1632 yılında İngilterenin York kentinde dünyaya geldim. İki ağabeyim, annem ve babamla birlikte Crusoe ailesini oluşturuyorduk. Ağabeylerimden biri İspanyollarla yapılan bir savaşta ölmüştü. Öbürü ise çıktığı bir geziden bir daha geri dönmemişti. Ailenin en küçük ve tek çocuğu olarak ben kalmıştım. Bu nedenle aile baskısından uzak kaldrım. Eğitimim konusunda da beni kimse sıkmadı....
1632 yılında İngilterenin York kentinde dünyaya geldim. İki ağabeyim, annem ve babamla birlikte Crusoe ailesini oluşturuyorduk. Ağabeylerimden biri İspanyollarla yapılan bir savaşta ölmüştü. Öbürü ise çıktığı bir geziden bir daha geri dönmemişti. Ailenin en küçük ve tek çocuğu olarak ben kalmıştım. Bu nedenle aile baskısından uzak kaldrım. Eğitimim konusunda da beni kimse sıkmadı....
Küçüklüğümde irili ufaklı çeşitli kitaplardan bu serüveni okumuştum, Ancak kitabın orijinal halinin tam çevirisini -şimdiye kadar- okuma fırsatım olmamıştı. Çeşitli görsel uyarlamalarıyla da bildiğimiz Robinson Cruose'yu tam ve orijinalinden çeviriyle okumak ayrı bir zevk. Aslında Robinson Crouse üç kitaplık bir seriymiş. Yapı Kredi Yayınları ilk iki kitabın tam çevirisini tek bir kitapta sunmuş, güzel de olmuş. Eserin tam çevirisini okuduğunuzda, eserin aslında sanıldığı gibi -salt- çocuk kitabı olmadığını anlıyorsunuz. Salt bir macera kitabı değil, belirli derinliği olan tespitler, dinsel ve öğüt verici analizler de içeriyor. Birinci kitap (bölüm) bildiğimiz malum ıssız adayla ilgili, ikinci kitap (bölüm) Robinson'un deniz yolculuklarını, Uzak Doğu serüvenlerini ve Rusya üzerinden tekrar ülkesine dönmesini anlatıyor. Özellikle ikinci kitap +13 (belki +16)'ü hakediyor. Et doğrar gibi yerli halk öldürme serüvenleri (ki bunlar sömürgeci mantığının anlaşılmasını sağlıyor) can sıkıyor… Robinson'un tüm serüvenlerini merak ediyorsanız ve ayrıntılardan sıkılan (ki ben sıkıldım) biri değilseniz, tam çeviri halini okuyabilirsiniz.
surukleyici bir kitabdir bir insanin kendi basina nasil gecimini sagliyacagini anlatan kitapdir mutlaka okunmali
Dünya lasiği olmayı sonuna kadar ha eden bir kitap
Müthiş bir klasik.Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız şeyler dedirten bir kitap.Bir adadaki insanın hayatla mücadelesi.Devasa bir yapıt.Okumalısınız.
Değerlendirmeyi oldukça geç yazıyorum. Bu aralar nette dolaşıp bazı vakit geçirmelik şeylere vakit ayıramıyorum.
Küçüklüğümden bu yana benden her zaman tam not almıştır. Biliyorum, biliyorum! Kült olmuş bir eser neden tam not almasın ki?.. Hani sevdiğiniz ve 'en iyiler' listenizin başlarında yer alan filmler vardır ya bu kitap da onun gibi bende. Dönemin en harika 'hayalgücü' olarak algılıyorum ve yine günümüzde dahi aynı hislerini ve heyecanlarını yansıtmakta olduğu düşünüyorum. O yüzden seviyorum bu kitabı.
belki 'ıssız adaya düşsen yanına alacağın 3 şey geyiğinin' başlangıcıdır.
aynı zamanda ingiliz edebiyatının ilk batı tarzda yazılmış romanıdır.
çocukluğumdan beri bıkadan severek tekrar tekrar okuduğum bir kitap
bu kitap belki de yalnızlıkla nasıl başa çıkılacağını anlatıyordur ?