Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı. Kaptıkaçtı tipi arabası, parke taşı döşeli dümdüz avluda, aklın alamayacağı bir nedenle kayarak, dört parmak yüksekliğindeki seti atlamış, meyil aşağı inmiş, ön tekerlekleri yolda, arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu. Aylin, arabanın altına çaprazlamasına girmiş, sırtüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. Otopsi raporuna göre, iki gün önce, Salı gecesi ölmüştü. Türkiyenin tartışmasız en ünlü kitaplarından biri Adı: Aylin, prenseslikten Amerikan ordusuna uzanan baş döndürücü bir hayatın romanı...
Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramı... tümünü göster
Yıl 1925. Brezilyanın en karmaşık ve en renkli bölgesi Bahia. Uzun yıllar toprak beylerinin boyunduruğunda yaşadıktan sonra uygarlaşmanın eşiğine gelmiş bir kent. Eski dünyayla yeni dünyanın amansızca çatıştığı Ilhéus kenti. Kentin en önemli barının sahibi Arap Nasib. Kente iş bulmak için gelen, ama herkesin aklını başından alan, bir kır çiçeği kadar güzel ve yabani Gabriela...Latin Amerika edebiyatının büyük ustası Jorge Amadonun, doğup büyüdüğü Bahianın ruhunu romanlaştırdığı Tarçın Kokulu Kız için, Jean-Paul Sartre, Halk romanının en iyi örneği demişti. Kitapları 55 ülkede 49 dile çevrilen Amadonun, bu alaycı, sevecen ve insancıl romanda cinselliğe gözüpek yaklaşımı, 1950lerin Brezilyasında tepkiyle karşılanmıştı. Tarçın Kokulu Kız, 1980lerde beyazperdeye uyarlanmış, filmin başrollerini Sonia Braga ile Marcello Mastroianni paylaşmışlardı
Yıl 1925. Brezilyanın en karmaşık ve en renkli bölgesi Bahia. Uzun yıllar toprak beylerinin boyunduruğunda yaşadıktan sonra uygarlaşmanın eşiğine gelmiş bir kent. Eski dünyayla yeni dünyanın amansızca çatıştığı Ilhéus kenti. Kentin en önemli barının ... tümünü göster
Afet bir güzellikle bir büyük zihnin, kafayla vücudun beraberliği... Hollywoodun pembe dünyasının ilâhesi ile, Amerikan Düzeninin entelektüel bir muhalifinin aşkı... Ve aslına bakılırsa, bu kalıplara hiç mi hiç sığmayan bir trajedi! Hiç de sanıldığı gibi aptal sarışın olmayan, görünürdeki şaşaanın ardında yapayalnız bir kızla; özel ilişkilerinde pek de sanıldığı gibi ince görünüşlü olmadığı anlaşılan bir adamın, kırık -ve kırıcı- aşk hikâyesi. Elinizdeki kitap, masal gibi tasvir edilmiş bu kısa beraberliği, gerçek insanlar arasındaki gerçek bir hayat dramı olarak anlatıyor.
Afet bir güzellikle bir büyük zihnin, kafayla vücudun beraberliği... Hollywoodun pembe dünyasının ilâhesi ile, Amerikan Düzeninin entelektüel bir muhalifinin aşkı... Ve aslına bakılırsa, bu kalıplara hiç mi hiç sığmayan bir trajedi! Hiç de sanıldığı ... tümünü göster
Arka Kapak
İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki'ni keşfetmek...
(…)
Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek... budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.
Arka Kapak
İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki'ni keşfetme... tümünü göster
BOSNALI BİR KIZIN YÜREĞİNİZİ BURKACAK VE TÜYLERİNİZİ ÜRPERTECEK GERÇEK HAYAT ÖYKÜSÜ
Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna'daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın... Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi...
"Bu kitabın kapağını açmadan önce, cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. İnsan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız… Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken "insan uygarlığı" denilen barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların şefkatli uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz."
-Sydsvenska Dagbladet.
Bu kadar acı ve yürek burkucu bir kitap okumadım. Ağlayarak elimden bıraktığım kitaba her seferinde geri döndüm. Korkunç bir öyküydü. Bir zamanlar basın organlarında Yugoslavya'nın adıyla birlikte duyduğum 'etnik temizlik', 'toplama kampı', 'toplu tecavüz' gibi sözcüklerin ne anlattığını bu kitapla anladım.
-Allt om Böcker
Balkanlarda neler olup bittiğini anlatan sarsıcı bir kitap. Leyla kendisinin ve başka kadınların yaşadıkları cehennemi haykırıyor... Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitirmeden duramıyorsunuz.
-Svenska Dagbladet
Eğer yetkim olsa her okula insanlık dersi diye bir ders koyar ve bu kitabı herkesin okumasını zorunlu kılardım.
-Dagens Nyheter
BOSNALI BİR KIZIN YÜREĞİNİZİ BURKACAK VE TÜYLERİNİZİ ÜRPERTECEK GERÇEK HAYAT ÖYKÜSÜ
Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna'daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve ba... tümünü göster
Trajik olan, vatan savunmasında, vatan hainiyle vatanseverin zorunlu ayrılığıdır. Halide Edib, bu ayrılığı deşerken, tanıklık ettiği, vatanseverler arasında yer aldığı acı günlerin derin heyecanı altındadır. Vurun Kahpeyenin hemen bir oturuşta yazılmış, handiyse aralıksız, kesintisiz bir zaman diliminde kaleme getirilmiş coşku romanı olduğunu neden söylemeyelim? Yetmişi aşkın yıl sonra, Vurun Kahpeye, toplumların yükselişinde ve sancısında eğitimin önemini vurgulamasıyla yine gündemde. Eğitime kavuşmamış kişilerin git git vatan hainliğine, nihayet insanlık düşmanlığına yol açabileceklerini, bu büyük tehlikeyi söylüyor.
Trajik olan, vatan savunmasında, vatan hainiyle vatanseverin zorunlu ayrılığıdır. Halide Edib, bu ayrılığı deşerken, tanıklık ettiği, vatanseverler arasında yer aldığı acı günlerin derin heyecanı altındadır. Vurun Kahpeyenin hemen bir oturuşta yazılm... tümünü göster