Kitap açıklaması henüz eklenmemiş.
En iyi bölüm, kitaba adını veren hikayeydi. Gülümsetip hüzünlendiren bir hikaye.
hikayecilik dendi mi o.henry nin yeri bambaşka,ortaokuldayken tanışmıştım onun kitapları ile o yıllarda bayılırdım onun ters köşeye yatıran hikayelerine
Başlarda çok güzel gitse de sonuna doğru çok sıkıldım ve açıkçası atlaya atlaya okudum.
O. Henry'yi ilk okuyuşumdu ve ben bu hikayeleri çok sevdim. Hikayeler beklenmeyen sonlarıyla kimi zaman hüzünlendiriyor kimi zaman ise yüzünüzde bir gülümsemeye neden oluyor. Ve bir hikaye daha bir hikaye daha derken bir çırpıda okuyup bitiriveriyorsunuz kitabı.
"Sue ertesi sabah bir saatlik uykudan uyandıktan sonra Johnsy’nin kapalı perdeye dalmış olduğunu gördü.
‘Perdeyi aç, görmek istiyorum’ dedi Johnsy fısıltıyla.
Yorgun Sue emre itaat etti.
Ama hayret! Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen upuzun gece boyunca aralıksız yağan yağmur ve şiddetle esen rüzgârdan sonra, bir asma yaprağı hâlâ yerinde duruyordu. Asma ağacının son yaprağıydı. Sapına yakın tarafları hâlâ koyu yeşil kalmakla birlikte, testere ağzı gibi tırtıllı kenarlarına ölümün ve çürüyüşün sarı rengi gelmiş olan yaprak, yerden beş altı metre yükseklikteki bir dala cesurca asılmış duruyordu.”
Kısa öykü dalının büyük ustası, "beklenmedik sonlarla” biten öykülerin yazarı O. Henry, hemen her öyküsünde hayatlarımızın ne kadar ironik olduğunu vurur yüzümüze. Aslında öykülerinin şaşırtıcı finalleriyle olduğu kadar kurduğu karakterlerin insani duyarlılıklarıyla da hatırlanmaya değerdir.