Sirte Kıyısı

Julien Gracq (1910), düzyazı şiirler, eleştirel denemeler, oyunlar (Balıkçı Kral) ve sürrealizm etkisinde romanlar yazmıştır. 1951de Goncourt Ödülünü alan Sirte Kıyısı, Sirte Denizinin iki kıyısında bulunan Fargestan ile Orsenna Senyörlüğünün, üç yüzyıllık bir sessizlik döneminden sonra kendilerini -Gözlemci Aldonun ansızın, adeta dayanamayarak düşman bölgeleri topa tutmasıyla patlak veren- bir savaşın içinde bulmalarını hikaye eder. Julien Gracq, tarihin ve zamanın dışında, çok iyi tasarlanmış bir üslup ve bir gizlilik havasıyla sıradışı bir dünyayı aktarır. İnsanın kontrol etmesi imkansız olan, kimi zaman sıkıntıya kadar varan bir felaket beklentisini anlatır. Varlığımızın en derinlerinde, kader karşısında insan olmanın ağırlığını. TADIMLIKOrsennanın en eski ailelerinden birine mensubum. San Domenico Sokağındaki eski konakla babamın bizi her yaz götürdüğü ve tarlalarını atla gezerken ya da kâhyalarının hesaplarını denetlerken ona eşlik ettiğim Zenta kıyısındaki kır evi arasında geçirdiğim rahat, sakin, dolu dolu yaşanmış çocukluk yıllarımı anımsıyorum. Kentin eski ve ünlü üniversitesindeki öğrenimim bittiğinde oldukça hayali eğilimler ve annemin ölümüyle sahip olduğum servet bir meslek seçme konusunda pek aceleci davranmama gerek olmadığı sonucunu getirdi. Orsenna Senyörlüğü geçmiş yüzyıllarda askerlerinin İnançsızlar karşısında sağladığı başarıların ve Doğuyla yaptığı alışverişten elde ettiği kârların kazandırdığı ünün gölgesinde yaşamaktadır adeta: Dünyadan elini eteğini çekmiş, kredisini yitirmesine ve servetini tüketmesine rağmen alacaklıların hakaretleri karşısında saygınlığını koruyan çok yaşlı ve çok soylu bir insana benziyor: Cılız ama rahat, dingin, sakin ve görkemli gözüken uğraşları, uzun süre güçlülük görüntüleri vearmadağın olsa da, iliklerine dek yansa da, düşlerde ölünmediğini, insan iradesinin, saçmalığa, olabiliri yadsımaya, kendisinden gerçeğin yeniden yaratıldığı yalanın her tür dönüşümüne varıncaya dek etkili olduğunu bilir. Uyanır. Ortalıkta dolaşan tüm veba söylentilerini ve Doğu ülkelerinden gelen bir virüsün tüm türeme belirtilerini ülkesinden uzaklaştırma gücünü kendisinde bulacaktır. Otuz gündür Beyruttan uzak olan Grand-Saint-Antoine gemisi limana giriş izni ister. Prens, işte o zaman, halkın ve tüm çevresindekilerin saçma, aptal, zorba ve delice bulduğu o inanılmaz buyruğunu verir. Palaspandıras, kılavuz teknesiyle birkaç adamı bulaşıcı varsaydığı gemiye yollayarak Grand-Saint-Antoineın hemen çark edip kent dışına doğru yelken açmasını, yoksa top ateşine tutulacağını bildirir. Vebaya karşı savaştır bu. Zorba prens dolambaçlı yollara sapmıyordu. Bu arada, düşün kendisinde bıraktığı etkinin özel gücünü önemle belirtmek gerekir, çünkü bu etki, halkın alaylarına, çevresindekilerin kuşkularına karşın, yalnızca insan haklarını değil, insan yaşamına duyulan en yalın saygıyı ve her türlü ulusal ve uluslararası kuralları da hiçe sayarak buyruğunda sertçe direnmesini sağlamış, ölüm karşısında kurallar geçersiz kalmıştır. Ne olursa olsun, gemi yoluna devam eder, Livournea yanaşır ve Marsilya koyuna girer, burada gemidekilerin karaya çıkmasına izin verilir . Marsilya denizyolları, gemideki onca veba mikroplu yükün ne olduğu konusunda bir anı saklamamıştır. Tayfaların başlarına gelenler hemen hemen bellidir, hepsi de vebadan ölmemiş, çeşitli memleketlere dağılmışlardır. Grand-Saint-Antoine gemisi Marsilyaya veba getirmedi. Veba oradaydı. Çok da azgın bir dönemindeydi. Ama yuvaları sınırlanabilmişti.Grand-Saint-Antoineın getirdiği veba Doğu vebasıydı, yerli virüstü ve salgının asıl korkunç yanı ve genelleşerek alevlenmesi, kente yaklaşması ve yayılmasıyla başlamıştı.Bu durum birtakım düşünceler esinliyor. Bir virüsü yeniden canlandırmışa benzeyen bu veba, tek başına da gözle görünür biçimdebersiz gittikçe açılan bu düşük uğraşlar söküğü benim birkaç gün öncesine kadar kabul edilebilir bir yaşam olarak gördüğüm şeyi paramparça edip iplik iplik gözlerimin önüne serdi: Yaşantım hiçbir biçimde tamir edilemeyecek gibi boş gözüktü, üzerinde hiç önemsemeden durduğum alan bile ayaklarımın altında eriyordu. Ansızın seyahate çıkma isteği uyandı içimde: Senyörlükten uzak bir eyalette görev istedim...

