"Otorite, kişinin kendisinden mi kaynaklanır, yoksa etrafındakilerden mi?"
Ursula K. Le Guin, bilimkurgu edebiyatına damga vurmuş en büyük yazarlardan; amiyane tabirle türün kraliçesi. Eserleri ve fikirleriyle hem okurlara hem de yazarlara ilham veren Le Guin, Hainish Cycle'ın bir parçası olan erken dönem eserlerinden Sürgün Gezegeni'nde bizi Taoizm ve modern feminizm potasında erittiği ötekilik, önyargı, köksüzlük ya da yersizyurtsuzluk gibi olgular üzerine derin bir yolculuğa çıkarıyor.
Galaksinin karanlık tarafındaki Sürgün Gezegeni'nde iki büyük halkın mücadelesi hep süregelmiştir: Alterralılar ve Tevarlılar. Gezegenin yabancıları ve ötekileri olan Alterralılar eski güçlerini kaybetmiş, nüfusu gittikçe azalan bir halktır. Tevarlılar ise muhafazakâr ve ötekilerden hoşlanmayan, ilerlemeye kapalı bir topluluktur.
Güney Göçü başlayıp Gaallar güneye doğru ilerleyince büyük savaş kapıya dayanır. Alterralılar ve Tevarlılar bir araya gelip ortak düşmana karşı savaşacak ya da yaklaşan uzun kışla birlikte felakete sürükleneceklerdir. Rolery ve Agat'ın sıradışı hikâyesi de işte bu süreçte başlar.
Ortak bir düşman uğruna birlik olmak gerçekten mümkün mü? Yoksa otorite, kendi halkın da dahil her şeyi feda etmeye değer mi?
Sürgün Gezegeni, toplumsal ve düşünsel yargılara dair mevsim tanımaz, naif bir alıntı.
"Otorite, kişinin kendisinden mi kaynaklanır, yoksa etrafındakilerden mi?"
Ursula K. Le Guin, bilimkurgu edebiyatına damga vurmuş en büyük yazarlardan; amiyane tabirle türün kraliçesi. Eserleri ve fikirleriyle hem okurlara hem de yazarlara ilham veren Le Guin, Hainish Cycle'ın bir parçası olan erken dönem eserlerinden Sürgün Gezegeni'nde bizi Taoizm ve modern feminizm potasında erittiği ötekilik, önyargı, köksüzlük ya da yersizyurtsuzluk gibi olgular üzerine derin bir yolculuğa çıkarıyor.
Galaksinin karanlık tarafındaki Sürgün Gezegeni'nde iki büyük halkın mücadelesi hep süregelmiştir: Alterralılar ve Tevarlılar. Gezegenin yabancıları ve ötekileri olan Alterralılar eski güçlerini kaybetmiş, nüfusu gittikçe azalan bir halktır. Tevarlılar ise muhafazakâr ve ötekilerden hoşlanmayan, ilerlemeye kapalı bir topluluktur.
Güney Göçü başlayıp Gaallar güneye doğru ilerleyince büyük savaş kapıya dayanır. Alterralılar ve Tevarlılar bir araya gelip ortak düşmana karşı savaşacak ya da yaklaşan uzun kışla birlikte felakete sürükleneceklerdir. Rolery ve Agat'ın sıradışı hikâyesi de işte bu süreçte başlar.
Ortak bir düşman uğruna birlik olmak gerçekten mümkün mü? Yoksa otorite, kendi halkın da dahil her şeyi feda etmeye değer mi?
Sürgün Gezegeni, toplumsal ve düşünsel yargılara dair mevsim tanımaz, naif bir alıntı.
Birlik'in dağılıp dağılmadığı bilinmemektedir. yıldızının çevresindeki dönüşünü 60 dünya yılında tamamlayan gezegenin sakinleri göçebe Hilf ler ve ataları dünyadan gelmiş olan Uzakdoğumlular, beraber ama ayrı yaşamaktadırlar. uzakdoğumlular Kültür Ambargosu kanununa uyarak gezegenin yerlilerin seviyesine inmiş 60 yıllık dönem boyunca atalarının birikimlerini unutmuşlardır. Telepatik yetenekleri olan Uzadoğumlular, Hilf leri ürkütmekte, farklılıkları deri renklerinden belli olan bu yabancılar kabul edilmemektedir. Kış yaklaşırken Kuzey'in barbar kavimlerinin yerleşim yerlerine saldırdıkları söylentisi bu farklı iki ırkı daha büyük bir tehdidin altında birleşmeye itecektir, ama öncesinde Agat ve Rolery'nin aşkı bu birleşmeyi ve göç umutlarını yok eder. Şimdi vahşi bir düşmana ve 15 yıl sürecek bir mini buz devrine karşı tüm farklılıklarını bir kenara bırakıp beraber çalışmak zorundadırlar....
Yazar tüm kurgusunu işlemeyi sevdiği iç grup dış grup çatışması üzerine odaklamış. Akıcı ve inandırıcı yazım stili kurguyu okuması ve sürükleyici hale getirmiş.Ataerkil kabile düzeninden henüz çıkamamış Hilf ler üzerinden feminist görüşlerini aktaran yazar, iki farklı kültürün karşılaştırılmasıyla geçmişin bağnazlığından bugünkü kültürel kabullere nasıl ulaşıldığını gözler önüne sermeyi başarmış. Hainish döngüsünün 2. kitabı olan sürgün gezegeni, unutulmuş bir koloninin kültürel olarak gerilemesi, evren ve teknoloji hakkında daha fazla bilgisi olan, onlara kıyasla geri kalmış gözüken kabilenin onlardan kaçınması ve cadılar olarak yaftalaması gibi motiflerde ve sosyal ilişkilerin dinamiklerinde gelenekçilik ve yenilikçilik tartışmaları yürütülmüş.
Rolery ve Agat'ın aşkı bilimkurgu arkaplanında bir Romeo ve Juliet uyarlaması olarak görülebilir. Kültürün dayatmalarının önünde dağılıp çöktüğü bir kavram olarak sevginin savunulması son derece hoş bir motif. Darwin atfı yapan yazar, yeni koşullara uyum sağlayan Uzakdoğumlular ve Hilf ler arasında düzenli bir ilişki kurulmasının ancak aile bağları ve çocuklarla mümkün olacağı argümanını ileri sürmüş. Yazar tıbbi tartışma geçen bir pasajında gizli bir İgnaz Sammalweis atfında bulunuyor ki bağnazlık yüzünden bir araya gelemeyen toplumların konu olduğu bir hikayede son derece yerinde kullanılmış bir detay.
Kitabın kısa oluşu sebebiyle karakterlerin derin bir analizi bulunmuyor maalesef. Atmosfer oldukça etkileyici tabi ki Ursula'nın etkisi buda. Gezegene hapsolan bir başka türün gezegenin sahibi olan ve "insan" tabirinin kullanıldığı ırkla sınavını işlemiş. İçerisinde bir parça aşkı ve sonlara doğruda savaşı resmetmiş yazar. Kısa ancak keyifli bir okumaydı.
Karton Cilt, 4.Baskı, 142 sayfa
Şubat2018 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı