Kayıp Zamanın İzinde ve Ulysses’le birlikte modernist roman türünün ve aynı zamanda Dünya Edebiyatı’nın başyapıtlarından olan Niteliksiz Adam tam metniyle 4 cilt halinde, M. Sami Türk’ün çevirisiyle Türkçede! Musil'in 1920’lerin başından 1942’de ölümüne güne değin üzerinde çalıştığı ancak tamamlamayı başaramadığı Niteliksiz Adam, görünürde ana karakter Ulrich’in nitelik kazanma çabalarını ve bir grup Avusturyalı entelektüelin Paralel Faaliyet adını verdikleri bir oluşum içerisinde “önemli bir şeyler” yapma teşebbüsünü anlatırken, özünde “hiçbir şey yapamamanın” romanıdır; herkes eyleme geçmek ister ama geçemez, herkes çok ciddidir ama bu ciddiyet zamanla trajikomik bir hal alır, kitapta aslında çok şey anlatılır ancak bir yandan da hiçbir şey anlatılmaz; Niteliksiz Adam, her şeyin ve hiçbir şeyin romanıdır. Hem kesinlik hem de belirsizliklerle doludur. Fikirsizlik üzerine yazılmış, fikirlerle dolu devasa bir eserdir.
“Bu kitap bir hiciv değil pozitif bir konstrüksiyondur.
Bu, bir psikoloğun kitabı değildir.
Bir düşünürün kitabı değildir (çünkü düşünce unsurlarını öyle bir düzene sokmaktadır ki o düzen)
… bir şarkıcının kitabı değildir.
Başarılı olan, başarılı olmayan bir yazarın kitabı değildir.
Kolay da zor da bir kitap değildir, çünkü bu tamamen okura bağlıdır.
Böyle devam etmek zorunda kalmadan, bu kitabın ne olduğunu bilmek isteyen herkesin onu bizzat okumasının
(benim veya başkalarının hükmüne güvenmeyip bizzat okumasının) en iyisi olacağını söyleyebileceğimi zannederim.”
- ROBERT MUSIL -
Kayıp Zamanın İzinde ve Ulysses’le birlikte modernist roman türünün ve aynı zamanda Dünya Edebiyatı’nın başyapıtlarından olan Niteliksiz Adam tam metniyle 4 cilt halinde, M. Sami Türk’ün çevirisiyle Türkçede! Musil'in 1920’lerin başından 1942’de ölümüne güne değin üzerinde çalıştığı ancak tamamlamayı başaramadığı Niteliksiz Adam, görünürde ana karakter Ulrich’in nitelik kazanma çabalarını ve bir grup Avusturyalı entelektüelin Paralel Faaliyet adını verdikleri bir oluşum içerisinde “önemli bir şeyler” yapma teşebbüsünü anlatırken, özünde “hiçbir şey yapamamanın” romanıdır; herkes eyleme geçmek ister ama geçemez, herkes çok ciddidir ama bu ciddiyet zamanla trajikomik bir hal alır, kitapta aslında çok şey anlatılır ancak bir yandan da hiçbir şey anlatılmaz; Niteliksiz Adam, her şeyin ve hiçbir şeyin romanıdır. Hem kesinlik hem de belirsizliklerle doludur. Fikirsizlik üzerine yazılmış, fikirlerle dolu devasa bir eserdir.
“Bu kitap bir hiciv değil pozitif bir konstrüksiyondur.
Bu, bir psikoloğun kitabı değildir.
Bir düşünürün kitabı değildir (çünkü düşünce unsurlarını öyle bir düzene sokmaktadır ki o düzen)
… bir şarkıcının kitabı değildir.
Başarılı olan, başarılı olmayan bir yazarın kitabı değildir.
Kolay da zor da bir kitap değildir, çünkü bu tamamen okura bağlıdır.
Böyle devam etmek zorunda kalmadan, bu kitabın ne olduğunu bilmek isteyen herkesin onu bizzat okumasının
(benim veya başkalarının hükmüne güvenmeyip bizzat okumasının) en iyisi olacağını ... tümünü göster
herşeyi teknik bir sorun gibi algılayan modern insanın en temel sorununu " hoş burdan bir şey çıkmayacak ama..." diye herşeyi özetlediği bir girişte anlatmış.
efsane kitap...
.ırvın yalomun kitabı, annem ve hayatın anlamıda bir diyalog okumuştum...sayfa 273 : ..... bu kitap( niteliksiz adam) hakkında son konuştuğum kişi musili hiç duymamış biriydi......''' eh, herkes Musil için yeterince zeki değildir'''.
..thomas mann musil hakkinda ölümsüzlüğünden sizin kadar emin olduğum bir baska alman yazari yok demistir........ niteliksiz adam ironik bir saheserdir........ kesinlikle tavsiye edilir.
Yazarın okuduğum üçüncü kitabı Niteliksiz Adam. Daha önce Hayalperestler ve Üç Kadın’ı okumuştum. Bu iki kitaptan aldığım keyfi maalesef Niteliksiz Adam’dan alamadım. Kitapta Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çöküş sürecine paralel olarak toplumda ve bireyde yaşanan bunalım gayet güzel analiz edilmiş hatta bu analizlerin çoğu günümüze ışık tutabilecek nitelikte. Karşılaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama bir edebi başyapıt olarak kabul edildiği için karşılaştırıyorum, bana Karamazov Kardeşler’i veya Anna Karenina’yı okurken aldığım edebi hazzı vermedi. Kitap beni içine çekmedi ve baya yordu diyebilirim. Daha önce de bahsettiğim gibi başyapıt sayılabilecek diğer edebi eserlerde bulduğum sıcaklığı bu eserde bulamadım. Kitapla ilgili Bir yerde şöyle bir yoruma rastladım: “Okunması çoğu insana keyif vermeyen ama okudum demesi epey keyif veren bir kitap.” Bende en azından kitabı okudum diyerek keyif alacağım galiba :))
472 sayfa
2018 tarihinde, Aylak Adam Yayınları tarafından yayınlandı