Ölümlü Makineler, bilimkurgu türünün duayeni Stanislaw Lemin robotlar, başka bir deyişle demir melekler üzerine yazdığı on dört öyküden oluşuyor. Robot Masalları adlı derlemeyi oluşturan ilk on bir öykü, elektroşövalyelerin elektroatları üzerinde kılıç oynattıkları, bir damla protoplazması bile olmayan bir dünyayı konu edinir. Bu dünyada insanın adı da anılır, gittiği her yere yıkım götüren Beyaz Ölüm olarak. Öykülerin ortak noktası, robotların da ölümlü birer yaratık, nihayetinde birer insan olduklarıdır. Av ile Maske adlı iki hüzünlü öyküde Lem, uzun soluklu yapıtlarını aratmayacak bir kalem ustalığı ve yaratıcılık sergiler. Bir makine ile bir insan arasındaki av-avcı ilişkisi çerçevesinde kurgulanmış iki öykü, yer yer Gotik izler taşıyan bir atmosferde, makine ile insan arasındaki sınırın adeta silindiği duygu yüklü birer başyapıt niteliğinde. Öyküleri derleyip İngilizceye çeviren Michael Mandelin dediği gibi: Lem çok eğlencelidir, ama bir öyküyü hüzünlü bir tonda anlatmasını da bilir.
Ölümlü Makineler, bilimkurgu türünün duayeni Stanislaw Lemin robotlar, başka bir deyişle demir melekler üzerine yazdığı on dört öyküden oluşuyor. Robot Masalları adlı derlemeyi oluşturan ilk on bir öykü, elektroşövalyelerin elektroatları üzerinde kılıç oynattıkları, bir damla protoplazması bile olmayan bir dünyayı konu edinir. Bu dünyada insanın adı da anılır, gittiği her yere yıkım götüren Beyaz Ölüm olarak. Öykülerin ortak noktası, robotların da ölümlü birer yaratık, nihayetinde birer insan olduklarıdır. Av ile Maske adlı iki hüzünlü öyküde Lem, uzun soluklu yapıtlarını aratmayacak bir kalem ustalığı ve yaratıcılık sergiler. Bir makine ile bir insan arasındaki av-avcı ilişkisi çerçevesinde kurgulanmış iki öykü, yer yer Gotik izler taşıyan bir atmosferde, makine ile insan arasındaki sınırın adeta silindiği duygu yüklü birer başyapıt niteliğinde. Öyküleri derleyip İngilizceye çeviren Michael Mandelin dediği gibi: Lem çok eğlencelidir, ama bir öyküyü hüzünlü bir tonda anlatmasını da bilir.