Nermin Yıldırım’dan rüyalar, gerçekler, sırlar ve suskun kalmışlar üzerine sarsıcı bir roman...
Değil hakikati, hayallerini, rüyalarını bile anlatmaya korkuyorsun. Çünkü sustuğun, kilitler altında saklanıp görünmez olduğun sürece güvendesin sanıyorsun. Oysa ancak anlatarak ve yasını tutarak kurtulabilirsin içinde yıllanmış acıdan. Başka türlü ıslah olmaz kalbinde harelenmiş o uğursuz gam.
Bırak, bir bir dökülsün gizlice kendini izlediğin aynaların sırları. Bırak, kendi sırrında parçalansın cam, tarumar olsun dünün bütün doğruları. Aksın zehir, temizlensin kan, bulsun yolunu zaman.
Bu demde sadece gerçeğin yolcususun. Hem gücün de yok sanma bu tekinsiz yolu adımlamaya. Unutma, sen sustuğun için böyle yorgunsun.
Şimdi akrebi ve yelkovanı, kalbini kırdıkları yerde uyut, evvelce verilmiş insafsız sözleri unut ve öyle bir çığlık at ki, bütün sessizlik yeminleri o an bozulsun. Bırak, artık her şey konuşulsun...
Kaybolan kocasını bulmak üzere İstanbul’a gelen Pilar, yabancı bir şehirde, tanımadığı insanların arasında onun izini sürmeye başlar. Ancak kocası Eyüp’ün ardında bıraktığı rüya defterindeki işaretler, zamanla Pilar’ı kâbusla gerçeğin birbirine karıştığı bambaşka bir hikâyenin içine taşır. Artık gizli kalmış ne varsa, hepsinin ortaya dökülmesinin zamanıdır.
Nermin Yıldırım’dan rüyalar, gerçekler, sırlar ve suskun kalmışlar üzerine sarsıcı bir roman...
Nermin Yıldırım’dan rüyalar, gerçekler, sırlar ve suskun kalmışlar üzerine sarsıcı bir roman...
Değil hakikati, hayallerini, rüyalarını bile anlatmaya korkuyorsun. Çünkü sustuğun, kilitler altında saklanıp görünmez olduğun sürece güvendesin sanıyorsun. Oysa ancak anlatarak ve yasını tutarak kurtulabilirsin içinde yıllanmış acıdan. Başka türlü ıslah olmaz kalbinde harelenmiş o uğursuz gam.
Bırak, bir bir dökülsün gizlice kendini izlediğin aynaların sırları. Bırak, kendi sırrında parçalansın cam, tarumar olsun dünün bütün doğruları. Aksın zehir, temizlensin kan, bulsun yolunu zaman.
Bu demde sadece gerçeğin yolcususun. Hem gücün de yok sanma bu tekinsiz yolu adımlamaya. Unutma, sen sustuğun için böyle yorgunsun.
Şimdi akrebi ve yelkovanı, kalbini kırdıkları yerde uyut, evvelce verilmiş insafsız sözleri unut ve öyle bir çığlık at ki, bütün sessizlik yeminleri o an bozulsun. Bırak, artık her şey konuşulsun...
Kaybolan kocasını bulmak üzere İstanbul’a gelen Pilar, yabancı bir şehirde, tanımadığı insanların arasında onun izini sürmeye başlar. Ancak kocası Eyüp’ün ardında bıraktığı rüya defterindeki işaretler, zamanla Pilar’ı kâbusla gerçeğin birbirine karıştığı bambaşka bir hikâyenin içine taşır. Artık gizli kalmış ne varsa, hepsinin ortaya dökülmesinin zamanıdır.
Nermin Yıldırım’dan rüyalar, gerçekler, sırlar ve suskun kalmışlar üzerine sarsıcı bir roman...
Kaybolan kocasını bulmak için İstanbul'a gelen Pilar'ın tanımadığı bir şehirde, tanımadığı insanlarla, kocasının izini sürme hikayesi. Elindeki tek şey kocasının rüyalarını anlattığı günlüktür. Günler geçtikçe aile sırları ortaya dökülmeye başlar.
Yoğunlukla psikolojik çözümlemeler içeren bir kitap. Bazı kısımlarda uzun tanımlamalardan sıkıldığımı söyleyebilirim. Yine de ne olacak sonunda diye merak ettim. Bayıldım bu kitaba diyemiycem yine de ilginizi çekebilir.
Nermin Yıldırım’ın kalemini, yormamasını, okurken akışta gibi hissetmeyi çok özlemişim. Olayları neredeyse tüm karakterlerin bakış açısıyla okuyabilmek oldukça keyifliydi. Ama sanırım özellikle Nermin Yıldırım’ı okurken kahraman bakış açısıyla yazmasını çok çok daha fazla seviyorum. Bu, beni hikayeye daha fazla çekiyor. Yazarın okuduğum 3. romanı ve diğer kitaplarının önüne geçemedi benim için ama okunmaya değer olduğu şüphesiz.
Pilar'ın peşine takılıp Eyüp'ü birlikte aradığımızı hissedecek kadar kitabın içine girebildim. Nermin Yıldırım'ın kalemini çok seviyorum. Bu kitabı da beni hiç yanıltmadı.
348 sayfa
Mart2012 tarihinde, DOĞAN KİTAP tarafından yayınlandı