımı kuvvetli bir yazar ve istediğini anlatmasını biliyor. Fakat kuvvetli anlatımına rağmen roman benim hoşuma gitmedi. Roman boyunca bin bir türlü detayları anlatıyor. Bu detaylar - başta hoşuma gitsede - bir yerden sonra canımı sıkmaya başladı. O kadar detay yerine bazı yerde:
- O kadar klondan hiçbirinin ruhu asi değil mi? Yani kaçma çalışmaları veya önlerine sürülen hayata rest çekenler falan hiç olmuyor mu?
- Klonların ülkelerde istedikleri yerlere gittikleri halde niye büyük ses getiren Miss Emily ve Madame'ın çalışmalarına denk gelmiyorlar? Veya bir Allah'ın kulu tarafından klon muhabbeti duymuyorlar?
gibi sorulara değinseydi daha güzel olurdu bence. Bu yukardaki sorular zaten Ishiguro'nun detaylı anlatımından dolayı aklıma geldi. Yani can sıkıntısıyla okurken kafama takılan sorular.
Güzel başlangıcı ve Miss Emily'nin evindeki sahneler dışında fazla zevk almadığın bir eser.
Yarı distopik yarı bilimkurgu, çarpıcı bir eser. Hemen hemen Cesur Yeni Dünya'yı temel alan bir konusu var. Fakat yazar oldukça sade ve insani bir şekilde naklettiği için o kadar sert değil. Daha şiirsel hatta romantik denebilecek bir kitap.
Konuya dair açık vermeden irdelemek zor. Türün severleri ne olduğunu baştan çözeceklerdir. Habersiz okuyanlar içinse bu gizemi çözmek okuma eylemi adına keyifli hikayenin ilerleyişi adına hüzünlü olacaktır. Bence en iç acıtan yanı "öğrenciler"den hiçbirinin kaçmayı aklına bile getirmemesiydi. Bunu akıl etmeyecek şekilde yetiştirilmiş olmaları ve kitabın son cümlesiyle mühürlenen o kabullenmişlik taş gibi oturuyor insanın içine.
Beni çok etkileyen ruhen bunalıma sokan ama iyi ki yazılmış ve ben okumuşum dediğim bir kitaptı, kitapta her şey vardı distopik öğeler biraz bilim kurgu fazlaca kasvet bolca çaresizlik ... Muhteşemdi keşke şurası şöyle olsa diyemem her şey böyle mükemmel , (bu kitap bir bilim kurgu eseri değil o yüzden burada yok niye kaçmadılar, niye isyan etmediler diye düşünmeyi anlamsız buluyorum).Yazar nobel alırken ' Dünyayla bağların aldatıcılığının altındaki boşluğu ortaya çıkaran büyük duygusal gücü bulunan romanlar yazan yazar' demişler . Daha iyi ifade edemezlerdi, derin anlamlı iç karartan ve dehşete düşüren bir kitap ama insan elinden bırakamıyor, kazuo ishiguro'yu çok sevdim ve diğer kitaplarını da okumayı planlıyorum
Bu kitap çok sinsi. Sadece şaşırtıcı bir kurgusunun olduğunu düşünürken aslında yavaş yavaş alışkanlık yapıyor. Farklı bir kurgu kesinlikle. Fakat yine de eksik veya tam oturmamış şeyler olduğu hissine kapıldım. Belki kesitler az işlenmiş diye düşündüm.
Kitap okunurken sessizce ilerliyor fakat o son kısım için tavsiyem kendinizi düşünün. Ailenizi , yakınlarınızı bir kenara koyun ve az biraz Kathy olun. Sadecw son sayfaları yaşayın ve beni bırakma diye düşünün gidenlerin ardından
distopya edebiyatinin gelebilecegi en ust nokta olabilir bu kitap. muhtesem.
İngilizcesini okumuştum seneler önce, çok beğendim.
Kurgu çok iyiydi.
Yeniden okuyabilirim.