Mary, kuzeni Elizabethe inanmıştı. İnancı, genç kadını büyük bir esarete sürükleyecekti...
Aynı erkeğin aşkı için savaşan iki kadın, güç yarıştıran iki soylu prenses ve özgürlüğünden vazgeçmektense ölmeyi yeğleyecek unutulmaz bir kraliçe...
Tarih hiç bu denli eğlenceli, canlı ve bağlayıcı olmadı!
Mary, kuzeni Elizabethe inanmıştı. İnancı, genç kadını büyük bir esarete sürükleyecekti...
Aynı erkeğin aşkı için savaşan iki kadın, güç yarıştıran iki soylu prenses ve özgürlüğünden vazgeçmektense ölmeyi yeğleyecek unutulmaz bir kraliçe...
Tarih hiç bu denli eğlenceli, canlı ve bağlayıcı olmadı!
başarılı ve akıcı . tarih konunda bazı sapmalar olsada hikaye oldukça güzel işlenmiş.
Uzun bir aradan sonra okuduğum en güzel kitabı.
http://aanyankaa.tumblr.com/post/43564076608/viii-henrynin-hayat-n-bir-cok-osmanl
Artık bir yerden sonra sırasını falan karıştırdığım için neyden sonraydı hangi kitabın devamıydı bilmiyorum ama sanırım Golden Age’le aynı dönemi ele alıyor. Lady Anne Boleyn’in kızı Kraliçe Elizabeth’in iktidarına başka bir gözden bakış atılmış. Yazar bu sefer aileden İspanya, evlilik yoluyla Fransa ve 8. Henry’ nin kardeşinin torunu olarak da İngiltere tahtının varisi İskoçyalı Mary, Mary Stuart’ın esaretini ele almış. Önceki kitaplar kadar heyecanlı değildi hatta neredeyse yarıya kadar oldukça tutuktu ama yazar kesinlikle işini biliyor ki kitap bir şekilde akıyor.
Mary Stuart kimilerince kötü bir kadın kimilerince bir Azize olduğu düşünülen bir Kraliçedir. İngilizler ve Protestan Hristiyanlar için kötü bir kadın için, Katolikler için bir mağdur ve Azize'dir.
Philippa Gregory çok başarılı bir kurgu kurmuş, Mary Stuart'ı bir insan ve yaşadığı koşulların yönlendirdiği bir Kraliçe olarak anlatmış. Ne övmüşne de yermiş.
Kitabın oldukça etkileyici bir başka yaklaşımı ise her inanç sisteminin kendi inancını gerçek inanç olduğunu düşünürken diğer inanç sisteminin kaybetmeye mahkum ve şeytan işi olduğunu düşünmelerini oldukça açık bir şekilde vermesi.
Tekrarlayan ifadeler (o bir kraliçeydi, ben bir kraliçeyim, o basit bir kadındı gibi...) bezdirse de yine de akıp giden bir kitap.
Öteki Kraliçe, bu seriye ait okuduğum altıncı kitap. Daha önceki kitapları severek okumama rağmen bu kitabı bir türlü sevemedim. Bir çok şeyin defalarca tekrar edilmesiyle kitap bu kadar uzatılmasaydı en az diğer kitaplar kadar güzel olabilirdi. Karakterlerin kendi içlerinde duygu ve düşünceleri tekrar etmeleri yetmiyormuş gibi bir de 3 ana karakter arasında gelip giden bölümlerde,olayların o karakterin gözünden anlatılmasıyla devamlı tekrara düşülmüş. Bu, ciddi anlamda okuyucuyu sıkan bir durum. Daha özverili bir çalışma ile unutulmayacak kitaplar arasında yer alabilirdi. Umarım geri kalan kitaplar da bu şekilde değildir. Yazarın müthiş bir anlatım gücü, duyguları ve yaşantıyı ifade edebilme kapasitesi ve akıcı bir dili var. Buna rağmen ortaya kaliteli bir kitap çıkaramaması büyük bir düş kırıklığı.
Karton Cilt, 600 sayfa
Nisan2010 tarihinde, Artemis Yayınları tarafından yayınlandı