Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçek aşkın küçük bir umut ışığı olduğu Friday Limanı dünyasına hoş geldiniz…
Friday Limanı’nı evi olarak gören üç Nolan kardeşten biri olan Alex Nolan da diğerleri kadar karamsar ve alaycıdır. İçki şişesinin yardımıyla içindeki şeytanlarla savaşmakla ve kendi cehenneminde yaşamakla meşguldür. Sonra bir gün karşısına bir hayalet çıkar. Onu sadece Alex görebilmektedir. En sonunda aklını mı kaçırmaya başlamıştır?
Zoë Hoffman doğuştan romantiktir. Yakışıklı Alex Nolan’la tanıştığında, bütün içgüdüleri ona kaçmasını söyler. Alex bile ona kaçmasını söyler. Ama Zoë bir şekilde, geçmişin hayaletlerinin kırık bir ruhta yeniden nefes alabileceğine, dahası aşkın boyutların ve mantığın ötesine ulaşabileceğine Alex’i inandıracaktır…
(Tanıtım Bülteninden)
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçek aşkın küçük bir umut ışığı olduğu Friday Limanı dünyasına hoş geldiniz…
Friday Limanı’nı evi olarak gören üç Nolan kardeşten biri olan Alex Nolan da diğerleri kadar karamsar ve alaycıdır. İçki şişesinin yardımıyla içindeki şeytanlarla savaşmakla ve kendi cehenneminde yaşamakla meşguldür. Sonra bir gün karşısına bir hayalet çıkar. Onu sadece Alex görebilmektedir. En sonunda aklını mı kaçırmaya başlamıştır?
Zoë Hoffman doğuştan romantiktir. Yakışıklı Alex Nolan’la tanıştığında, bütün içgüdüleri ona kaçmasını söyler. Alex bile ona kaçmasını söyler. Ama Zoë bir şekilde, geçmişin hayaletlerinin kırık bir ruhta yeniden nefes alabileceğine, dahası aşkın boyutların ve mantığın ötesine ulaşabileceğine Alex’i inandıracaktır…
(Tanıtım Bülteninden)
Okuyanlar bilir Friday Harbor serinin ilk kitabı sıradandı.İkinci kitapta ise çok az mistik detaylar vardı.Serinin 3. kitabı Suya Yazılan Hayaller ise fantasik ögelerin daha yoğun olduğu bir romandı. Zaten kitabın sayfaları bir hayaletin düşünceleri ile başlıyor.Başta çok şaşırdım ve yadırgadım.Yurtdışında çok eleştiri alan bir seriymiş Hatta yazarın en kötü serisi olduğunu iddia edenler bile var.Ben bu kitabı çok beğendim.Okurken düşüncelerim Saraj Jio'ya kaydı.Nedense onun kitabını okuyormuşum gibi hissettim.
Pek çok Lisa hayranı hayal kırıklığına uğrayabilir.O yüzden tavsiye konusunda bir şey diyemiyorum.Özellikle son kitabı çok merak ediyorum.Umarım epsilon en kısa sürede yayınlar. :)
Kitap bir hayaletin düşünceleri ile başlar. İçinde bulunduğu evi almaya Sam Nolan gelir. Ev Sam'in alıp yenileyip yaşamaya başladığı evdir. Böylece hayalet Nolan kardeşler ile tanışır. Fakat onu sadece Alex görebilir. Onun peşinden gidip evden çıkabilir. Böylece Alex'in dünyasına sıkışıp kalır.
Alex Nolan marangoz ve eşinden ayrılmıştır. Eşi evi dahil mal varlığının çoğunu almıştır. Alex ise sürekli içer her geçen gün biraz daha çöker. Sam'in evinde iken kaza geçirip orada kalmaya başlayan Lucy'nin arkadaşı Zoe Hoffman ile tanışır ve görür görmez etkilenir.
Zoe'nin annesi küçükken onları terk etmiştir. Babası ise annesini hatırlattığı için onu büyükannesine bırakmıştır. Aşçılık okumuş ve evlenmiştir fakat eşi başka bir adam için kendisini terk etmiştir. Kuzeni sayesinde Friday Limanı'nda yeni bir başlangıç yapar ve onun pansiyonunda aşçılık yapmaya başlar. Büyükannesi hastalandığından son günlerini yanında geçirmesi için onun senelerdir satmadığı evini tamir ettirip taşınmaya karar verir. Evi tamir edecek kişide Alex olur. Böylece ikili sık sık bir araya gelir ve kaçmak isteseler de bazı duygulardan kaçamazlar.
