Nutuk, Kurtuluş Savaşı ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun gerçek öyküsüdür. Mustafa Kemal, Nutukta büyük Türk devriminin öyküsünü, 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkmasından başlayarak Kurtuluş Savaşımızı, Cumhuriyetin kuruluşunu ve 1927 yılına değin gelişen tüm olayları, ilk ağızdan, belgelere dayanarak anlatmıştır.Nutukta; parçalanmış, çökmüş, yarı sömürgeleşerek bağımsızlığını yitirmiş bir devletin yıkıntıları arasından, halkın dayanarak bağımsız, ulusçu, halkçı bir devletin nasıl kurulduğu dile getirilir. Nutuk, Yeni Türkiyenin kuruluşunu anlatan tarihsel bir belge olmasının yanında, ulusal bağımsızlık mücadelesi verenlerin vazgeçilmez öğreti kitabıdır. Benzer koşullar içinde bulunan ulusların eylem kılavuzudur.Mustafa Kemal, Nutukun son bölümünde Cumhuriyet ve bağımsızlığı koruma görevini gençlere vererek onlara ne denli güvendiğini göstermiştir.Aynı zamanda Türk söylev sanatının doruklarında olan Nutuk, gençler için kısaltılıp yalınlaştırılırken -olabildiğince- biçem ve anlatım özellikleri korunmaya çalışılmıştır.\n\nEy Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şeriat içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!\n\n\n\n\n\nKüçük hanımlar, küçük beyler!Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı, birer mutluluk parıltısısınız!Memleketi asıl aydınlığa boğacaksizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,kıymetli olduğunuzu düşünerekona göre çalışınız. Sizlerden çokşeyler bekliyoruz.Mustafa Kemal ATATÜRK\n\n\n\n\n\n\n\n\n\nNutuk, Mustafa Kemalin 15-20 ekim 1927 tarihleri arasında ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının salonunda milletvekillerine hitaben yaptığı, aralıklı olarak altı gün ve toplam otuz altı saat süren konuşmanın metnidir. Gazi bu uzun ve ayrıntılı konuşmasıyla, 19 Mayıs 1919da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın hangi koşullar içinde yapıldığını, Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu anlatır ve sayısız belgeye dayandırdığı bu tarihi konuşmasının sonunda, elde edilen başarıyı Türk gençliğine emanet eder. Nutuk bu özellikleriyle yakın tarihimizi aydınlatan, eşsiz bir belgedir.\n\n\n\n\n\nEy Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mecudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk İstikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!\n\nSaygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlatlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmişsem kendimi bahtiyar sayacağım...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 15 Ekim 1927-20; Ekim 1927 tarihleri arasında, Ankarada bir yandan | yaratıcısı bir yandan da canlı tanığı olduğu Türk j inkılâbını, Türkiye cumhuriyetini, İstiklâl Savaşını, I kısacası bir milletin şahlanış hikâyesini açık, ayrıntılı; ve coşkun bir biçimde anlatır. Nutuk bir devrin, \ bir devrimin, dostların, düşmanların, inancın, bir memleketin inşaasının : ve bugünümüzü yaratan, bugünümüzü borçlu olduğumuz Mustafa Kemal ¦ ve arkadaşlarının hikâyesidir. Bu kutsal emaneti sizlere eksiksiz ve günümüz ; Türkçesine uygun diliyle tam metin olarak sunuyoruz.Efendiler, bu nutkumla, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin. İstiklâlini nasıl kazandığını, İlim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanlann\n\nİlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü? İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.\n\nNutuk, Mustafa Kemalin 15-20 ekim 1927 tarihleri arasında ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının salonunda milletvekillerine hitaben yaptığı, aralıklı olarak altı gün ve toplam otuz altı saat süren konuşmanın metnidir. Gazi bu uzun ve ayrıntılı konuşmasıyla, 19 Mayıs 1919da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın hangi koşullar içinde yapıldığını, Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu anlatır ve sayısız belgeye dayandırdığı bu tarihi konuşmasının sonunda, elde edilen başarıyı Türk gençliğine emanet eder. Nutuk bu özellikleriyle yakın tarihimizi aydınlatan, eşsiz bir belgedir. Nutuku günümüz Türkçesine değerli edebiyat öğretmeni ve yazar Ahmet Köklügiller aktarmıştır.