Julien Gracq (1910), düzyazı şiirler, eleştirel denemeler, oyunlar (Balıkçı Kral) ve sürrealizm etkisinde romanlar yazmıştır. 1951de Goncourt Ödülünü alan Sirte Kıyısı, Sirte Denizinin iki kıyısında bulunan Fargestan ile Orsenna Senyörlüğünün, üç yüzyıllık bir sessizlik döneminden sonra kendilerini -Gözlemci Aldonun ansızın, adeta dayanamayarak düşman bölgeleri topa tutmasıyla patlak veren- bir savaşın içinde bulmalarını hikaye eder. Julien Gracq, tarihin ve zamanın dışında, çok iyi tasarlanmış bir üslup ve bir gizlilik havasıyla sıradışı bir dünyayı aktarır. İnsanın kontrol etmesi imkansız olan, kimi zaman sıkıntıya kadar varan bir felaket beklentisini anlatır. Varlığımızın en derinlerinde, kader karşısında insan olmanın ağırlığını. TADIMLIKOrsennanın en eski ailelerinden birine mensubum. San Domenico Sokağındaki eski konakla babamın bizi her yaz götürdüğü ve tarlalarını atla gezerken ya da kâhyalarının hesaplarını denetlerken ona eşlik ettiğim Zenta kıyısındaki kır evi arasında geçirdiğim rahat, sakin, dolu dolu yaşanmış çocukluk yıllarımı anımsıyorum. Kentin eski ve ünlü üniversitesindeki öğrenimim bittiğinde oldukça hayali eğilimler ve annemin ölümüyle sahip olduğum servet bir meslek seçme konusunda pek aceleci davranmama gerek olmadığı sonucunu getirdi. Orsenna Senyörlüğü geçmiş yüzyıllarda askerlerinin İnançsızlar karşısında sağladığı başarıların ve Doğuyla yaptığı alışverişten elde ettiği kârların kazandırdığı ünün gölgesinde yaşamaktadır adeta: Dünyadan elini eteğ... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9753633610

Etiketler: öykü

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

bilalante leuhrall adadenizi ismin ne önemi var? cimbilli
6 kişi

Okumak İsteyenler

kemaltariq anagram Elma melankolimelankoli inci16
15 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski