Desmond Morris bu son yapıtında insanlar arası bedensel temasları konu alıyor. Sırta indirilen dostça bir şaplaktan, ananın yavrusunu kucaklayışına, sıradan bir el sıkışmadan çiftleşmeye kadar her türlü bedensel teması ayrıntılı olarak inceleyen Dr.Morris, gittikçe kalabalıklaşan dünyamızda, nasıl birbirimize dokunamaz hale geldiğimizi ve bu dokunulmazlığın tehlikelerini anlatıyor. Çeşitli kısıtlamalar yüzünden, biyolojik bir ihtiyaç olan bedensel temasın boş kalan yerini hayvanlarla, sigara ve şekerlemelerle, doktorlar ve berberlerle doldurmak için harcadığımız çabaları ince bir mizahla dile getiriyor. Birinci ve ikinci baskıları kısa zamanda tükenen ÇIPLAK MAYMUN VE İNSANAT BAHÇESİ gibi SEVMEK DOKUNMAKTIRın da, gözler önüne serdiği sarsıcı gerçekler yüzünden olduğu kadar, rahat ve eğlendirici anlatımıyla da büyük ilgi göreceğine inanıyoruz.
Desmond Morris bu son yapıtında insanlar arası bedensel temasları konu alıyor. Sırta indirilen dostça bir şaplaktan, ananın yavrusunu kucaklayışına, sıradan bir el sıkışmadan çiftleşmeye kadar her türlü bedensel teması ayrıntılı olarak inceleyen Dr.Morris, gittikçe kalabalıklaşan dünyamızda, nasıl birbirimize dokunamaz hale geldiğimizi ve bu dokunulmazlığın tehlikelerini anlatıyor. Çeşitli kısıtlamalar yüzünden, biyolojik bir ihtiyaç olan bedensel temasın boş kalan yerini hayvanlarla, sigara ve şekerlemelerle, doktorlar ve berberlerle doldurmak için harcadığımız çabaları ince bir mizahla dile getiriyor. Birinci ve ikinci baskıları kısa zamanda tükenen ÇIPLAK MAYMUN VE İNSANAT BAHÇESİ gibi SEVMEK DOKUNMAKTIRın da, gözler önüne serdiği sarsıcı gerçekler yüzünden olduğu kadar, rahat ve eğlendirici anlatımıyla da büyük ilgi göreceğine inanıyoruz.
Ünlü etnolog, metnini önümüzdeki yıllarda salgına dönüşme tehlikesi bulunan kayıtsızlığı ve sevgi yoksunluğunu ifade ederek açmış. Sevginin biyolojik bir gerçek ve kültürden bağımsız olduğunu belirten yazar, bedensel temasın önemini vurgulayacağının sinyallerini vermiş. Fiziksel açıdan dokunulmaz olamnın duygusal uzaklaşmaya neden olduğu çıkarımı yapan yazar, deyim köklerinde bulunan duyu organına ve algıya yapılan göndermeleri ortaya sererek ilk bölüme giriş yapmış.
Bowbly, Lorenz ve Rank'ın kuramlarını harmanlayarak Ayrılık anksiyetesinden bahsetmiş. Yetiştirme hatalarından bahsetmeden önce niyet belirleyen hareketleri açıklamış ve bebeklik dönemindeki temaslar ve anlamlarını açmış. Çocukluk çağı ve ergenlikte temasların giderek azaldığını ve ikamelere ihtiyaç duyulduğunu belirtmiş. Flört döneminde tekrar insanı bir temas kurulduğunu da eklemiş. kültürün izin verdiği cinsel ima taşıyan nesne ve giysi seçimlerinden bahsetmiş, ardından bedenin cinsel iması olan tüm bölümlerini açıklamış.
Gerçek sevgide bir alışverişin söz konusu olmadığını, karşılık beklenmeden ifade edildiğini belirten yazar, çiftlerin sevgi bağıyla değil ekonomik koşullanmalarla birleşmelerini eleştirmiş. Flört aşamalarını açılımlayan Morris, günümüz toplumu ve cinselliğe bakış açısını kendine özgü tabirleri ve cesur tarzıyla incelemiş. Alkışın sanatçıyı kucaklama jestinin evrilmiş bir versiyonu olduğunu ifade edip çoğu dokunma jestinin toplum tarafından kabul edilebilir olmadığını bu yüzden değişikliğe uğramış gizlenmiş veya parçalara bölünmüş halde ifade edildiğini söylemiş. Erkeklerin birbirlerine dokunmak için cinsel imalardan arınmış " saldırı şakaları" imal ettiğini, umutsuzca bir kıskançlıkla kuşatılan toplumun bedensel temasları suç sayıp yasaklamayı görev bildiğini belirtmiş.dışarıdaki dünyayla başa çıkabilmek için insani dokunuşlara ihtiyç duyduğumuzu ve şiddet karşıtı bir toplumun yakınlaşma karşıtı bir toplum olacağını savunmuş.
Dansın kökenlerinin niyet belirleyici hareketler olduğunu ifade eden yazar, filogenetik kökenleri detaylı bir şekilde açıklamış. Evcil hayvanların ve sigara gibi alışkanlıkların güven ve temas ikameleri olduğunu, kişisel bakım hizmetlerinin gizlenmiş dokunulma ihtiyacını giderme görevi taşıdığını da söyleyen yazar, hiç temas etmemektense hangi bir şeye veya herhangi birine temas etmenin yeğ olduğu koşullara zorlandığımız çıkarımını yapmış. Modern toplumun aşırı alınganlığının ve yanlış anlamalarının kendini tekrarlayan bir kayıtsızlık döngüsüne neden olacağının uyarısını yapmış.insanın en ilginç yönlerini utanç ve alay korkusuyla derinlere gömmek zorunda kaldığını dolayısıyla kendine ve çevresine güven konusunda hasar aldığını belirtmiş.
Watson gibi kasapların ve yanlış yetiştirmenin yol açağı sorunlara değinmiş, isyan mekanizmasının her şekilde sevilme ( sadece usulu veya konformist olduğu için değil de ) testi olduğunu ve anne babaların bu testten çoğu zaman kaldığının altını çizen yazar, samimi uyarılarla kapatmış. Çoğu kuramı detaylı ve samimi bir tarzda işlemiş. kimi çıkarımlar kabullenmesi zor imalarda olabilir okuyucu için, ancak insani temasın önemini savunması ve çıkarımlarının gücünü kaynakçasında belirttiği çok ciddi araştırmalardan alması gibi artıları, metnin güvenilirliğinin sorgulanmasını engelleyecektir sanıyorum. İnsan davranışı ve davranış bilim gibi konulara ilginiz varsa, tabu edilmiş bir konunun tarafsız bir bilimadamının kaleminden okumanızı öneririm.
375 sayfa