\n\nTürk Kurtuluş Savaşı, hangi tarihsel koşullar içinde, nasıl başlamıştır?Ulusal güçler nasıl örgütlenmiştir? Türkiyeyi parçalayıp yok etmek isteyen düşmanlar (A.B.D., Fransa, İngiltere, Yunanistan, İtalya) nasıl yenilmiştir?Cumhuriyetin ilan edilmesi, padişahlığın ve halifeliğin sona erdirilmesi, ilk devrimci girişimler nasıl gerçekleştirilmiştir?Cumhuriyet yönetimine kimler karsı çıkmıştır? Bunların engellemeleri nasıl önlenmiştir?Nutuk, bu tür sorulara açıklık getiren çok Önemli bir kitaptır. Çünkü Kurtuluş Savaşının Başkomutanı ve Cumhuriyetin kurucusu M. Kemal Atatürk tarafından yazılmıştır.M. Kemal Atatürk, 1927 yılında Ankarada verdiği büyük nutkunda bu sorulan belgeleriyle açıklamış ve yakın tarihimizi aydınlatmıştır. O kara günlerin bir daha yaşanmaması için bize neler yapmamız gerektiğini de göstermiştir.Yayınevimiz, özünden hiçbir şey yitirilmeden, genç kuşaklar için hazırlanan bu kitabı söylenişinin 80. yılında yayınlamaktan kıvanç duyar.\n\nTemel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan yüksek bir davranışa lâyık görülemez.Yabancı bir devletin koruyup kollayacağını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de, bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.Halbuki, Türkün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!...Kurtuluş savaşının öyküsü.\n\nMustafa Kemal Atatürk, Büyük Nutuk adı verilen söylevini, 1927de 15 Ekim ile 20 Ekim tarihleri arasında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde toplanan Cumhuriyet Halk Partisi ikinci büyük kurultayında okudu. Nutuk Atatrkün, ulusuna verdiği sözleri tutan bir önder olrak, meclise ve dolayısıyla ulusa verdiği hesap; gelecek kuşaklara bıraktığı, kurtuluşu ve yeniden kuruluşu ilk ağızdan anlatan bir tarih belgesi olarak nitelenebilir. 19 Mayısta Samsuna ayak bastıktan sonraki olaylarla başlayan yapıt, Kurtuluş Savşını ve çağdaşlaşma yolunda atılan adımları anlatır. Nutuk: Türk ulusunun kurtuluş ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun belge romanı.\n\nNutuk, Mustafa Kemal Atatürkün, Osmanlıdan Cumhuriyete geçişi, kurtuluş ve kuruluşu anlattığı en önemli eseridir.15 Ekim 1927 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin büyük salonunda Cumhuriyet Halk Partisinin kurultay üyelerine seslenen Gazi Mustafa Kemalin 5 gün süren tarihi konuşmasının dökümü olan eser, 1919-1927 yılları arasındaki gelişmeleri içeriyor. Henüz Atatürk soyadını almadığı dönemde yapmış olduğu bu konuşmasında, Osmanlı İmparatorluğunun son günleri, milli kurtuluş mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu bütün detaylarıyla anlatıyor.Nutuk, dünya tarihine yön veren bir liderin olaylara bakış açısını ortaya koyarken, bütün ümitleri tükenmiş bir milletin yeniden kendini bularak nasıl bir kahramanlık ortaya koyduğunu da gözler önüne seriyor.Her Türkün başucunda olması gereken Nutuk, Kurtuluş Savaşını Mustafa Kemalin kaleminden okumak ve anlamak isteyenler için en saygın ve en güvenilir kaynak\n\nTürkiye Büyük Millet kuruluşundan Cumhuriyetin ilanına kadar uzanan tarihi bir akışın hikayesidir.\n\n\n\nKurtuluş Savaşını, Cumhuriyet ilanını, devrimler ve uygulanışlarını,ülkenin işgalden kurtulması için tasarlanan mücadeleyi belgelerle anlatan önemli kaynaklardan biridir.\n\n
Nutuk, Kurtuluş Savaşı ile Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun gerçek öyküsüdür. Mustafa Kemal, Nutukta büyük Türk devriminin öyküsünü, 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkmasından başlayarak Kurtuluş Savaşımızı, Cumhuriyetin kuruluşunu ve 1927 yılına değin gelişen tüm olayları, ilk ağızdan, belgelere dayanarak anlatmıştır.Nutukta; parçalanmış, çökmüş, yarı sömürgeleşerek bağımsızlığını yitirmiş bir devletin yıkıntıları arasından, halkın dayanarak bağımsız, ulusçu, halkçı bir devletin nasıl kurulduğu dile getirilir. Nutuk, Yeni Türkiyenin kuruluşunu anlatan tarihsel bir belge olmasının yanında, ulusal bağımsızlık mücadelesi verenlerin vazgeçilmez öğreti kitabıdır. Benzer koşullar içinde bulunan ulusların eylem kılavuzudur.Mustafa Kemal, Nutukun son bölümünde Cumhuriyet ve bağımsızlığı koruma görevini gençlere vererek onlara ne denli güvendiğini göstermiştir.Aynı zamanda Türk söylev sanatının doruklarında olan Nutuk, gençler için kısaltılıp yalınlaştırılırken -olabildiğince- biçem ve anlatım özellikleri korunmaya çalışılmıştır.\n\nEy Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu i... tümünü göster
Atatürk'ün gözünden 1919-1927 yılları arasında gerçekleşen olaylar. Kesinlikle fazlası değil. Kişisel görüşlerin tabu olarak görülmesini eleştirilmesini bırakın hkkında olumsuz bir şey söylemenin bile neredeyse yasak olduğu ve psikolojik baskılara maruz kalmaya sebep overrated tarih kitabı.
