“İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?”
“Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz.”
“Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?”
“Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz.”
“İyi ya boş değildi kucağım.”
“Ama yandınız, kül oldunuz.”
“Ama vardım, kül bunun kanıtı.”
12 Eylül’ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunç’un usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor.
Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makas’tan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser.
“İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?”
“Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz.”
“Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?”
“Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz.”
“İyi ya boş değildi kucağım.”
“Ama yandınız, kül oldunuz.”
“Ama vardım, kül bunun kanıtı.”
12 Eylül’ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunç’un usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor.
Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makas’tan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser.
Kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda, sayfaları çevirdikçe tutarsızlık ve mantıksız devam eden cümlelerle karşılaşacaksınız. Çünkü Ayfer Tunç kullandığı ilginç ve bir o kadar da zor yazım tekniği ile sizleri şaşırtacak. Bu kitap hayatta engellere çarpmış kişiliği törpülenmiş, kendi içinde geri planda kalmış, silik bireyler olan bir kadın ve adamın çarpıcı günliklerinden oluşuyor. Olağanüstü yazım tekniği de kitabı okuyup kendinizden parçalar bulmaya başladığınızda hikayeyi daha da çekici kılacak.
Anılar, hesaplaşmalar, pişmanlıklarla dolu, olayları içe içe girmiş bu kitabı çok beğendim. Farklı bir kitap okumak, Ayfer Tunç’un edebiyattaki ustalığını tatmak isteyenler, her şey bir yana eğlenceli bir kitap okumak isteyenler için şiddetle önerilir.
http://beyazkitaplik.blogspot.com/2012/05/suzan-defter.html
+ İnsan ölmek istiyor.
- Kasvetten mi?
+ Kederden
deneysel bir çalışma...iki farklı kişiye ait günlükler tarih sırasına göre paylaşılıyor. tek sayılı sayfalar bir kişiye , çift sayılı sayfalar diğer kişiye ait olacak şekilde planlanmış bir kısa roman...
Taş-Kağıt-Makas'ın en iyi öyküsü olan Suzan Defter şimdilerde Can Yayınları tarafından ayrı bir kitap olarak basılmış. Daha çok insanın okumasını sağlayacağı için iyi bir şey belki bu. Fakat yine de böylesi yürek söken kitapların bir satış stratejisinin öğesi olmasına bozulmuyor değilim. Bir de şuna benzer bir şeyler yazmışlar arka kapağa ki Ayfer Tunç'un hatrına küfür etmedim:
"Suzan Defter, Taş-Kağıt-Makas'tan kopup kendi başına bir eser olmayı çoktan hak etti."
Taş-Kağıt-Makas'ın içinde yer alırken yetersiz kötü bir öyküyken özverili çalışmalarıyla terfi edip ayrı bir kitap olma hakkı mı kazandı, nedir? Neyse...
Suzan Defter, hem biçimsel hem de içerik olarak son dönemde yazılan öykülerin zirvelerinden biridir gözümde. Şiddetle tavsiye edilir.
---alıntı---
"ayrılmak, gidenin, kalanın kucağında bir kucak kor bırakmasıdır, yanar durursunuz kül olana kadar"
---alıntı---
çift sayılı sayfaların ayrı, tek sayılı sayfaların ayrı okunduğu, iki farklı bakış açısını yansıtan çok farklı bir kitap
Okuması zevkli bir kitap. Bazı şaşırtıcı unsurlar da içeriyor.
Öncelikle kitabı nasıl okuyabileceğimi anlayabilmem biraz zor oldu desem sanırım yanlış olmaz. Sırf bu yüzden üç kere kitaba başlayıp, hemen geri kapattım. Aklım karıştı. Daha önce hiç bu tarz yazılmış bir kitaba rastlayamadığımdan olacak; neyse ki daha sonrasında bir blog sayfasında kitabın nasıl okunacağını anladım. Sağ taraftakiler bir kişinin, sol taraftakiler ise diğer kişinin günlüklerinden oluşuyormuş ve günlüklerin devamı yine sağ ve sol olmak üzere devam ediyormuş. Kitabı doğru okumayı öğrenince sevmem de çok kolay oldu.
Ayfer Tunç bildiğimiz belki de daha önce okuduğumuz yaşam öykülerini başka bir yerde göremeyeceğimiz cümlelerle öylesine güzel, derin ve etkileyici anlatıyor ki roman okuyucu da bambaşka bir tad bırakıyor kitap sırf bu yüzden gönüllerde belki de hiç bitmiyor..
Karton Cilt, 128 sayfa
Temmuz2011 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı