835 SatirJokond ile SI-YA-UVaran 31+1=1Sesini Kaybeden SehirTürk siirinin çizgisini degistirmis, çok yönlü, evrensel boyutlu bir sair ve yazarin bu basim için yeniden gözden geçirilmis, kaynak metinler esas alinarak düzeltilmis külliyati... TADIMLIKKABLETTARIHÇok uzaklardan geliyoruzçok uzaklardan...Kulaklarimizda hâlâ simsekli sesi var sapan taslarinin.Ormanlarinda yabani aygirlar kisniyendag baslarininkanli hayvan kemikleriyle çevrilen sinirlarigeldigimiz yolun ucudur.Yine fakatgenis kalçali genç bir ananingergin gebe karni gibi dogurucudurmataralarimizda çalkalanan su.Çok uzaklardan geliyoruz..Tütüyor yanik bir et kokusuçizmelerimizin köselesinden...Ürkerekadimlarimizin sesindenkanli karanlik yillarkanatli bir hayvan gibi havalaniyor...Ve karanliklarda yaniyoren önde gideninates bir ok gibi gerilen kolu..Çok uzaklardan geliyoruzçok uzaklardan..Kaybetmedik bagimizi çok uzaklarla..Bize hâlâ kondugumuz mirasi hatirlatirBedreddini Simavînin boynuna inen satir.Engürülü esnaf Ahilerle beraberdik.Bilirizhangi pir askina bizsultan ordularina killi gögüslerimizi gerdik...Çok uzaklardan geliyoruz.Alevli bir fanus gibi tasiyoruz ellerimizdeihrak binnar edilen Galilenin dönen küre gibi yuvarlak kafasini.Ve ancak bizim kartal burunlarimizda buluyorlâyik oldugu yerimateryalist camci Ispinozanin gözlükleri..Çok uzaklardan geliyoruzçok uzaklardan..Ve artiksaçlarimizi tutusturarakgecenin evinde yangin çikaracagiz;çocuklarimizin baslariyla kiracagizkaranlik camlarini!..Ve bizden sonra gelenlerdemir parmakliklardan degil,asma bahçelerden seyredecekbahar sabahlarini, yaz aksamlarini...1929
835 SatirJokond ile SI-YA-UVaran 31+1=1Sesini Kaybeden SehirTürk siirinin çizgisini degistirmis, çok yönlü, evrensel boyutlu bir sair ve yazarin bu basim için yeniden gözden geçirilmis, kaynak metinler esas alinarak düzeltilmis külliyati... TADIMLIKKABLETTARIHÇok uzaklardan geliyoruzçok uzaklardan...Kulaklarimizda hâlâ simsekli sesi var sapan taslarinin.Ormanlarinda yabani aygirlar kisniyendag baslarininkanli hayvan kemikleriyle çevrilen sinirlarigeldigimiz yolun ucudur.Yine fakatgenis kalçali genç bir ananingergin gebe karni gibi dogurucudurmataralarimizda çalkalanan su.Çok uzaklardan geliyoruz..Tütüyor yanik bir et kokusuçizmelerimizin köselesinden...Ürkerekadimlarimizin sesindenkanli karanlik yillarkanatli bir hayvan gibi havalaniyor...Ve karanliklarda yaniyoren önde gideninates bir ok gibi gerilen kolu..Çok uzaklardan geliyoruzçok uzaklardan..Kaybetmedik bagimizi çok uzaklarla..Bize hâlâ kondugumuz mirasi hatirlatirBedreddini Simavînin boynuna inen satir.Engürülü esnaf Ahilerle beraberdik.Bilirizhangi pir askina bizsultan ordularina killi gögüslerimizi gerdik...Çok uzaklardan geliyoruz.Alevli bir fanus gibi tasiyoruz ellerimizdeihrak binnar edilen Galilenin dönen küre gibi yuvarlak kafasini.Ve ancak bizim kartal burunlarimizda buluyorlâyik oldugu yerimateryalist camci Ispinozanin gözlükleri..Çok uzaklardan geliyoruzçok uzaklardan..Ve artiksaçlarimizi tutusturarakgecenin evinde yangin çikaracagiz;çocuklarimizin baslariyla kiracagizkaranlik camlarini!..Ve bizden sonra g... tümünü göster
Şair deyince, şiirden bahsedince hep Nâzım Hikmet, olanca kalabalığı ve kudretiyle resmî geçit yapar zihnimde. Hiç bir şair Nâzım kadar üzmedi beni, hiç biri onun kadar sevindirmedi. Okuduğum üniversitede zorbalar tarafından tartaklandığım vakitler kendi derdime değil, Nâzım'a yapılan haksızlıklara kinlendim her kapağını açışta bu kitapların, sevgilimden ayrıldığımda giden kadına değil, Piraye'ye, Hatice'ye hasret kaldım, gecelerin kör vakitleri soğuk odalarda Nâzım'ın ağrılarını hissettim böbreklerimde, onunla gittim İstiklâl Harbi'nin en gözüpek cephelerine... Ben Nâzım'ı çok sevdim. İyi ki Türkçe okuyorum dedirten en mühim şairdir bende. Kordon boyundan çok şiirlerini okuduğum İzmir Körfezi'ne. Eğer okumadıysan Nâzım'ı, ama öyle internette olmaz; adam gibi kitaptan, bu kitaptan okumadıysan, oku. Mutlaka.
"Öylesine sevilecek dünya, "yaşadım" diyebilmek için"
Bulutlar oluşuyor, insanlar yürüyor ve Nazım şiir yazıyor.
Nazım Hikmet büyük bir şair, kimse inkar etmez bunu. Onu anlamak, o senelerde yaşamadığım için belki veya ailemden birileri bu kavgayı vermediğinden, daha zor. Nazım Hikmet'i puanlamaksa söz konusu olamaz aslında.
Pek zor okudum bu kitabı. Nedeni felaket eski olması. Sayfaları arasına toz kokusu sinmiş, hâlâ burnum acıyor. Yine de bir yerden başlamak lazımdı, 835 Satır'dan başladım.
jakond ve siyahu kesinlikle okuyun. pariste müzenin içinde bir tabloda duran mona lisa nın ziyaretçilerden olan japon askerine olan aşkını anlatması muhteşem
Nazım hikmeti anlamının yolları şiirlerinden geçiyor.
240 sayfa