Gerçekten ''MUHTEŞEM'' bir kitap .. İçinde bulunulan dönemi çok iyi açıklayan bir kitap.. Her Türk okumalı..!
Her Türk vatandaşı kesinlikle okumalı.Geç değil,okumayanlar hâlâ okuyabilirler.
Bir 'deha' yı nasıl değerlendirebilirim?...Ne cüretle !?
Ancak anlamaya çalışmak , ... kişiliği,yaşadıkları ve eserlerinden yolculuğuma rehber yapmak,... kendimden "fikri hür,vicdanı hür", ışıldayan ,O'na layık bir birey yaratmak işim ... O BENİM ATAM !
Sevgi ,özlem ve rahmetle anıyorum.
Tarihimizi merak ediyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum :)
Atamızın kaleminden muhteşem bir kitap herkes okumalı.Türkiyenin bu son günlerinde birliğe ihtiyacımız olduğu şu günlerde Mustafa Kemal in ne zorluklarla nelere katlanarak arkadaşlarıyla beraber kurdukları ülkemizi bu duyguyla yeniden birleştirebilecek çok güzel bir kitap
Memleketi gezmeli,milleti tanımalı.Eksiği nedir görüp göstermeli.Milleti sevmek böyle olur.Yoksa lafla sevmek fayda vermez.
Senede bir defa mutlaka okunmalı, bilgileri tazelemeli..
Yakın zamana kadar okumamakla büyük hata ettiğim, her Türk gencinin Atatürk ve Cumhuriyetimizin kuruluş safhası hakkında son derece detaylı bilgi sahibi olmak için okuması gereken kitap. Her evde Kuran ile birlikte bulunmalı bence. İkisini de Türkçesinden özümsemek ve anlamak kaydıyla tabiki.
Anı/biyografi şeklinde, Mayıs 1919′da Samsun’a çıkışıyla başlayan ve Kasım 1924′e kadar olan süreci anlatıyor.
Değinecek çok başlık var ama iç ve dış hainler kimlerdi, Amerikan mandasını kimler istiyordu, ne zorluklarla yürütülen bir savaş olduğunu ve bu halkın bağımsızlığı için ne yüce bir mücadele verdiğini, iyi polis-kötü polis oyunlarını, dış güçlerin özellikle İngiltere’nin her türlü musibetin başı olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kafasındaki idealleri nasıl bir süreçle hayata geçirdiğini, kaç suikastten kurtulduğunu, Meclis’te saltanat veya yabancı maşalığı yapanların hikayesini ve daha birçok şeyi ilk ağızdan kanıtlarıyla(telgraf yazışmaları) okuyacaksınız.
Televizyonunun, uçağın, internetin olmadığı bir dönemdi, şifreli telgraflarla sadece savaşın yürütüldüğünü göreceksiniz. Emeller için telgrafhane basılıp ele geçiriliyormuş, şimdi de interneti ele geçirmeye çalışıyoruz, yani ilerleme yok mu desek:P
Türk milletinin ferdi hisseden herkes bu kitabı okumalı. Atamızın ruhu şad olsun…