İkinci Meşrutiyet denilen kuyrukluyıldız -İstanbul göklerinde ne kadar kaldığı belli değildir- 24 Temmuz 1908 Cuma günü Ercüment Ekrem Taluyu Boğaz vapurunda yakalamıştır. Hazret, o vakitler, babası Recaizade Mahmut Ekremle Büyükderede oturuyor, cumaları dur durak tanımayan bir kurumda çalıştığ için de, işine iniyordur. Bu yüzden alasabah Büyükdereden vapura binmiş ve Yeniköye vardığında o harlı ve korlu haberle burun buruna gelmiştir. O yıllarda İstanbulda topu topu iki gazete çıkıyordur. İkdam ve Sabah. Ercüment Ekrem on parayı uzatmış, iskelede vapura atlayan gazeteciden bir Sabah almıştır. -O ne! Evliya Çelebi sağ olup bütün ömrünü Talunun ağzından çıkan bu çığlığı yazmaya verseydi, bin harmandan başak, türlü nimetlerden azık toplardı da yine onu yazıp söyleyemezdi. Teşekkür ona ki, Saint-Germain Prensi gibi kaç yüzyıl yaşadığı bilinmeyen, ama 19839da, Sultan Mecitin melik olduğu yılda Bebekteki bir yalıda görünen, 1919dan sonra da İzmir, İstanbul, Ankara sokaklarında fotografisini gezdiren Salâh Birselin sesalma makineleri çığlığı o anda, islim üzerine posta etmiştir.
İkinci Meşrutiyet denilen kuyrukluyıldız -İstanbul göklerinde ne kadar kaldığı belli değildir- 24 Temmuz 1908 Cuma günü Ercüment Ekrem Taluyu Boğaz vapurunda yakalamıştır. Hazret, o vakitler, babası Recaizade Mahmut Ekremle Büyükderede oturuyor, cumaları dur durak tanımayan bir kurumda çalıştığ için de, işine iniyordur. Bu yüzden alasabah Büyükdereden vapura binmiş ve Yeniköye vardığında o harlı ve korlu haberle burun buruna gelmiştir. O yıllarda İstanbulda topu topu iki gazete çıkıyordur. İkdam ve Sabah. Ercüment Ekrem on parayı uzatmış, iskelede vapura atlayan gazeteciden bir Sabah almıştır. -O ne! Evliya Çelebi sağ olup bütün ömrünü Talunun ağzından çıkan bu çığlığı yazmaya verseydi, bin harmandan başak, türlü nimetlerden azık toplardı da yine onu yazıp söyleyemezdi. Teşekkür ona ki, Saint-Germain Prensi gibi kaç yüzyıl yaşadığı bilinmeyen, ama 19839da, Sultan Mecitin melik olduğu yılda Bebekteki bir yalıda görünen, 1919dan sonra da İzmir, İstanbul, Ankara sokaklarında fotografisini gezdiren Salâh Birselin sesalma makineleri çığlığı o anda, islim üzerine posta etmiştir.
345 sayfa