Alex düzelmeye başlar ve en büyük destekçisi Zoe olur. Zoe'nin büyükannesinin bakımında ise en büyük destekçisi Alex olur. Bir de hayalet iyice devreye girer çünkü Zoe'nin yeni evi ile bir geçmişi var. Bu sayede hayaletin geçmişini ikili ile bağlantısını da öğrenmiş oluyoruz.
İkiliyi çok sevdim. Zaten Alex en merak ettiğim Nolan kardeşti bu yüzden keyifle okudum. Hayaletin hikayesi de araya girince gizem arttı ve benim merakım da arttı. Bu kitapta fantastik olaylar daha fazlaydı bir önce ki kitabında boşluklarının doldurulmuş hali gibiydi sevdim.
https://dilarabook.blogspot.com.tr/2017/09/suya-yazlan-hayaller-friday-harbor-3.html
Lisa Kleypas tarihi aşk kitapları konusunda oldukça güvendiğim bir yazardır. Günümüz serisinde kalemini o türdeki seriler kadar iyi bulmasam da yine de bir çok seriden daha önde benim için.
Friday Harbor serisi üç kardeşin hikayesini anlatıyor fakat bir dördüncü kitabı da var o da umarım yakın zamanda çevirilir.
Bu kitabın kahramanı uzun zamandır merak ettiğim Alex Nolan'dı. Boşanmış, alkolik, dibe vurmuş olan bir adam olarak yeni bir sayfayla nasıl başa çıkacağını, daha doğrusu yeni bir sayfa isteyip istemediğini merak ettiğim bir karakterdi. Zoe ise talihsiz bir evlilik, nefretlik bir baba ve muhteşem büyükannesi ile kuzeniyle beraber okumayı oldukça sevdiğim biri oldu. Özellikle kuzeni Justine ile sonlara doğru olan muhabbetlerini okurken kahkahalarıma engel olamadım. Sanırım bir sonraki kitap onun, okumak için sabırsızlanıyorum.
Bir önceki kitap Aşkın Son Yankısı'nda meydana gelen bazı olayların ve davranışların tuhaf olduğunu düşünmüştüm. Bu kitapta onların gizemi çözüme kavuşuyor ve bir de olay daha da fantastikleşiyor diyebilirim. Unutmadan, kitap boyunca bize eşlik eden bir hayalet var. Ve kendisi oldukça eğlenceli. Evet, bildiğimiz hayalet.
Gizemli, aydınlatılması gereken bir geçmiş ve bunun yanında bu olayların Zoe ve Alex ile ne alakası olduğunu kitap boyu merak ettim. Hatta bu hayaletin gizemini bazı anlarda onlardan daha fazla merak ettim desem yalan olmaz. Biraz tahmin ettiğim gibi olsa da, kitabın benim için akıcı olmasında büyük etkisi var.
Çeviri ve kapağını da oldukça beğendim. Hafif, zaman geçirmelik ama bunun yanında kaliteli bir şeyler okumak istiyorsanız seriyi tavsiye ederim.
Şu seri bitse de yayın evi Lisa Kleypas’ın historicallerini çıkartmaya devam etse.
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2017/10/sibel-bunlar-sevmedi.html
http://illekitap.blogspot.com/2018/06/lisa-kleypas-suya-yazlan-hayaller.html
Lisa Kleypas'ın Friday Harbor serisinin 3. kitabı Suya Yazılan Hayaller'i de bitirmiş bulunuyorum.
Açıkçası serinin her bir kitabı birbirinden iyiydi ama nedense ben Alex ve Zoe'nin hikayesini daha çok sevdim. Sanırım bunda büyükanne Emma ve hayaletin hikayelerine de değindiğinden olsa gerek.
Bu seride öğrendiğim bir şey varsa kesinlikle ana karakterlerin sadece aşkını anlatmıyor. Küçük sihirlere, mucizelere de dayanıyor ya da imkansız denilen küçük hayali dokunuşlara...
Bu kitapta en çok sevdiğim şey, güvensizliklere, ürkekliğe rağmen aşkın bir şekilde yolunu bulup hayatını yaşamasıydı.
