Bilimkurgu ile girişebileceğiniz en keyifli oyunlardan biri, insanlığın geleceğiyle ilgili ayrıntıları tahmin etmektir. Kendinizi 17. yüzyılda yaşayan ve sizin nasıl bir hayatınız olacağını kestirmeye çalışan, zeki ve hayalgücü geniş birinin yerine koyar ve bilimkurgunun engin denizlerine açılıverirsiniz. İşte bu oyunu büyük bir ustalıkla bir 'evren yaratıcı' ünvanını alan Isaac Asimov insanlığın ileri geleceğinin olası bir senaryosunu tasarlayarak 'gelecek tarihi' diye adlandırılan bir altyapı oluşturmuştur. Robotlar, bu geleceğin bazı noktalarında olanca kalabalıklarıyla insanlığa eşlik etmişler, bazı süreçlerden ise büyük oranda elenmişlerdir. Kitabımız bizi işte bu tarihi akışın başına götürüyor, ve muhteşem yolculuğun ilk duraklarından birine uğruyoruz. Isaac Asimov'un kıvrak ve keyifli ürünlerinden derlenmiş olan 'Robot Öyküleri Antolojisi'nde, onun henüz genç bir bilimkurgu yazarıyken kaleme aldığı ilk Robot öyküleriyle karşılaşacaksınız.
Bilimkurgu ile girişebileceğiniz en keyifli oyunlardan biri, insanlığın geleceğiyle ilgili ayrıntıları tahmin etmektir. Kendinizi 17. yüzyılda yaşayan ve sizin nasıl bir hayatınız olacağını kestirmeye çalışan, zeki ve hayalgücü geniş birinin yerine koyar ve bilimkurgunun engin denizlerine açılıverirsiniz. İşte bu oyunu büyük bir ustalıkla bir 'evren yaratıcı' ünvanını alan Isaac Asimov insanlığın ileri geleceğinin olası bir senaryosunu tasarlayarak 'gelecek tarihi' diye adlandırılan bir altyapı oluşturmuştur. Robotlar, bu geleceğin bazı noktalarında olanca kalabalıklarıyla insanlığa eşlik etmişler, bazı süreçlerden ise büyük oranda elenmişlerdir. Kitabımız bizi işte bu tarihi akışın başına götürüyor, ve muhteşem yolculuğun ilk duraklarından birine uğruyoruz. Isaac Asimov'un kıvrak ve keyifli ürünlerinden derlenmiş olan 'Robot Öyküleri Antolojisi'nde, onun henüz genç bir bilimkurgu yazarıyken kaleme aldığı ilk Robot öyküleriyle karşılaşacaksınız.
Neredeyse "Ben Robot" kadar güzel bir antolojiydi. Hele ki oradan tanıdığımız Mike Donovan ve Susan Calvin de öykülerde ara ara karşımıza çıkması (Donovan 1, Calvin 2 kere geliyor) kitabı okumuş olanlar için de çok ayrı bir tat veriyor.
Asimov denilince akla hemen zekice kurgulanmış öyküleri geliyor ve bu kitaptaki öyküler de bu tanımı kesinlikle sarsmıyor. Dahası, öykülerden biri Ben Robot'taki "Küçük Kayıp Robot" adlı öykünün devamı niteliği taşıyor.
Söylenecek fazla bir şey yok aslında. Asimov hayranlarının kaçırmaması gereken, kesinlikle doyurucu ve 1 günde bitecek bir eser.
Not: Yalancı! öyküsünde bizi şaşırtan Susan Calvin bu kitaptaki öykülerden birinde de sizi bir hayli şaşırtacak.
Daha önce hiçbir Asimov eseri okumamış biri olarak çok şey kaçırdığımı fark ettim. Özellikle robot öyküleri öyle güzelmiş ki…
Bu antolojiyi, her öyküye hayran kalarak, bir solukta okudum. Hatta öykülerden birinin “Ben, Robot”daki öykülerden biriyle ilintisi olduğunu öğrenince o öyküyü de bulup okudum bir çırpıda.
Bu güzel kitap Us Kitapları Yayınevi’nden Bilimkurgu Dizisi’nin ilk kitabı olarak çıkmış. İçindeki öykülerin biri hariç hepsi “Eight Stories from the Rest of the Robots” adlı derlemeden çevrilmiş.
Her öyküden önce Asimov kısa bir açıklama yazmış. Bu yazılar bazen öyküye dair olabildiği gibi bazen de yazıldığı zamanki anıları içeriyor. Sırf bu açıklamalar için bile kitap okunmaya değer.
“Eight Stories from the Rest of the Robots”daki öykülerden yalnızca “Galley Slave” adlı öykü bu Türkçe antolojiye eklenmemiş. Keşke eklenseymiş, çünkü Asimov, bu öykünün, içinde robopsikolog Susan Calvin’in yer aldığı öykülerin en uzunu olduğunu söylüyor ve en sevdiği Susan Calvin öyküsü buymuş.
Türkçe baskıda “Galley Slave” yerine “The Complete Robot” adlı derlemeden kısa bir bilgisayar öyküsü seçilip çevrilmiş: “Bakış Açısı”.
