Bâkir Kırım köylerine kapılanan ve ilk fırsatta sığınmacı olduklarını unutarak talan ve yağmaya yönelen davetsiz misafirler. Yazarın çocukluğunun geçtiği köylerin destanı... Topraklarından kopmak istemeyenler dövüşürler; ama, akibetleri ölüm ya da sürgündür. Köyün boşaltılan evlerine Ruslar yerleştirilir. Kızıltaş köyü artık tükenmiş bir köy, terkedilmiş bir tarla gibidir. Roman, adını son cümlesinden almıştır.
Bâkir Kırım köylerine kapılanan ve ilk fırsatta sığınmacı olduklarını unutarak talan ve yağmaya yönelen davetsiz misafirler. Yazarın çocukluğunun geçtiği köylerin destanı... Topraklarından kopmak istemeyenler dövüşürler; ama, akibetleri ölüm ya da sürgündür. Köyün boşaltılan evlerine Ruslar yerleştirilir. Kızıltaş köyü artık tükenmiş bir köy, terkedilmiş bir tarla gibidir. Roman, adını son cümlesinden almıştır.
Türkçesi son derece duru ve anlaşılır cümlelerle yazılmış bir roman. Aynı güzellikte ve düzgün cümlelerle yazılmış kitapları bulmak zor. Üstelik Kırım Türklerinden olan yazarın yazması ve günümüzde Türkiye'de yetişen Türk yazarlarından daha güzel bir Türkçe kullanması şaşılacak bir şey. Umarım kendini yazar zanneden bir çok densize ders olur. Bir kitap yazmak için bin kitap okumak gerekir.
Kitabın son kısmı hoş bir şekilde bağlanmamış olması sanırım yazarın yaşadığı olaylardan etkilenmesi nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Sonu üzücü olması beni hayli etkiledi.Allah'ım neden hep Türkler'den insanlık görürlerken kendileri her türlü kötülüğü yaparken bizleri barbar olarak nitelerler hala anlamış değilim.Adalet ne zaman topuzunu kullanıp hakkı olana hakkı teslim edecek?
İnanın çok zorladım bitirebilmek için... Belki daha iyiye gider, bu kadar milliyetçi olamaz ne de olsa '100 Temel Eser'den birisi diye diye 238. sayfaya kadar okuyabildim. Tabii ki Kırım Türkleri zulüm gördüler, acı çektiler, belki sürüldüler ama bunun suçunu kominizme, kayıtsız şartsız her Rus'a atmak fazla ileri gitmektir. Oysa ki çok güzel bir Türkçe'yle, yerinde benzetmelerle yazılmış bir roman. Ama insana bakış açısı yanlış, çok yanlış hem de... Büyük umutlarla okumaya başlamıştım halbuki. 2 yıldızın ikincisi Türkçe için emin olun, yoksa bu kitabı okuyup üstüne bir de beğenenin 'insan' anlayışından şüphe duyarım ben! Yine de her fikre açığım, şayet 'sonuna kadar oku, yanılıyorsun!' diye beni ikna edebilecek birisi çıkarsa çok memnun olurum. 100 Temel Eser bir defa daha kanıtladı işlevsizliğini...
Kırım'daki Türklerin gelen Kominizmle imtihanı... Çok etkileyiciydi...
Yazar her ne kadar milliyetçi tavrından vazgeçmese de güzel bir kitaptı. Zaten Tatarlara yapılanların karşısında objektif bir bakış açışına sahip olmak pek mümkün değil. O dönemin Rusyası çok fena şeyler yapmış evet ama yazar kitapta daha çok o dönemin Rusyasını değil Rus insanlarını eleştirmiş. Kitap çok çok güzeldi ama bazı yerlerde kitaptan resmen Rus nefreti akıyordu.
Cengiz Dağcı'nın kalemi oldukça sade ve anlaşılırdı. Roman, Kırım'daki siyasî olayları bir aile babasının gözünden anlatıyor ve sizi içine çekiyor. Betimlemeleri de oldukça güzel ve anlaşılır Cengiz Dağcı'nın. Tavsiye ederim.
Karton Cilt, 494 sayfa
2014 tarihinde, Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı