Olgunluk Çağı anlatısı genişliyor: Yine sayısız paradigmayı delik deşik eden, dinamik bağlantılarıyla dirilten, tökezleten, şaşırtan, uzaklaştırmayan bir yazı uğraşı, teke tek oynanmayan oyunlar çağını, bir huzursuzluk, kriz ve devrim dönemini aktarıyor. Tarihi ötede bir tarihte kuran edebiyat, tarihi yapan eylemin ardındaki ruhlara eğiliyor bu kez, sorguları ve göndergeleriyle paranoya yaratıyor.Olgunluk Çağı Üçlemesinin ikinci kitabı Sönmemiş Kireç, her şeyin usulca birbirine bağlandığı, tek bir öğenin işlevsiz bırakılmadığı bir sistem ziyafeti. TADIMLIKKuzeydoğu Kanadı, Kurtuluş Savaşını üç yılda kazandı - üç yıl önce Beyaz Mantolu Adam İstaya gelmişti, sakin bir gündü, işgal güçlerinin her köşeyi tutmuş olduğunu gören görüyordu. Benim İstaya gelmem daha sonra oldu; bagajımda bütün Dünya Birliğini sarsacak bir olayın tohumları vardı. Yolum çok geçmeden Ekva aracılığıyla Kurtuluşçularla kesişti ve o günden bugüne içlerinde yer aldım; savaşımın kendisine önemli bir katkım olduğunu iddia edecek değilim, işimi yaptım ben - tarihi yapanların yanında tarihi yazan birilerinin de olması gerektiğine inandığımdan izledim, kaydettim.Bu savaşın hemen hepimiz için ağır kişisel bedelleri oldu - çok insan öldü, çok insan ölmekten beter oldu. Başka türlü olması beklenemezdi belki - daha en başından, Olgunluk Çağının temel taşlarının yerinden oynayacağı, Samson kompleksi olan pek çok önderin bir dizi kapalıçarşı yangınına neden olacağı belliydi. Ahlaksal açıdan yaşanan yıkım belki de çok daha korkunçtu - bütün DB vatandaşları, bugüne kadar doğru belledikleri yalanlarla yüzleşmek ve herşeyi, tüm geçmişlerini, kişiliklerini, ilkelerini sorgulamak zorunda kaldı.Bu süreç bitmiş değil elbette - tarih bize, bu tür kitlesel travmaların etkisinin ve çözümlenmesinin, aşılmasının onyıllar sürdüğünü gösteriyor. Kuzeydoğu Kanadı olarak bizim şansımız -ben de kendimi bir İstalı olarak görüyor ve bizden sayıyorum- temiz bir sayfaya başlamayı bileğimizin gücüyle hak etmiş olmamız. DB istemeye istemeye, kendine rağmen bu noktaya geldi; bizse bu noktaya gelebilmek için herşeyimizi ortaya koyduk. Hatalar yapıldı belki, yanlış yollara sapıldı, bazılarının değeri zamanında bilinmedi, bazılarının hakkı yendi - doğrudur. Bunda gocunacak birşey yok - bize düşen, bireysel ve toplumsal döküm ve muhasebe işlemlerini açık yapmak. Bu belgesel her ne kadar Kurtuluşun coşkusuyla hazırlandıysa da, kimseyi kayırmadan, güzelleme edebiyatı yapmadan böyle bir dökümü gerçekleştirmeyi; geldiğimiz yerin gerisine düşmememiz için, herkese açık bir bellek parçası yaratmayı amaçlıyor. BMAnın Meclisteki açılış konuşmasında alçakgönüllülükle söylediği gibi, tarihin en büyük ironilerinden biri, en beceriksiz olanların, en zorlu görevler için seçilmesidir, ama zamanın motoru, herşeyin olması gerektiği gibi olmasını sağlar; biz ölümlüler bunu gördüğümüzde, olayların kendine özgü bir aklı olduğunu düşünürüz. Öyledir belki de; ama öyle olsa bile elimizden gelen tek şey, derin bir nefes almak ve işimize bakmak, değil mi?Tarih, mantığın yoksun diliyle yazan akıl şairi: Sıradan malzemeye borçludur belirleyici serüvenlerin varlığını. Tarih, uzuvları nedeniyle traji-komiktir.
Olgunluk Çağı anlatısı genişliyor: Yine sayısız paradigmayı delik deşik eden, dinamik bağlantılarıyla dirilten, tökezleten, şaşırtan, uzaklaştırmayan bir yazı uğraşı, teke tek oynanmayan oyunlar çağını, bir huzursuzluk, kriz ve devrim dönemini aktarıyor. Tarihi ötede bir tarihte kuran edebiyat, tarihi yapan eylemin ardındaki ruhlara eğiliyor bu kez, sorguları ve göndergeleriyle paranoya yaratıyor.Olgunluk Çağı Üçlemesinin ikinci kitabı Sönmemiş Kireç, her şeyin usulca birbirine bağlandığı, tek bir öğenin işlevsiz bırakılmadığı bir sistem ziyafeti. TADIMLIKKuzeydoğu Kanadı, Kurtuluş Savaşını üç yılda kazandı - üç yıl önce Beyaz Mantolu Adam İstaya gelmişti, sakin bir gündü, işgal güçlerinin her köşeyi tutmuş olduğunu gören görüyordu. Benim İstaya gelmem daha sonra oldu; bagajımda bütün Dünya Birliğini sarsacak bir olayın tohumları vardı. Yolum çok geçmeden Ekva aracılığıyla Kurtuluşçularla kesişti ve o günden bugüne içlerinde yer aldım; savaşımın kendisine önemli bir katkım olduğunu iddia edecek değilim, işimi yaptım ben - tarihi yapanların yanında tarihi yazan birilerinin de olması gerektiğine inandığımdan izledim, kaydettim.Bu savaşın hemen hepimiz için ağır kişisel bedelleri oldu - çok insan öldü, çok insan ölmekten beter oldu. Başka türlü olması beklenemezdi belki - daha en başından, Olgunluk Çağının temel taşlarının yerinden oynayacağı, Samson kompleksi olan pek çok önderin bir dizi kapalıçarşı yangınına neden olacağı belliydi. Ahlaksal açıdan yaşanan yıkım belki de ç... tümünü göster
214 sayfa