Çeviriyi Özlem Kurdoğlu Alpin yapmış, Özlem hanım bilimkurguya gönül vermiş bir doktor, Türkiye’de bu türün gelişip serpilmesinde katkıda bulunmuş biri. Kitabı da güzel çevirmiş. Tabi bazı ifadelerde sorun vardı. “Heaven help us” ifadesini “Cennet yardımcımız olsun” şeklinde çevirmesi ve bazı sözcükleri neredeyse olduğu gibi bırakması (Total Konversiyon bombası) beni rahatsız etti. Tabi bunun yanında şu ifadeyi çevirişine de hayran kaldım:
“Just possibly, Alfred,” said Bogert. “Just possibly. Enough for us to bring the matter up at the directors' meeting and see what they say. After all, the fat is in the fire. A robot has harmed a human being and knowledge of it is public. As Susan says, we might as well try to turn the matter to our advantage. Of course, I distrust her motives in all this.”
“Belki de, Alfred,” dedi Bogert. “Belki de olabilir. Konuyu müdürler toplantısında dile getirmeye ve onların ne diyeceğini görmeye yetecek kadarı var. Sonuçta yumurta kapıya gerçekten dayandı artık. Bir robot bir insana zarar verdi ve bu halk tarafından biliniyor. Susan’ın dediği gibi, durumu kendi avantajımıza çevirmeyi pekâlâ deneyebiliriz. Tabii onun bunu önermekteki nedenlerine pek güvenmiyorum.” (Lenny adlı öyküden)
Gelelim öykülere.
Robot AL-76 Başıboş Kalıyor:
Ay görevi için üretilen bir robot bir hata sonucu Ay’a gidemeden kaybolur ve kendini bir ormanda bulur. Orayı ay zanneden robotun ve onu gören adamın şaşkınlığını tahmin edebilirsiniz. Çok eğlenceli bir öyküydü.
İstem Dışı Zafer:
Jüpiter’e üç robot gönderilir. ZZ Bir, ZZ iki, ve ZZ Üç’ün görevleri Jüpiteri’i incelemek ve Jüpiterlilerle barışçıl bir temasa geçmektir. İstemeden güzel bir şey yaparlar. Ne yaptıklarını söylemeyeceğim ama üçü arasındaki konuşmalar ve Jüpiterlilerle temasa geçme çabaları çok keyif vericiydi.
Birinci Yasa:
Bir bozukluk sebebiyle “Bir robot bir insana zarar veremez veya hareketsiz kalmak suretiyle bir insanın zarar görmesine izin veremez.”yasasını çiğneyen bir robottan bahsediyor öykü. Daha doğrusu böyle bir robotla ilgili bir anısını anlatıyor Mike Donovan. Öykünün sonunda robotun yasayı niye çiğnediğini öğrenince gülümsüyoruz.
Bir Araya Gelelim:
Soğuk Savaş zamanlarındaki Uzay Yarışı yerini Robot Yarışı’na bırakmıştır. İstihbaratın çok büyük önem arz ettiği bu savaşta Amerika, uzun süredir sessiz kalan ve Robotik araştırmalarda ilerleme göstermeyen Rusya’nın önüne geçtiğini sanırken bir anda Rusya’nın ülkeye patlayıcı taşıyan robotlar soktuğuna dair bir bilgiyle şok yaşar. Sonu kolayca tahmin edilse de öyküdeki bu siyasi bakış onu harika bir öykü yapıyor.
Memnuniyetiniz Garantilidir:
Bir deneme için ev hanımı Claire Belmont’un emrine verilen Robot TN-3, yani Tony’nin olağanüstü hizmetini okuyoruz bu öyküde. Robopsikoloğumuz Susan Calvin’in de küçük bir rolü var hikayede.
Risk:
“Ben, Robot”taki öykülerden biri olan “Küçük Kayıp Robot”la aynı yerde, aynı kişiler arasında geçiyor “Risk”. Tabi konu olarak çok farklı.Calvin’in zorlama ve tehditleriyle hayati risk taşıyan bir görev verilen Gerald Black’i merkeze alıyor öykü. Okurken Susan Calvin’e çok kızacaksınız.
Lenny:
Kitabın en sevdiğim öyküsü. Yine Susan Calvin. Bir ihmal sonucu pozitronik beyninde sorun çıkan Robot LNE, garip davranışlar sergilemeye başlar. Bunun nedenini araştırmak tabi ki Calvin’e düşer. Aslında Calvin bu görev için fazla isteklidir. Nedenini söylemeyeceğim ama öykünün sonunda Susan’ı çok seveceksiniz.
Bakış Açısı:
Bir robotla değil devasa bir bilgisayarla ilgili bu öykü. Multivac tüm Dünya’nın sorunlarını çözmekle yükümlü ve bu işi layıkıyla yapan müthiş bir bilgisayar. Lakin bir sorun çıkıyor. Öyküde, bilgisayarı tamir etmeye çalışan mühendislerden birinin oğlu olan Roger’ın yaşanılan soruna bakış açısını görüyoruz. Kısacık, güzel, naif bir öykü.
Karton Cilt, 203 sayfa
1999 tarihinde, Us Yayıncılık tarafından yayınlandı