Alex'i zaten diğer iki kitaptan tanıdık ve nasıl sorunlu bir evlilik yaptığını ve hayat bakış açısını gördük. Karamsarlıkta ve negatif düşüncelerde bayrak taşıyacak kadar bir numara olsa da onunsa yüreğinde küçücük minicik bie umut, duygu kırıtısı varmış ki Zoe'nin duyguları karşılıksız kalmadı.
Hayalet ve Emma ile ilgili kısımlar çok fantastik kalsa da bence kitaba yakışmıştı. Çünkü Alex'i mutluluğu ve aşkı hakedebileceğine inanmasını sağlayacak daha başka bir olamazdı.
Aşkın bu kadar güzel filizlenmesi süperdi. Holly'i bu kitapta pek göremedim sanırım Alex'in onunla çok fazla vakit geçirmiyor olmasındandı ama görmeyi isterdim açıkçası. O ufaklık çok eğlence katıyordu bence kitaba.
Neyse çok uzatmayayım ben kitabı diğerlerine nazaran daha çok sevdim. Sebebini bilemiyorum belki de daha fazla imkansızlık barındırdığındandı... bilemiyorum...
Bence 5 üzerinden 4 lüktü. Beş verebileceğim kadar mükemmel değildi ne yazık ki ama kesinlikşe okumaktan zevk aldığım bir kitap oldu.
Sizlere de bu seriyi tavsiye ederim. Bence Lisa Kleypas'da mutlaka okunması gereken yazarlardan.
Lisa Kleypas 'ın Friday Limanı serinin üçüncü kitabı. Okuması gayet keyifli ve içeriğinin birazcık fantastik olay akışıyla süslenmiş olması, gizemli anlarla bence kitapların okunma cazibesini arttırdı. Romantik konulu bir tarzda yazılmış olsa da, düzensiz ve eksik aile ortamında yetişen çocukların ilerde yasayabilecegi sorunları, tekrarları, yoksunlukları veya çocukluğunda yaşadıkları tüm eksikliği ve yaşayamadıkları sevgiyi, aile bütünlüğünü oluşturmak için umutla ve kendini iyi bir amaca hizmet veren birey olarak hayata tutunma çabasını anlatan güzel bir bir seriydi. Nolan kardeşler ve yaşanmışlıkları. Okunmaya değer bence. Hayatın umuda ihtiyacı var, umut varsa başarı ve mutluluk gelecektir elbet.
Fena değildi güzel bir kitaptı yazlık kafa dağıtmalık yalnız kızın yaptığı yemeklere hayran kalmamak elde değil okurken bile canım çekti yani tokken okuyun:))
📚 Yazarın Friday Harbor serisinin üçüncü kitabı, bir önceki kitap gibi bu da ortalamaydı yani çerezlik türünden.
Bu kitapta Nolan kardeşlerden Alex Nolan ve Zoe'nin hikayesini okuyoruz.
İki karakterin de geçmişte başarısız bir evlilik deneyimleri olmuş, Alex kendini hayattan soyutlayıp içkiye vururken, Zoe arkadaşı ile birlikte işlettiği pansiyonun mutfağında en başarılı olduğu konuda yani keklerin ve muffinlerin arasında kaybolmayı tercih etmiş, eski kocası kendisini başka bir erkek için terk ettiğinde o ana kadar eşinin eşcinsel olduğunun bile farkında olmayan bir kadın kendisi, bir kedisi ve hasta bir büyükannesi var.
Alex Nolan dışarıdan sert ve yabani görünen biri, dediğim gibi içkiyi biraz fazla seviyor, geçimini marangozluk işleri yaparak sağlıyor ve işinde oldukça da başarılı, Zoe ve büyükannesinin birlikte yaşayacağı evin tadilat işlerini almasıyla aralarında bir yakınlaşma başlıyor.
Anlaşılan bu serinin kadın karakterleri erkek karakterlerine göre daha baskın, burada da Zoe fazla ısrarcıydı ve ben yazarın bu tarzından pek hoşlanmadım, bir yanda masum bir kadın profili çizerken diğer yandan adamın üstüne atlayacak türde bir kadın karakter yaratmak tam bir tezat olmuş :)
Yazar bu kitapta da fantastik öğeler barındırmayı ihmal etmemiş mesela Alex bir hayaleti görüyor ve onunla konuşabiliyor, kitapta hayaletin geçmişine de yolculuk yapıyor, onun da kendi hikayesini okuyoruz yalnız onun hikayesindeki kadın tam bir sürpriz :)
308 sayfa
26Haziran2017 tarihinde